HAVADAN DAHA HAFİF ŞEYLER
Bilindiği gibi atmosferde az miktarda bulunan ozon gazı; yeryüzündeki tüm canlı varlıkları güneşin öldürücü ultraviole ışınlarına karşı koruyan bir kalkan görevi görmektedir. Çünkü bu gaz güneşten gelen ışınların büyük kısmını yansıtan bir gazdır. Eğer ozon tabakası olmasaydı, güneşin UV-b (yeşil) radyasyonu yeryüzüne ulaşarak canlılar üzerinde genetik zararlara yol açardı. Ayrıca insanlar, güneş yanığı ve cilt kanseri gibi sorunlardan kaçamazlardı...
Atmosferdeki ozon gazı için çok hassas bir denge sözkonusudur. Bu gaz atmosferin üst katmanlarında bir tabaka oluşturur ve bu gaz tabakası güneşten gelen öldürücü ışınları filtre eder. Bu sayede yeryüzüne ulaşabilen ışın miktarı canlı varlıklar için yararlı bir şekle dönüşür. Ancak bu gaz tabakasının incelmesi ya da delinmesi sözkonusu olduğunda kendisinden beklenen işlevleri yerine getiremez ve güneş ışınları canlılar için gerçek bir tehlike haline dönüşür...
Bunun yanısıra, güneş ışığında fotokimyasal tepkimeye giren egzos gazları, kirli havadan oluşan duman bulutlarında ozon ve nitrojen dioksit oluşturmaktadır. Böylece atmosferin yeryüzüne yakın alt kısımlarında da bir Ozon Kirliliği meydana gelmektedir...
Son yıllarda dünyamızdaki en önemli çevre sorunlarının başında yukarıda sözünü ettiğimiz gibi "Ozon kirliliği" ile "Ozon tabakasındaki incelmeler ve delinmeler" gelmektedir...
Ozon kirliliğinin orman ağaçları üzerindeki etkisi
Ülkemizin Ozon tabakası'nda delinme yok...
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan gözlemler sonucu, Türkiye üzerindeki ozon tabakasında incelme olmadığı belirlendi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün ''Türkiye'de ozon gözlemleri'' başlıklı çalışması çerçevesinde 1994 yılından bu yana Türkiye üzerindeki ozon tabakasıyla ilgili 176 gözlem gerçekleştirildi. Gözlemlerde Türkiye için hesaplanan aylık ortalama en yüksek değer 388.49 DU (Dobson Birimi-ozon ölçüm birimi), en düşük ise 243.09 DU olarak ölçüldü. Ortalama değer de 312.66 DU olarak tespit edildi. Gözlemlerde, Türkiye'nin üzerindeki ozon tabakasında belirgin bir incelme (azalma, artma veya sıçrama) kaydedilmedi. Dünya Meteoroloji Teşkilatı'nca orta enlemler için yapılan değerlendirmeler sonucu Türkiye için toplam ozon kalınlığı 300-320 DU normal değer olarak kabul ediyor.
R12 Gazının çevreye etkileri
Soğutucu madde ve ozon tabakası Ozon, UV ışınlarının büyük bölümünü emerek yeryüzünü bunlara karşı korur.UV ışınları ozon (O3) ve bir oksijen molekülüne (O2) ve oksijen atomuna (O) ayırır.
Başka tepkilerin oksijen atomları ve molekülleri birbirleri tekrar ozona bağlar. Bu işlem, ozon atmosferinde, stratosferin bir parçası,20 ila 50 km kadar yükseklikte meydana gelir.
R12 gibi bir FCKW (Flor,Klorür,Hidrokarbon) soğutucu maddenin temel parçası lordur (Cl).R12 molekülü – havadan daha hafif olduğu için uygunsuz kullanımda ozon tabakasına kadar yükselir.UV ışınları sayesinde FCKW ’de ozon ile tepkileşen bir klor atomu boşalır.Bu esnada ozon parçalanır ve sonradan tekrar oksijen ile tepkileşen ve klor (Cl) serbest bırakılan bir oksijen molekülü (O2) ve klor monoksit (ClO) kalır.Bu döngü kendini 100.000 kereye kadar tekrarlayabilir.Fakat serbest oksijen molekülleri (O2) UV ışınlarını ememez.
Soğutucu madde ve sera etkisi güneş ışınları yeryüzüne kızıl ötesi ışın olarak yansır.Fakat iz bırakan gazlar – en önemlisi CO2 – troposferde bu dalgaları yansıtırlar.Klima ısınması sera etkisi meydana gelir.FCKW ‘nin iz bırakan gaz konsantresinde yükselen bir payı bulunmaktadır.
R134a’nın sera etkisine sadece çok az miktarda etkisi vardır.Ozon bozma potansiyeli sıfıra eşittir.
Şekil de R12 Gazının R134 Gazına oranla çevreye verdiği zarar görülmektedir.
R134A GAZI
Yerküreyi; güneşin zararlı ultrabiyole ışınlarından, ozon tabakası korur. Bu tabaka, atmosfere karışan kloro-floro karbon gazlan nedeni ile azalmaktadır. Bunun sonucu olarak, kuzey kutbu üzerinde gittikçe büyüyen bir" ozon tabakası deliği" meydana gelmiştir.
Ozon tabakasının delinmesi, doğal dengeyi bozmakta ve canlı organizmalara zarar vererek, deri kanseri gibi hastalıklara yol açmaktadır.
Ozon tabakasındaki delinme bu hızla devam ederse; 2030 yılına kadar dünyanın ortalama sıcaklığının 1,5 - 4,5 °C artacağı ve bunun sonucu olarak da deniz seviyelerinin 0,2 4- 1,4 m. yükseleceği tahmin edilmektedir.
Ozon tabakasının korunabilmesi için, çevre koruma örgütleri ve hükümetlerce alınan kararlar uyarınca, freon gazları ( R11, R12, R113, R114, R115 ) yerine, daha zararsız soğutucu gazlar kullanılacaktır.
Eylül - 1987 yılında imzalanan uluslararası Montreal protokolü 'ne göre, zararlı freon gazlarının kullanım ve üretimleri kademeli olarak azaltılacak ve 2000 yılında tamamen durdurulacaktır.
R134a gazı; ozon tabakasına zarar vermemekte, ancak " greenhouse " ( sera ) etkisine yol açmaktadır.
Greenhouse etkisi, petrol fosili türeyi çoğu gazda görülen, " atmosferin ısı önleme özelliğini azaltma etkisi" şeklinde açıklanabilir. Bu etki sonucu, yerkürenin ısısı artmaktadır.
Soğutucularda yaygın olarak kullanılan R12 gazı yerine, R134a gazının kullanımı planlanmıştır.
R134a gazı; Ekim - 1993 yılında T.O.F.A.Ş. 'ta üretilen klimalı Tempra - Tipo otomobillerimizde, Aralık -1995 tarihinden itibaren ise 131 tip otomobillerimizde kullanılmaktadır.
R134a gazının kimyasal ve fiziksel özellikleri tamamen farklı olduğu için freon gazları bulunan klima devrelerinde kesinlikle kullanılmamalıdır. Çünkü; R134a gazının kullanılacağı klima sistemlerinde, bir çok parça farklıdır.
Klima sistemi servis hizmetleri sırasında; R12 parçaları ile karıştırılırsa komple sistemin hasar görmesi riski vardır.
R134a devresindeki tüm rekor bağlantıları değiştiğinden, kullanılacak tamir ve bakım takımları da değişik olacaktır.
R134a devrelerine gaz dolumu için, bu gazın özelliklerine uygun dolum cihazları ve kaçak dedektörleri geliştirilmiştir.
R12 gazının dolumunda kullanılan gaz dolum cihazları, R134a gazını doldurmak için kesinlikle kullanılmamalıdır. Yanlış kullanımları önlemek için, boru bağlantıları değiştirilmiş, dolum vanaları değiştirilmiş, uyarıcı etiket ve yazılar kullanılmıştır.