Kanguru
Kanguru, anavatanı Avustralya olan memeli bir hayvandır.
İlk defa 1770 yılında kaptan James Cook tarafından bir hayvanın ismi olarak kaydedilen söz, gangurru, aborjin dilinde "bilmiyorum" anlamındadır. Daha sonra 1820 yılında başka bir kaptan Phillip K. King, aynı hayvan için farklı bir isim kullanmıştır, "mee-nuah". Onun kullandığı bu söz ise büyük ihtimal edible animal ("yenilebilir hayvan") anlamına gelen "minha" dır.
KANGURU YAVRUSU
Yeni doğmuş bir kanguru yavrusu, ilk anlarda bir fasulye tanesinden daha büyük değildir ve bacakları henüz gelişmeye başlamıştır. Ayrıca kanguru yavruları ilk doğduklarında kördürler. Çünkü memeli yavrularının tümünün anne karnında geçirdikleri bir dönemde dünyaya gelen yavrular tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle yavru kangurular için annelerinin vücudunda hazırlanmış olan tüylü kese çok önemli bir korunma yeridir. Bu kese yavru büyüdükçe genişleyecektir. Kesenin girişinde yavrunun fırlamasını engelleyen özel kaslar vardır; bu kaslar, anne kanguru suya girdiğinde de içeriye suyun dolmasını engelleyecektir.
Kanguruların sütü de yavruların tam ihtiyacı olan özelliklerdedir. Yavrunun büyümesiyle birlikte sütün içindeki maddeler değişir. Sütün bileşimindeki yağ ve diğer bileşikler yavrunun büyümesine paralel olarak zamanla değişir.
İlk yavru bu besleyici sütü emmeye devam ederken hemen ardından doğan ikinci yavru için, hazmı kolay olan süt verilmeye başlanır. Üçüncü yavru dünyaya geldiğinde ise, farklı nitelikte üretilen sütlerin sayısı üçe çıkar. Her yavru kendine hazırlanan sütü kolaylıkla bulur, hiç karışıklık olmaz. Bu beslenme sisteminin özel bir yaratılışın eseri olduğu çok açıktır. Anne kangurunun bu işi bilinçli olarak düzenleme imkanı yoktur.
Bir hayvan, nasıl olur da, farklı büyüklüklerdeki yavruların ihtiyacı olan sütlerin bileşimini hesaplar? Hesaplasa bile, bunu nasıl kendi vücudunda üretebilir? Bu üç ayrı sütü, üç ayrı kanaldan nasıl verebilir?
Kuşkusuz kanguru bunların hiçbirini kendisi yapmamaktadır; onun, vücudundan çıkan sütün üç ayrı türü olduğundan haberi bile yoktur. Bu, olağanüstü işlem, kangurunun yaratılışındaki ihtişamdan kaynaklanmaktadır.