ATATÜRK ÖĞRETMEN OLSAYDI
Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nı ve inkılaplarını hep sabırlı, ikna edici, güven verici, bilgili "öğretmenliği" sayesinde başarmıştır.
Gerek öğretmenlik ve gerekse eğitimcilik kısmen doğuştan getirilen bazı özelliklere, kısmen de sonradan öğrenme ile kazanılan bilgilere sahip olmayı gerektiren bir sanat ve bilimdir. Bu açıdan bakıldığında, Atatürk'ün tam bir öğretmen ve eğitimci ozelliği taşıdığıını gorürüz. O'nun kişiligini ögretmenlik ile özdeşleştirmesi bu bakımdan son derece isabetlidir.
Yüreğinde Allah, vatan, millet, bayrak, Atatürk sevgisiyle dolu her Türk öğretmeni, Atatürk'ün eğitim anlayışını tüm meslek hayatı boyunca yaşamalı ve yaşatmalıdır.
Atatürk eğitimciliğin sıradan ve basit bir iş olmadığının farkındadır. Ona memleketin refaha kavuşması bile buna bağlıdır:
bayramlar
Dini bayramlar, yeryüzünde yaşayan çeşitli dinlere mensup toplulukların belli bir tarihte, yılda bir kere bir veya birkaç gün sevinç gösterileriyle ve ayinlerle, ritüellerle kutladığı günlerdir.
Müslümanlar her yıl iki dini bayram kutlar: 1. Ramazan Bayramı, 2. Kurban Bayramı. Dini bayramlar, ulusal bayramlardan farklı olarak ay takvimine göre düzenlendiğinden her yıl 10 gün erken gelirler. Bir insan ömründe (ortalama 70 yılda) dini bayramların bu dönüşümünü üç kere izleyebilir. Yani bir kışa, yaza veya baharlara gelen bayramları ömründe üç kere görebilir.
Bayramın ilk gününden önceki güne arefe veya arife denir. Ramazan Bayramı, Şevval ayının birinci günü başlar, üç gündür. Kurban Bayramı, Zilhicce'nin 10. günü başlar, dört gündür. Bayram günü oruç tutulmaz, çalışılmaz (çalışanlara ücretleri iki kat ödenir), icra takibi yapılmaz, resmi yerler kapalıdır, herkes sevinç içinde eğlenir, fakat dini bayramlarda Latinlerdeki gibi festival ve faşing havası yoktur.
Ayrıca, bayram gibi kutlama günleri vardır ki, bunlar daha yöresel, daha dar topluluklara
TOPLUM DA SEVİLEN BİRİ OLMAK
Hz. Ali (a.s) pratik hayatta da toplumun rehberi ve imamı olmalıdır. Yâni, bütün insani değerleri uyumlu ve dengeli bir şekilde bünyesinde taşıyan kamil bir insan, kemale varmış bir rehber olarak örnek alınmalıdır o... Öyle bir insan ki gece olup da ibadete koyulduğunda, Rabbine hamd-ü senada bulunup yakarmaya başladığında bütün arifleri geride bırakır; Hakka erişmek, bütün varlığıyla Hakka yönelmek ve Rabbine doğru kanatlanmak demek olan ibadet ruhu ile diğer insani vasıfları aynı şiddetle, aynı hararet ve aynı kemalle bir arada bünyesinde taşır.
Bütün dikkatini belli bir şeye toplamış olan bir insanın o şey haricindeki dış dünyayla bağlantılarını kestiğini başka şeyleri hissetmediğini duymuş ya da görmüşsünüzdür. Mesela savaşın kızgın bir anında kendini bütünüyle savaşa kaptırmış bir insan, o şiddetli vuruşma sırasında bir yara alacak olsa bunu hissetmez, örneğin kolunun bir tarafını kesip geçen bıçağın acısını belki de hiç duymaz, bütün varlığıyla savaşa konsantre olmuştur çünkü. İbadetle meşgulken Hz. Ali'nin (a.s) durumu da böyledir işte; yalnızca savaşırken değil, ibadet ederken de öylesine bir aşk-ı ilahi ile yanıp tutuşmakta, öylesine bir coşkuyla çağlamaktadır ki, asla bu alemde değilmişçesine bir halet-i ruhiye içine girivermektedir birden!
DENGELİ BESLENME
Hayatınızda akılcı bir beslenme rejimi her zaman olmalı. Kilo vermeyi ertelemeyin. Eğer hızla kilo veremediyseniz, hayal kırıklığına uğramayın. Keza çok çabuk kilo kaybederseniz, yeme alışkanlıklarınızı değiştirmeniz imkansız. Herhangi bir tatlıyı yemeden veya bisküvi paketini açmadan önce kendinize sorun, "Ben gerçekten aç mıyım" eğer cevabınız olumluysa, on dakika bekleyin ve bu soruyu tekrar sorun.
Yiyeceklerinizi haftalık olarak planlayın. Böylece alışveriş yaparken, abur cubur satın almaktan kurtulabilirsiniz.Asla süpermarkete aç gitmeyin. Eğer insanlar tok karnına alışverişe giderlerse, besin değeri daha yüksek yiyecekler alıyorlar. Abur cuburdan da uzak duruyorlar.
Daha hareketli olabilmek için hayatınızda, beslenme rejiminizde değişiklik yapmaktan kaçınmayın.
Bir günlük tutun. Hem ne yediğinizi, hem de ruh halinizi kaydedin. Eğer istemediğiniz halde yemek yiyorsanız, bir dakika sonra kendinizi kontrol altına alabilirsiniz. İradeyi kullanmak, dakikalarla başlar, saatlik, günlük, haftalık, aylık... sürelerle devam eder. Daima geriye dönüp kendinizi kontrol edin.
OKUL ŞARKISI
1. hepimizin çocukluğunun bir döneminin hit parçası. sözleri;
daha dün annemizin kollarında yatarken
çiçekli bahçemizin yollarında koşarken
şimdi okullu olduk
sınıfları doldurduk
sevinçliyiz hepimiz
yaşasın okulumuz
(okul bizim evimiz
öğretmenler annemiz
biz okulu severiz
yaşasın okulumuz
Basketbol
1977'deki bir basketbol maçından bir kare
Basketbol, bütün dünyada en çok sevilen sporlardan biridir. Türkiye’de futboldan sonra en çok basketbol karşılaşmaları izlenir. Basketbol, 19. yüzyılın sonunda ABD'de oynanmaya başladı. Daha sonra Kanada, Fransa, İngiltere ve dünyanın öteki ülkelerine yayıldı. 1936'da Olimpiyat Oyunları arasında yer aldı.
Basketbol, çoğunlukla kapalı salonda oynanır. Dikdörtgen biçimindeki basketbol alanının tabanı sert tahtadan yapılır. Alanın boyutları değişiklik göstermekle birlikte, ideal boyutlar 26 m x 14 m’dir. Oyun alanı bir orta çizgiyle ikiye ayrılır. Bu çizginin tam ortasında, orta yuvarlak denen bir daire çizilidir. Basketbol alanının karşılıklı olarak kısa kenar çizgilerinde birer pota bulunur. Pota, kenar çizgisinden 1,2 metre içeridedir ve 1,8 m x 1,2 m boyutlarında bir sac levhadır. Pota üzerinde, yerden 3,05 metre yükseklikte bir sepet vardır. Sepet, 45 cm çapında demir bir çember ile buna asılı, alt kısmı açık, beyaz bir fileden oluşur. Basketbol elle oynanır ve atılan top yukarıdan çembere girip fileden geçerek aşağıya düşünce sayı olur. Basketbol topunun çevresi yaklaşık 75-78 cm, ağırlığı 600-650 gram kadardır.
İSTİKLAL MARŞININ KABULÜ: 12 MART 1921
İstiklal Marşımız, yurdumuzun düşman işgaline uğradığı felaket günlerinde hazırlandı. Saldırgan düşmana karşı Anadolu’da tutuşan heyecanı koruyacak; vatan sevgisini ve inancı canlı tutacak bir marşın hazırlanması düşüncesi, Genel Kurmay Başkanı İsmet (İnönü) Paşa dan geldi. İsmet İnönü böyle bir marşın Fransız ordusunda mevcut olduğunu ve bizim ordumuz için de faydalı olacağını Milli Eğitim Bakanlığına iletti. Milli Eğitim Bakanlığı da bu düşünceyi benimseyip bir yarışma düzenledi. Beğenilen güfte için 500 lira ödül verilecekti. Yarışma için 734 şiir gönderildi. Bir kurulca bunlar titizlikle incelenip 6 tanesi ayrıldı. Ama hiçbiri beğenilmedi; marş olacak değerde bulunmadı. O zaman Burdur Milletvekili olan Mehmet Akif’in para ödülünden rahatsızlık duyduğu için yarışmaya katılmadığı öğrenildi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi şairin Meclis’teki sıra arkadaşı Balıkesir Milletvekili Hasan Basri Bey’in yardımını istedi.
BOLU
Kadı Camii: Vilayet meydanındadır. Demirtaş Paşanın oğlu Mehmed Bey tarafından yaptırılmıştır. Mimarlık şaheseridir. Minaresi, ahşap geçmeli kapı kanatları meşhurdur. Taş minber, klasik dönem Osmanlı süslemeciliğinin yakın ve güzel bir örneğidir.
Yıldırım Bayezid Külliyesi: Cami, medrese, hamam ve otuz dükkandan meydana gelen külliye, Yıldırım Bayezid Han zamanında yapılmıştır. Günümüzde medrese yıkılmıştır. Hamam ilk şekliyle zamanımıza kadar gelmiştir. Birkaç kez tamir gören cami, ulu camiler üslubu ile yapılmıştır. Çini süsleri gerçek bir sanat eseridir. Çift minareli ve tek kubbelidir.
Karaköy Cuma Camii: İl merkezine 7 km uzaklıkta bir bahçe içinde 1562'de Musa Paşanın hanımı yaptırmıştır. Çini süslemeleri çok değerli olup, kapısı, minberi ve mihrabının ince işçiliği de ilgi çekicidir.
Saraçhane Camii: Belediye meydanında olup, kitabesinde 1750'de Silahdar Mustafa Ağa tarafından onarıldığı yazmaktadır. Caminin iki duvarında kemerli iki çeşme bulunmaktadır.
Yıldırım Bayezid Külliyesi: Mudurnu ilçesinde, cami, mederese ve hamamdan meydana gelen bir külliyedir. 1382'de yapılmıştır. Caminin iç süslemeleri çok değerlidir. Tek minarelidir. Medrese günümüze kadar ulaşamamıştır. Hamam taş duvarlı ve kurşun kaplama kubbelidir.
Gazi Süleyman Paşa Camii: Göynük ilçesindedir. Şehzade Süleyman Paşa adına yapılan camilerin ilkidir. 1331-1335 seneleri arasıda yapılmış olup, İkinci Abdülhamid Han devrinde yenilenmiştir.
Ceneviz Kalesi: Akçakoca ilçesinin 3 km batısında köye hakim bir burunda yapılmıştır. Kalenin kara yönünde yüksek bir kulesi vardır. Kalenin kimin tarafından yapıldığı belli değildir.
Mudurnu Kalesi: Bir savunma kalesi olup, oldukça sağlamdır.
Akşemseddin Türbesi: Göynük ilçesi Gazi Süleyman Paşa Camii avlusundadır. 1464'te yapılmıştır. Sandukası oyma ve kabartma hadislerle süslüdür. İlk dönem ahşap işçiliğinin kıymetli örneğidir. Türbe ise klasik Osmanlı türbe mimarisine geçişin ilk örneklerindendir.
Metre
Metre bir uzunluk birimidir. Genellikle kısaltması olan m harfi ile gösterilir.
1 metre, ışığın boşlukta 1/299.792.458 saniyede aldığı yol olarak tanımlanmıştır.
Mezura, sadece terzilikde kullanılan 1.5 metre uzunluğunda /genelde plastik/...şerit metredir.......-
Metre bir uzunluk birimidir. Genellikle kısaltması olan m harfi ile gösterilir.
1 metre, ışığın boşlukta 1/299.792.458 saniyede aldığı yol olarak tanımlanmıştır.
Hayatın her alanında ihtiyaç duyulan bir uzunluk birimidir. Örnek olarak terzi inşaat ustaları tekstil sektöründe kullanılmakadır
ÖLCME ALETLERİ
UZUNLUK VE ZAMAN
Fizik evrenimizdeki doğal olayların anlaşılmasıyla ilgili deneysel gözlemler ve nicel ölçmelerle dayanan temel bir bilimdir.Bilimsel yaklaşımın ana amacı
Fizik kanunları, açık tanımları olan temel büyüklükler (nicelikler) cinsinden ifade edilirler. Örneğin kuvvet, hız, hacim ve ivme gibi fiziksel büyüklükler, daha temel büyüklükler vasıtasıyla tanımlanır. Daha temel dediğimiz bu nicelikler, ölçme veya kıyas yolu ile tanımlanırlar ve bunlar da standartları oluştururlar.
Mekanikte üç temel büyüklük vardır.Bunlar ;
Uzunluk ( L ),
Zaman ( T )
Kütle ( M ) dir.
Diğer bütün fiziksel nicelikler bu büyüklükler cinsi ifade edilirler.
Açıkça, bir ölçümün sonucunu, bu ölçümleri yeniden elde etmek isteyen birine sunmak istersek, mutlaka bir standart tanımlamak zorundayız. Örneğin başka bir gezegenden gelen bir ziyaretçinin, uzunluk için "glitches" demesinden birşey anlamayız. Çünkü bu birimi tanımıyoruz.( Öte yandan, kullandığımız ölçüm sisteminden haberdar olan birileri bir duvarın uzunluğunun 2 m olduğunu söylerse, bu duvarın temel uzunluk biriminin iki katına eşit olduğunu anlarız. Benzer şekilde bize, bir kişinîn, 75 kilogram olduğu söylenirse ve kütle birimimiz l kilogram olarak tanımlanmışsa, söz konusu şahsın kütlesinin tanımladığımız temel biriminin 75 katı olduğu anlaşılır.
1960 yılında Uluslararası Birim Kurulu, bu temel büyüklükleri bir standart hale getiren kararlar aldılar. Kabul edilen bu yeni sistem metrik sistemin uyarlanmasıydı ve adına Uluslararası Sistem (SI) dendi. Fransızcadaki "Systeme Internationale" 'in kısaltmasıdır. Bu sistemde kütle birimi kilogram(kg), uzunluk birimi metre(m) ve zaman birimi saniye(s) Kurul tarafından oluşturulan diğer standart SI birimleri sıcaklık, (Kelvin), elektrik akımı (Amper), ışık şiddeti (Kandil), ve madde miktarı (Mol) olarak belirlenmiştir. Bu yedi birim, SI sisteminin temelini oluşturur. Mekanikte sadece kütle, uzunluk ve zaman birimleri kullanılacaktır. Birimlerin tanımı sürekli gözden geçirilir ve zaman zaman da değiştirilir.