F1 TURKEY >
Nitekim çok geçmeden Jacques'ın ve bir çok otoritenin bildiği gerçek, pistde de net şekilde görüldü ve yarış dünyasınca kabul edildi. Hafta sonu koşulan CART serisi yarışının sıralama turlarında; Toyota Lola ekibinin sürücüsü Matta, 4.361 km uzunluğundaki pisti 1.18.959 (1 dakika 18 saniye 959 salise) ile tamamlayarak ilk sırayı alıyordu. Pisti dönerken ortalama hızı ise 198.773 km. oldu. Halbuki haziran ayında yapılan F1 yarışının sıralama turlarında BMW- Williams pilotu Juan Pablo Montoya, 1.12.836'lık bir derece ile ilk sırayı almıştı. Pisti dönerken ki ortalama hızı ise 218.513 km olmuşdu. Yani tur başına aradaki süre farkı tam tamına 6.123 saniye ve ortalama hız farkı ise saatde 19.74 km gibi oldukça muazzam bir fark. Bir başka deyişle CART arabaları F1'den bir tur içinde hemen hemen %10 daha yavaş kalmışlar. Hatta Formula1 dünyasının en zayıf ekibi ve arabası sayılan Minardi'lerden Mark Webber 1.15.508 ile 21. sırayı alırken takım arkadaşı Alex Yoong ise 1.17.347 ile 22. ve sonuncu sırayı almıştı. Bu sonuç bile en kötü F1 arabasının en iyi CART arabasından hızlı olduğunu ispatlıyor. CART yarışında ise 18. ve son sırayı Honda Lola pilotu Michael Andretti 1.21.670 ile alırken yarışda tüm ekiplerin lastik sağlayıcısı da Bridgestone firmasıydı. Hatırlanacağı gibi F1'de ise BMW-Williams ekibi Michelin ile yarışıyor. Montreal'deki F1 sıralama turları 2. ve yarışın galibi ise Bridgestone'un desteklediği Ferrari pilotu Schumi olmuş ve pisti 1.13.018 ile dönmüştü.
Böylelikle yarış dünyasının sonucunu senelerdir merakla beklediği F1 mi yoksa CART serisi arabaları mı daha hızlı sorusunun cevabı belirlendi. Peki nasıl oluyorda bu fark oluşuyor ?
Aslında kağıt üstünde CART serisi arabaları güçlü motorlu ancak kilo olarak ağır ve teknolojik olarak daha zayıf görünüyor. Halbuki F1 arabaları daha hafif ve dengeli yapıları, aerodinamik olarak üstün şasileri, esnek ve güçlü motorları, etkili fren sistemleri, elektronik çekiş sistemleri (bu sistem CART'da var) ile bilgisayar yazılımlarının yarattığı bir teknoloji harikası. Bir de buna F1'de tur başına hızları bir kaç saniye yavaşlatan oluklu lastiklerin dezavantajına rağmen (CART arabaları slick diye tabir edilen oluksuz lastik kullanıyor) Bridgestone ile Michelin'in kıyasıya mücadelesini de eklemek gerek.
Yukarıdaki üstünlüklerinden dolayı F1 arabaları CART arabalarına göre virajları çok daha hızlı alabiliyor. Geç frenaja girebiliyor. Yüksek hızlara çok daha çabuk çıkabiliyor. Dolayısıyla 3 litrelik 10 silindirli atmosferik motorları ile F1'lere karşı 2.65 litre 8 silindirli turbo motorlu CART arabaları pistde rakiplerine göre hantal kalıyor. Burada sıklet farkına da değinmek gerek. Yani F1 arabalarının boş ağırlığı yaklaşık 520 kg (pilot ile 595 kg) CART arabalarının ise geçen seneki spesifikasyonlarla boş ağırlığı 692 kg. (pilot ile 767 kg.) Yakıt türü olarak ise F1 arabaları binek arabalarda kullandığımız kurşunsuz benzin kullanırken CART arabaları methanol kullanıyor.
Bu arada CART serisi şampiyonasının internet sitesi www.cart.com 'da yapılan karşılaştırmada CART arabaları yaklaşık 800 beygir ve üstü belirtiliyor ancak bu bilginin net olmadığını ve fikir vermek için yazıldığını bilmekte fayda var. Zira daha evvel CART serisi arabalarının 900 beygir ve üste ulaşabildiği konuşuluyordu. Diğer dikkat çeken bilgiler ise CART serisi arabaların 0-100 km hıza 2.2 saniye 0-160 km hıza ise 4.2 saniye'de ulaşması. Bugün bir F1 arabasının kesin gücü bilinmiyor ama 850 beygiri aşan hatta 900 beygirleri zorlamaya çalışan arabalar olduğu biliniyor. F1 araçlarının teknolojik üstünlüğü gözönüne alınarak bu değerlere daha kısa sürede çıkmasını beklemek sürpriz olmaz.
F1'in yarış dünyasının 1 numarası olduğu da böylelikle tescil edilmiş oldu. Ancak bu durum Amerika patentli CART serisinin prestijini düşürebilir. Diğer taraftan özellikle Amerikalıların F1'e bakış açıları da bundan sonra pozitif olarak değişebilir. Şu bir gerçek ki her iki yarış ve özellikle F1, teknolojinin güç gösterisi olarak günümüzde milyonları ekran başına ve pistlerin etrafına çekmeye devam edecek.