ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ’NİN KÜLTÜR VE UYGARLIĞI
1.Devlet Yönetimi
Anadolu Selçuklu Devleti’nin başında, sultan adı verilen bir hükümdar bulunurdu.Devlet ve ülke, hükümdar soyunun ortak malı sayılırdı.Sultan ölünce, onun ailesinden biri devletin başına geçerdi.
Sultanın önemli görevleri ve sorumlulukları vardı.Sultan , devleti en iyi şekilde yönetir,halkın mutluluğu için çalışırdı.Sultandan sonra en yetkili devlet adamı vezirdi.
Devlet işleri, divan adı verilen bir kurulda görüşülüp, karara bağlanırdı.Divana, sultan veya vezir başkanlık ederdi.
Ülke , yönetim bakımından bölümlere ayrılmıştı.Eyalet(il) adı verilen bu bölümleri,
Hükümdar ailesinden olan melikler ve valiler yönetirdi.Meliklerin yanında birde atabey bulunurdu.Atabey,meliklerin deneyim kazanmaları için çaba harcayan bilgili bir görevliydi.
Eyaletlerde,askerlik işlerine subaşılar,adalet işlerin kadılar bakardı.
Anadolu Selçuklularında ordu,sultanın şahsına ait askerler,(Hassa ordusu) Türkmenler ve ıkta sahiplerinin beslediği askerlerden meydana geliyordu.Savaş sırasında; ok ,yay,kılıç ve topuz gibi silahlar kullanılırdı.
Anadolu Selçukluları,denizciliğe de önem verdiler.Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında tersaneler kurdular.Bunlardan,Alaiye ve Sinop tersaneleri çok önemliydi.Oluşturulan donanma ile hem deniz ticareti geliştirildi hem de kıyıların güvenliği sağlandı.
2.Din ve İnanış
Anadolu Selçuklu Devleti döneminde,Türkiye’de yaşayan insanları çoğunluğu Türk ve Müslümandı.Ayrıca burada, başka dinlere inanan insanlarda vardı ve Türklerle yanyana yaşıyorlardı.Onlara hoşgörü gösteriliyor,inanç özgürlüğü tanınıyordu.
Anadolu Selçuklu sultanları,yönetimleri altındaki insanlar arasında din farkı gözetmez-
lerdi.
Anadolu Selçuklu Devleti döneminde bazı tarikatlar kurulmuştu.Bektaşilik ve Mevlevilik tarikatları bunlar arasındadır.Bektaşiliğin kurucusu Hacı Bektaş Veli,Mevleviliğin
Kurucusu ise Mevlana Celaleddin Rumi ‘dir.
3.Sosyal ve Ekonomik Yaşam
Türkler Anadolu’yu yurt edindikten sonra burada her bakımdan gelişme oldu.Yeni köyler
ve şehirler kuruldu.Ülke bayındır hale geldi.
Halk şehirli,köylü ve göçebe olmak üzere üç gruba ayrılıyordu.Şehirliler ticaret ve zanaatla,köylüler hayvancık ve tarımla,göçebe Türkmenler ise hayvancılıkla uğraşıyorlardı.
Demircilik,bakırcılık ve marangozluk gibi zanaat dalları çok gelişmişti.
Şehirlerde ticaretle uğraşanlar tarafından Ahi teşkilatları vardı.Bu teşkilat içinde zanaatkarın
iş kollarına göre loncaları olurdu.Zanaatkarlar arasında sıkı bir iş birliği ve dayanışma vardı.
Devletin zayıfladığı zamanlarda Ahi teşkilatı şehirlerin güvenliğini sağlar,yönetimde etkili olurdu.
Anadolu Selçukluları döneminde iç ve dış ticarete önem verilirdi.Ticaret yolları güvenceye
alındı.Kervanların konaklaması için kervansaraylar yaptırıldı.Ayrıca deniz ticareti geliştirildi.
Anadolu Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubat devletin ekonomisi, altın para bastıracak kadar güçlüydüydü.Anadolu Selçuklularında topraklar,devlet malı olarak kabul edilir ve “miri
arazi”olarak adlandırılırdı.
Miri arazi;has,ıkta ve vakıf arazisi olarak dörde ayrılırdı.
Has arazilerinin geliri sultana ayrılmıştı.Sultan bu toprakları istediği gibi kullanma hakkına sahipti.
Ikta;hizmet karşılığı olarak verilen toprağın geliridir.Ikta sahiplerinin elde ettikleri gelirin
bir kısmıyla geçimlerini sağlar , bir kısmıyla da asker beslerdi.
Mülk arazi;görevlerinde başarılı olan devlet adamlarına verirdi.Bu toprak,sahibinin ölümünden
sonra çocuklarına kalırdı.
Vakıf arazi;geliri,çeşitli sosyal kurumların giderleri için ayrılan topraklardı.
4.Yazı,Dil ve Edebiyat
Anadolu Selçuklu Devleti döneminde halkın Türkçe konuşmasına karşın bilim dili Arapçaydı.
Edebiyat ve devletin resmi dili ise Farsçaydı.Karaman oğlu Mehmet Bey,Anadolu Selçuklu
Devleti’nin veziri olduğu sırada,devletin resmi dilinin Türkçe olduğunu ilan etti (1277).
Mevlana Celaleddin Rumi,Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli’nin Türk düşünce ve edebiyat
hayatında önemli yerleri vardır.Onların çabaları sonucunda 13. yüzyıl Anadolu’su bir kültür ve
hoşgörü ülkesine dönmüştür.Mevlana eserlerini Farsça,Yunus Emre ise Türkçe yazmıştır.Onlardan kalan eserler bu günde değerini korumaktadır.
5.Bilim ve Sanat
Anadolu Selçuklu sultanları bilim adamlarına,yazar ve şairlere çok değer verirlerdi.Onlara
destek olurlardı.Bu dönemde Mısır,Suriye ,İran,Irak gibi ülkelerden pek çok bilim adamı Anadolu’
ya getirilirdi.Onların çalışmalarından yararlanılırdı.
Medreseler o dönemin en önemli eğitim,öğretim ve bilim kurumlarıydı.Burada dini bilgilerin yanında matematik,tıp,felsefe ve gök bilimiyle ilgili dersler de okutulurdu.
Türkler,Anadolu’ya yerleştikten sonra hemen bayındırlık işlerine giriştiler.Saraylar,camiler,mescit-ler ,medreseler imaretler,hastahaneler,kervansaraylar,hamamlar,surlar,kaleler ve tershaneler yaptırdılar.
Yaptırılan çok sayıdaki eser,dini ve sosyal alanlarda halka hizmet verdi.Bu yapıların kapıları,pen-cereleri,kubbeleri çok güzel çiniler,taş ve tahta oymalar,kabartma yazılar ve nakışlarla süslendi.Kon-ya,Sivas,Kayseri,Erzurum,Ahlat,Divriği,Tokat,Malatya, şehirlerinde Selçuklulardan kalma pek çok mimari eser bulunmaktadır.Konya’da İnce Minare Medresesi ve Karatay Medresesi,Konya ile
Aksaray arasında bulunan Sultan Hanı,Sivasta Gök Medrese,Kayseri’de Ulucamii,Darüşşifa(hastahane),
Divriği’de Ulucamii,Erzurum’da Çifte Minare,Alanya’da(Alaiye)Kızılkule, ve tershane bu dönemden
kalan en önemli eserlerin başlıcalarıdır.Selçuklulardan heykel ve resimler de kalmıştır.Halıcılık ve
maden işçiliğinde de ileri gidilmiştir.
Divriği Darüşşifası