DEMOKRASİ KAVRAMLARI
Demokrasi,öncelikle insan haklarını temel alan bir rejimdir. Ya da Abraham Lincoln’ün “halkın,halk için,halk tarafından yönetimi” tanımını esas alırsak demokrasinin nitelikleri konusunda ipuçları bulabiliriz. Demokrasilerde halk,serbest iradeleriyle yöneticilerini seçer.Bağımsız yargı organları dnetimi üstlenir,yetkiler ise yasama ve yürütme arasında paylaşılır.
Ancak,bu tanıma rağmen her ülkede kesin ve net bir biçimde uygulanabilen bir demokrasi yoktur.Demokrasiler ülkelerin sosyo-ekonomik yapısına göre farklılıklar gösterir.Bunun da nedeni ülkelerin tarihsel gelişim farklılıklarıdır. Sonuç olarak,demokrasi tanımında bu nedenden ötürü bir birlik yoktur denebilir.
Kapitalist ülkelerdeki Liberal Demokrasi ya da sosyalist ülkelerdeki toplumsal demokrasi-halk demokrasisi buna örnektir.Bu farklılıklarda ekonomik yapının etkisiyle beraber toplumdaki yerleşik değerler de demokrasinin niteliği üzerinde etkilidir.
Demokrasi en yalın anlamıyla,halkın özgür olması ve başkası tarafından yönetilmeyip,yönetme hakkının yine halkta olduğu bir rejimse özgürlük demokrasiden ayrı düşünülemez.Daha da yalına inersek yönetici ve yöneten ayrımının olmaması lazımdır ama bugün için bu zordur. Ancak ideal anlamda özgürlükte bu mümkündür. Onun için şu söylenebilir ki demokrasi mümkün olduğunca ideal demokrasiye ulaşmaya çalışmalıdır.
İdeal demokrasiye ulaşma yolunda iki zıt demokrasi anlayışı vardır. Özgürlüğe yine özgürlükle ulaşmayı amaçlayan yani özgürlüğü hem amaç hem de araç olarak kullanan Çoğulcu demokrasi ve özgürlüğü ulaşılması gereken bir amaç olarak gören Marksist Demokrasi . Şimdi bu demokrasi anlayışları ele alınacaktır
2.Demokrasi Anlayışları
A.Çoğulcu Demokrasi-Klasik Demokrasi:
Çoğulcu demokrasilerde herkes,sesini duyurma hakkına ve siyasal iktidarla diyalog kurma ve siyasal iktidarı eleştirme hakkına sahiptir.Halk adına,halkın seçim yoluyla seçtiği temsilciler,karar alma hakkına sahiptir.Bu seçimlerde genel ve eşit oy prensibi uygulanır.Çoğunluk kamu işlerini belli bir süre yürütme hakkını eline alır ama azınlık hakları korunur ve muhalefet hakkı verilir.Yani,azınlığın çoğunluğu denetlenme hakkı vardır.Temel haklar ve özgürlükler alanına,devlet karışamaz.İktidar sınırlanmıştır.
Yasalar hiçbir kesime ayrım yapmadan uygulanır. Ekonomik ya da toplumsal ayrım gözetilemez. Azınlık haklarınını korunmasının nedeni azınlıkların birgün çoğunluk olabilme hakkı olduğu içindir.
Demokrasi,özgürlük ve eşitlik kavramlarına dayandığından siyasal rejim toplum üyelerinin yararına olmalıdır.Refah devleti kavramının gelişmesiyle ekonomik ve sosyal hakların temel düşüncesinin,özgürlüklerin kullanımını sağlayacak koşulların vatandaşa sağlanması olduğu anlaşıldı.1
B.Marksist Demokrasi:
Marksist demokrasi,işçi iktidarına dayanır,komünist partisi iktidardadır ve muhalefet yoktur. Marksist Demokrasi çoğulcu değildir. İktidar,Marksizmin uygulayıcısıdır.Genelde,Marksist Demokrasiler,proleterya diktatörlüğünü kurmayı hedefleyen bir devrim aracılığıyla oluşmuştur. Marksist Demokrasiyi yerleştirmek komünist partinin görevidir. Tek parti düzeni zorunludur.Amaç,bireyin yüceltilmesidir ve bu yolda kişi haklarına önem verilir. Ancak,esas önem verilen özgürlük değil insanın özgürleştirilmesidir. Bu da üretim sisteminin ve toplum düzeninin değişmesiyle gerçekleşecektir..Marksist Demokrasinin vazgeçilmez ilkesi ise üretim araçlarının kamuya ait olmasıdır.Ancak,Marksizmin çöküşü sonasında bu ideolojiyi uygulayan ülkelerde çoğulculuğa ve piyasa ekonomisine geçiş başlamıştır.Üretim araçlarının kamunun olmasının nedeni toplumdaki sınıf çatışmalarını gidermektir.Marksist Demokrasilerde özgürleştirme zorla ve proleterya diktatörlüğünce gerçekleştirilecektir. Kişiye çok az bir yer ayırır
3.Yeni Demokrasi Anlayışları
Bugün demokratik rejimlere yöneltilen eleştiriler arasında,demokratik toplumların elitler tarafından yönetilmekte olduğu ve seçimlerle ancak yeni elitlerin işbaşına gelebileceği yönündedir. Kararlar dolaysız katılım yoluyla alınmaz,siyasal aktörlerde belli örgüt,kurum ya da partinin lideridir. Güç sahipleri eşit siyasal etki gücüne sahip değildir.
Samuel Huntington,modern dünyanın üçüncü demokratikleşme dalgasını yaşadığını söylüyor. Birinci dalgayı, ABD’de erkek nüfusun büyük bölümüne oy hakkı verilmesi olarak kabul ediyor. Ama,Mussolini’nin İtalya’da iktidara gelişini ise birinci ters dalga kabul ediyor.II.Dünya Savaşında müttefiklerin zaferi ile ikinci demokratik dalganın başladığını ama bunu demokrasileri azaltan ikinci bir ters dalganın izlediğini belirtiyor.
1974-1990 yılları arası demokratik yönetimlerin sayıca artışı,üçüncü dalgayı başlatmıştır.Otoriter rejimlerin meşruluk sorunları ve askeri-ekonomik başarısızlıkları,1960’lı yıllarda hayat standartlarının yükselişi,Katolik kilisesinin otoriterizm muhalifliğine geçişi ,AT,ABD,SSCB dış politikalarındaki değişiklikler,üçüncü dalgada önceden meydana gelmiş geçişlerin sonraki demokratlaşma çabalarını özendirmesi üçüncü dalgada demokrasiye geçişlerin beş önemli faktörüdür.
1 Esat Çam,Siyaset Bilimine Giriş
---------------
------------------------------------------------------------
---------------
------------------------------------------------------------
1
1