Bilgisayarımla evleniyorum.

Bilgisayar, 20. yüzyılda hızlıca yaygınlaştı ve bugünkü halini aldı. Türkiye'de özellikle 20. yüzyılın sonlarında kullanılmaya başlanan bilgisayar ve internet o kadar içimize girdi ki, bunu somut olarak görmek çok mümkün. Örnek verecek olursam ben çocukken dışarıda arkadaşlarıma oynardım bir sürü de yaşıtım çocuk olurdu. Şimdi gözlemlediğimde ise çocuklarımızın genel ilgi alanı bilgisayar oluverdi dışarıdaki çocukların sayısı seyreldi. Bu durum iyi mi kötü mü kesin bir yargıya varmam imkansız. Çünkü çoğumuzun bildiği gibi bilgisayarın ve internetin iyi yanları olduğu gibi kötü yanları da var. Eğer sizde özellikle anne, baba, abi ya da abla iseniz ve çocuğunuzun ya da kardeşinizin internette kötü sitelerle karşılaşmasını istemez ve buna bir önlem almak istersiniz. Bu:

bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) sitelerden korunma programı ile kullandığınız bilgisayarınızda, bilgisayarınızı kullanan herkesi zararlı içerikli sitelerden koruyabilirsiniz. Ya da bu program ile:

bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) site koruyucusu çocuklarınızı kötü sitelerden koruyabilirsiniz. Bu programla da:

bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) takip programı çocuğunuzun hangi sitelere girdiğini, bilgisayarda neler yaptığını adım adım takip edebilir ve önlem alabilirsiniz.

Bilgisayarın tek zararı tabi ki internet değil, bilgisayar içimize girdi demiştim ya, bu olayı da abartarak eşimiz gibi oluverdi. Gözlemlediğim kadarıyla internet kullanıcılarının bilgisayar başında en az 1 fotoğrafı vardır. Bunu görüntü resmi olarak kullananlar ya da birincil fotoğrafı olarak bu fotoğrafı kullananların sayısı da yeterince fazla. Sadece normal internet kullanıcıları değil buna yazarlar, iş adamları, avukatlar da dâhil… Ne yani bilgisayar başında fotoğraf çektirmeyecek miyiz? Bu sözüm sadece bir yadırgama değil, bilgisayarın başında fotoğraf çektirmekte korkulacak bir durum da değil zaten. Ama bilgisayarımızın günlük hayatımıza gereğinden de fazla girdiği de yadsınamayacak bir gerçek. Hiç bulaşık makinesiyle ya da buzdolabısıyla fotoğraf çektiren birini gördünüz mü?... İşin espri tarafından olaya bakarak yaşadığım bir olayı anlatmak isterim. 3 arkadaş laptoplarımızla oyun oynuyorduk. bir ara fotoğraf çektirirken arkadaşın biri diğer boşta kalan 2 laptopu da önüne alarak önünde 3 laptopla fotoğraf çektirdi. İşin ilginci sol eli, sağdaki laptopun üzerinde, sağ eli, sağdaki laptopun üzerinde, gözü de ortadaki laptopta, komik bir fotoğraf olmuştu :D Hala bakar bakar gülerim...

Sözlerim kimseyi kırmasın incitmesin. Ben bilgisayar ve internetin hayatımıza girişini mizahi yönden yazmak istedim. Tabi ki bilgisayar kullanacağız yeri gelecek saatlerce bilgisayar başında vakit harcayacağız. Hatta başında fotoğraf çekeceğiz... Sözün özü biz bilgisayarın aracı değil bilgisayar bizim aracımız olsun. Günlük işlerimizi ve sevdiklerimizi bilgisayardaki işlerimiz yüzünden 2. plana atmamaya özen gösterelim. Hatta mümkünse şimdi kalkıp yanımızda annemizin, babamızın, kardeşimiz ya da çocuğumuzun yanağına bir öpücük konduralım, mümkün değilse telefonla arayıp halini hatrını soralım.