Kutsal Kitap’ın Değişmezliği
Ana Sayfa
Eski Ahid’in
Eski El Yazmaları (Tarihsel Belgeler)
“Size doğrusunu söyleyeyim, gök ve yer ortadan
kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan
ufacık bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecek.”
(Matta 5:18)
Şimdi, Tanrı’nın kendi sözünü koruduğuna dair bir kaç tarihi delile bakalım. Eski Ahit M.Ö. 1450 - 425 yılları arasında İbranice ve Aramice olarak kaydedilmiştir. Hz. İsa’nın ifadesiyle, Eski Ahid’in tüm orijinal sözleri, harfleri bile kalıcıdır, yani asla değişmeyecektir.
Tevrât’ın meşhur olan “On Emir”ini, Tanrı’nın kendi parmağı ile yazmış olduğunu öğreniyoruz:
“Ve Sina dağında, Musa ile söyleşmeği bitirince iki
levhasını, Allahın parmağı ile yazılmış taş levhaları ona
verdi.” (Çıkış 31:18)
Bugün eldeki en eski İbranice metinlerden biri, geçen yüzyılda Mısır’da bulunan, On Buyruk’la Tesniye kitabında geçen İbrani Yasasını içeren nüshadır. (Çıkış 20:2-17 ve Tesniye 6:4-9). Bu nüsha M.S. 220 ve 250 yılları arasında, yani Hicret’ten yüzyıllar önce vuku bulunan “Büyük Eziyet,” sırasında yazılmıştır. Eski Ahit’in en büyük ve en eski nüshası ise, “Doğu Nüshası” olup İngiliz Müzesinde 4445 numarayla kayıtlıdır ve M.S. 820-850 yıllar arasında yazılmıştır. Onu M.S. 916 tarihli St. Petersberg nüshası izler. Her iki nüsha da kendilerinden çok daha eski olan yazmalardan nakledilmiştir. Nüshayı yazan kişi, bunlardan ikisinin adını veriyor: “Hilleli” ve “Mugah”. Yahudi tarihçisi Zekkut, Hilleli nüshasının M.S. 595 yılında yazıldığını söylemektedir. Şu halde, bu nüshaların Hz. Muhammed zamanında mevcut olması gerekirdi. Yahudilerin yorumlarından anladığımıza göre, her iki nüsha da bugün elimizdeki Eski Ahit ile tam bir uyum içindeydi.1
Günümüze kadar gelen daha birçok İbranice el yazması vardır. Bu el yazmaları “Mazoretic Text” olarak bilinirler. Mazorete
____________________
1. Pfander, Tevrât ve İncîl’de Tahrif Yoktur, ss. 67-68.
(Mazorit)ler son derece özen göstererek Eski Ahid’in metnini kontrol edip korumak görevini üstlenen bir Yahudi heyetti. İbranilerin, “Mazorit” kelimesi “duvar” veya “çit” demek, ve Tevrât’ın saflığını koruyabilmek için, her harfi sayarak “şeriat’ın etrafına bir duvar yapmak” anlamına geliyor. Bu konu ile ilgili, A.Ü. Dinler Tarihi Profesör Dr. Paçacı şunu açıklıyor: “Esasen, metinlerin korunmasına titizlik gösterildiği de bilirtilmesi gereken bir husustur. Kutsal Metinler herkesin giremediği, özel yerlerde, özel muhafazalar içinde korunmuştur.”15
M.S. ikinci yüzyılda yazılmış olan Barkhi Abhus adlı İbranice bir kitap şöyle yazıyor: “Tevrât Sina dağında Musa’ya indi, Musa onu Yeşu’ya emanet etti; o, İsrâil’in yaşlılarına; onlar, peygamberlerine; onlar da Yahudilerin en yüksek konseyi olan Sanhedrin’e teslim ettiler.” Rivayete göre, bu konsey Ezra tarafından kurulmuş olup Yahudi bilginlerinden oluşmaktaydı ve görevi, Tevrât’ı koruyup halka öğretmekti. Babil esirliğinden sonra bu büyük konseyin Tevrât’a yeniden eski önemini ve görkemini verdiği söylenir (Talmud, Yahudilerin Geleneği Bölümü). Barkhi Abhus’ta, bu konseyin şu üç kutsal buyruğu vazettiği yazılıdır:
(1) Hüküm vermede dikkatli ol!
(2) Herkese öğret!
(3) Tevrât’a sağlam bir kale ol!
İşte bu son buyruk, Tevrât’ı her türlü saldırıdan korumaları için Yahudilerin var güçlerini harcamalarını gerektirdi. Onlar bu görevi hakkıyla yerine getirdiler. Hiç bir ulus Yahudilerin Tevrât’a gösterdikleri özeni kendi kutsal kitabına göstermemiştir. Öyle ki, onlar Tevrât’ın tüm sözcüklerini ve harflerini teker teker saymışlardı.”2 Miktarı saptanarak bir kimseye teslim edilmiş olan eşya iyi korunur. Sayılı koyunu kurt yemez.
Yahudilere gelince onlar kitaplarına olan aşırı düşkünlükleri sebebiyle çok hassas olmuşlardır. Dinsel öğretilerde en küçük bir hatayı yapmaktan korkarlardı. “RABBİN işini gevşeklikle yapan lânetli olsun.” (Yeremya 48:10) Tanrı’ya olan imanı geliştirmek amacıyla bile olsa söylenen bir yalan ortaya çıktığında cezası mutlak ölümdü.3 Bu yüzden kopya ederken çok dikkatli davranırlardı. Kitaplarının kelime ve harf sayısını bile sayıyorlardı. Kutsal Yazılar’ı kopya ederken Yahudi kâtipler öyle titizdiler ki, kopya ettikleri her yeni sayfanın bütün
___________________
2. Pfander, Tevrât ve İncîl’de Tahrif Yoktur, ss. 55-56.
3. Rhoton, İnanç ve Kanıt, s. 54.
harflerini dikey, yatay ve çapraz olarak tek tek sayarak eksik veya fazla çıktığı takdirde sayfayı yakıp yeniden başlıyorlardı.4 Hatta bu titizlik öyle bir noktaya varmıştı ki, bazı kâtipler kopya ettikleri nüshada bir yanlış gördüklerinde bile, onu korumuşlar ve doğru kelime veya ibareyi metnin kenarına kaydetmişlerdir.5 Yahudilerin “massorah”ya göre (parva, magna ve finalis) Kutsal Kitab’ın her harf, hece, ve paragrafını saymışlar.6 Tevrât’ın cümle sayısı 5.845’dır.7 Mümkün olduğu kadar her şeyi sayılıdır. Tevrât’ın İbranice harf sayısı şöyledir:8
İbranice Harfler: Tevrât’ta kaç kez kullanılmış:
‘Alef 42.377
Bet 38.218
Giymel 29.537
Dâlet 32.530
Hê’ 47.754
Vâv 76.922
Zahyin 22.867
Kêth 23.447
Têyth 11.052
Yod 66.420
Kaph 48.253
Lâmed 41.517
Mêm 77.778
Nûn 41.696
Şamek 13.580
‘Ayin 20.175
Pêh 22.725
Tsâdêy 21.882
Kofh 22.972
Reyş 22.147
Şin 32.148
Tav 59.343
--------
815.340
____________________
4. Mir, Tanrı’nın “Telefon Numarası”, s. 35.
5. Oesterley, An Introduction to the Old Testament, s. 13.
6. Ramm, Protestant Christian Evidences, ss. 230-231.
7. Blau, “Torah”, The Jewish Encyclopedia, s. 196.
8. Jeffrey, The Signature of God, s. 14.
Mazoretlerin İbranice Tevrât’ta tam 815.340 harfleri vardır: Her harf kaç kez kullanılmışsa sayılmıştır: Örneğin, Tekvin kitabının 78.064 İbranice harfinden, sadece 4.152 adet “Kêth” harfi vardır ve tam 8.448 adet “vâv” harf bulunuyor. Tekvin’in orta ayeti ise, 27:40’dır.9
Eski Yahudi alimleri, Tevrât’ın her harfini sayıyorlardı. “Soferim” olakrak isimlendirilen ilk rabbilerin (Rişonım)Tevrât’ın bütün harf ve cümlelerini saydığı ve bu yüzden onlara, “sayanlar” anlamında, “Soferim” dendiği belirtilmektedir.10 Tevrât’ın her yeni metni için bunu yapmışlardır. Onların hesabına göre:11
Tevrât’ın orta harfi, Levililer 11:42’deki “gâçôn”, yani
“karnı” kelimesinin “vav” harfidir.
Tevrât’ın orta kelimesi, Levililer 10:16’daki “dârash”, yani
“araştırdı” kelimesidir.
Tevrât’ın orta ayeti, Levililer 13:33’deki “Ve hitgaleah...”
yani “ve kahin...” cümlesidir.
Tevrât’ın elyazması metnine, “Sefer Torah” denir. Onun, Yahudilikte ve Yahudi hayatında yüksek bir kutsallık derecesi vardır. Sinagoglarda mihrabın yerini tutan ve “Aron Ha-Kodeş” denilen yerde saklanır. 248 sütün halinde yazılmış tek bir uzun sahifeden ibarettir ve iki ruloya sarılmış durumdadır. Üzeri, çeşitli şekil ve yazılarla süslenmiş iyi cins bir kumaş kılıfla örtülüdür. Sinagogdaki yeni yazılmış bir Sefer Torah, en az üç defa okunmadan Sinagog dışına çıkarılmaz. Sefer Torah’ın, “Sofer” (müstensih) denilen ehli yazıcılar tarafından yazılması gerekir. Sofer, Yahudi şeriatı Halakhah’a çok sıkı bağlı olmalıdır. Yazım işine başlamadan önce, Mikve’ye12 dalarak temizlenmeli ve niyetinin Allah rızası olduğunu belirmelidir. O, bir örnek nüsha kullanmalı, tek bir harfi dahi kendi hafızasından yazmamalıdır.
___________________
9. Ginsburg, The Massoreth Ha-Massoreth of Elias Levita,
Being an Exposition of the Massoretic Notes on the Hebrew
Bible or the Ancient Critical Apparatus of the Old Testament
in Hebrew, with an English Translation and Explanatory Notes,
ss. 271-278.
10. Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrât, 1997, s. 20.
11. Ginsburg, Jacob Ben Chajim İbn Adonıjah’s Introduction to the
Rabbinic Bible, Hebrew and English; with Explanatory Notes,
s. 15. Bkz. “Soferim” IX:2; Yehuda Halevî, The Kuzarî,
III:31.
12. Mikve, dinî kurallara göre hazırlanmış, suyu tabiî,
temizlenme havuzudur.
Yazarken, her kelimeyi örnek nüshadan okuyarak, sesli şekilde telaffuz etmelidir. Yazı malzemesi olarak, “Kaşer” (veya “Koşer”) kuralına uygun şekilde düzenlenmiş hayvan derisi (Kelaf), siyah mürekkep ve kamış kullanılmalıdır. Yazarken, “Massorah” denilen geleneksel yazı kurallarına uyulmalıdır.13 Prof. Dr. Samuel Davidson’a göre, Mazoritler Eski Ahid’in metinlerini titiz bir metodla kopya etmişlerdir. Kâtiplerin kopya şartları da şöyledir:14
1. Tapınakta kullanılan tomar, temiz hayvanların derisinden
olmalıdır.
2. Bu tapınakta kullanılacak deriler ancak Yahudiler tarafından
hazırlanmış olmalıdır.
3. Tomarların yapıldığı deriler temiz hayvanlardan alınmış olan
iplerle bağlanmış olmalıdır.
4. Her deri eşit miktarda sütuna sahip olmalıdır.
5. Her sütunun uzunluğu en az 48 ve en fazla 60 satır olmalıdır.
Her sütunun otuz harf genişliğinde olmalıdır.
6. Butün tomar başlangıçtan beri çizgilerle doldurulmuş olmalı,
ve eğer tomarda üç kelimelik çizgi bulunursa, tomar
değersizdir.
7. Mürekkep siyah olmalı, kırmızı, yeşil ve de başka bir
renkte olmamalıdır. Mürekkep özel bir tertip kullanarak
hazırlanmış olmalıdır.
8. Kopya yazarken, hakiki bir nüsha kullanılmalı ve kopya eden
kişi en ufak bir değişiklik yapmamalıdır.
9. Kâtip önündeki nüshaya bakmadan, tek bir kelime, harf, ya da
bir “yod” (fonetik işaret) bile olsa, hafızadan yazmamalıdır.
10. Her sessiz harf arasında bir iplik ya da tüy genişliğinde bir
aralık olmalıdır.
11. Her yeni “paraşa” (kısım) arasında, dokuz sessiz harflik
boşluk olmalıdır.
12. Her kitap arasında, üç satır boşluk olmalıdır.
13. Musa’nın beşinci kitabının sonu, tam bir satırla bitirilmiş
olmalıdır. Diğer kitaplar için bu kural geçerli değildir.
14. Buna ek olarak, kâtip kopya ederken, Yahudi kıyafetini
tam olarak giymiş olmalıdır.
15. Kâtip kopyaya başlamadan önce, bedenini tamamen yıkamış
olmalıdır.
16. Kâtip Tanrı’nın ismini yazmaya başlamadan önce, yazı kalemi
mürekkebe yeni batırılmış olmamalıdır.
17. Kâtip Tanrı’nın ismini yazarken, eğer bir kral ona bir şey
söylerse, onu dikkate almamalıdır.
___________________
13. Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrât, 1997, ss. 21-22.
14. Davidson, Hebrew Text of the Old Testament, s. 89.
Samiriyelilerin Tevrâtı: M.S. 100 - 200. Samiriyelilerin Tevrâtı (Pentateuk) dünya’nın en eski kitaplarından biridir. Samiriyeliler M.Ö. 700 civarında Asurlular tarafından İsrail’in Batı kısmına yerleştirilmiştir. Bu bölge Yahuda eyaleti ile Galile eyaleti arasında bulunuyordu. Bölgenin sınırlarını batıda Akdeniz doğuda Ürdün nehri, güneyde Yahuda eyaleti ve kuzeyde Galile eyaleti teşkil ediyordu.17 Buraya Samiriyeliler yerleştikten sonra, hemen onlar ve Yahudilerin arasında bir düşmanlık başladı. “Yahudilerin Samiriyelilerle ilişkileri yoktur.” (Yuhanna 4:9) Ama buna rağmen Samiriyeliler Tevrât’ını Tanrı’nın Sözü olarak kabul ediyorlardı, ve kendileri için kopyalar yapıyorlardı. Samiriyelilerin Pentateuk’ünün tüm harflerini Yahudilerin Tevrât’ı ile karşılaştırırsak, hemen hemen aynıdır.18 Bu eski metinler hâlâ Samiriye’de bulunmaktadır.
Aşağıda sıralanmış olan bu İbranice el yazmaları halen günümüzde varlığını sürdürmektedir:19
- Kuttuni Nüshası: (Kodeks cottonianus) M.S. 500 - 600.
- Ambirusayiye Nüshası: (Kodeks ambrosianus) M.S. 550.
- Kahire Kodeksi: M.S. 895, İngiliz Müzesi, Londra.
- İngiliz Müzesi Kodeksi: M.S. 950, İngiliz Müzesi, Londra.
- Peygamberlerin Kodeksi: (Leningrad Kodeksi)
M.S. 1008, Leningrad.
- Babylonicus Petropalitanus Kodeksi: (Leningrad Kodeksi)
M.S. 1008, Leningrad._
Bu nüshâların bazıları Hz. Muhammed’den önce mevcuttu. Bazıları da onun çağından sonra yazıldı. Ama onların bugünkü Kutsal Kitap metnine uyup uymadığını merak eden kişi Avrupa’nın sayılı kütüphanelerine başvurup karşılaştırabilir. Eski Ahid’in bugün basılmakta olan nüshası, bu saydığımız nüshâların yardımıyla hazırlanmıştır ve önemsiz okuma farklılıklarının dışında İbranice orijinainlden ayrılmaz.20
“Geldiğin zaman Troas’ta Karp’ın yanında bıraktığım abayı,
kitapları ve özellikle yazı derilerini beraberinde getir.”
(2 Timoteyu 4:13)
___________________
17. Aydın, Hıristiyan Kaynaklarına Göre Hıristiyanlık, s. 2.
18. Jeffrey, The Signature of God, s. 35.
19. McDowell, Evidence That Demands a Verdict, s. 56.
20. Pfander, Tevrât ve İncîl’de Tahrif Yoktur, s. 69.