Kıl Kökü İltihabı, Genital Çıban, Karbenkül Nedir?
Genital Çıban veya diğer adı ile genital bölge kıl kökü iltihabı kadınlarda özellikle dış genital organın tüylü kısmında ve çoğunlukla kasık bölgesinde çıkan değişik boyutlara ulaşabilen ağrılı, hassas, kırmızı renkte bazen hareketi de kısıtlayan enfeksiyonlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kıl kökü iltihabı çıban oluşumuna genital bölge hijyenine tam dikkat edilmemesi, sık ve sentetik çamaşırlar- pantolonlar,hijyene dikkat edilmeden yapılan tüylü bölge temizliği sıklıkla sebep olmaktadır.Genellikle küçük boyutta olabilen ve folikülit olarak isimlendirilen bu enfeksiyonlar bazen büyük boyutlara ulaşabilmekte ve halk arasında “çıban” olarak isimlendirilen fronkül haline gelip şiddetli şikayetlere sebep olabilmektedir.
Hafif foliküt küçük kıl kökü iltihapları , küçük çıban sadece lokal antibiyotikle tedavi edilebilir. Daha yaygın folikülit sıcak su kompresleri ve ağızdan alınan antibiyotiği gerektirir. Eğer büyük çıban, karbenkül oluşmuş ise ve ağrı ateş gibi şikayetlere sebep olur ise küçük bir cerrahi müdahale ile açılıp boşaltılması gerekecektir.
Genellikle, bir kıl keseciğine ya da bir yağbezinin kanalına giren Staphylococcus aureus bakterisinden kaynaklanan, dokunulduğu zaman ele çok sert gelse de, gerçekte irinle doludur.
İrinin birikmesi komşu sinirler üzerine baskı yapar ve iltihaba yol açar. Çıbanlar genel olarak, bir yere sürtünen bölgelerde, sözgelimi boyun, yüz, kulak, kol ve bacaklarda oluşur; ama bedenin her yerinde de görülebilir.
Küçük çıbanların tedavisi, bulunduğu bölgenin temiz tutulmasına, tahriş edilmesinin önlenmesine ve antibiyotik merhemler uygulanmasına dayanır. Özellikle yüzde çıkan büyük çıbanlar kan zehirlenmesine (septisemi) yol açabilir.
Eğer hastalık ile ilgili önlemler alınmazsa ’sepsis’e kadar gider ..
Çıban
Çıban deride, değişik büyüklükte olabilen cerahatli (iltihabi) kabartılara genel anlamda verilen isim. Sağlıklı bir insanın normal derisi, değişik birçok bakteriye karşı tabii olarak bağışıktır. Birçok bakteri, derinin üst tabakasının altına inemediği gibi kıl kökünün de üst kısmından derine inemez. Burada çoğalır. Derinin direnci kırıldığı zaman veya darbeler sonucunda bu bakteriler iltihap yaparlar. Çıbanın birçok çeşitleri vardır.
Kan çıbanı: Kıldibinin ve çevresinin derin iltihabıdır. Tıp dilinde ismi “fronkül”dür. Ter bezlerinin iltihaplanması da söz konusu olabilir. Stafilokok ismi verilen mikroorganizmalar, bu çıbanların meydana gelmesinde ilk sırayı alırlar. Bu çıbanlar en çok giyim eşyalarının deriye sıkı temas ettiği bölgelerde (bilek, koltuk altı, ense, kaba etler, sırt) ortaya çıkarlar. Sağlam deride bir kaşıntı ile başlar. Sonra kaşıntı ağrıya dönüşür ve biraz da genişler. Bir müddet sonra kıl çevresi kızarır, şişer, sertleşir ve dokunulduğunda sıcak hissedilir. Kıl ağzında da cerahat görülür. Zamanla kırmızılık şişkinlik ve ağrı artar. Bazan hastanın ateşi yükselir ve çevredeki lenf bezleri şişer. Birkaç gün sonra çıban kısmı akar. Böylece bir boşluk meydana gelir. Daha sonra, teşekkül eden boşluk doldurulur ve çıban iz bırakarak iyileşir. Bazı hastalarda çıbanlardan biri iyileşirken bir başkası çıkarak bütün vücuda yayılır ki, buna “fronküloz” ismi verilirEnse, tırnak kenarları ve dış kulak yolundaki çıbanlar çok ağrı yaparlar. Dudak ve burun çevresindeki çıbanlar da tehlike arz ederler. Çünkü, buradaki kan ve lenf damarlarının kafa içi ile irtibatları olduğundan, damar tıkanıklığı ve menenjit yapma tehlikeleri her zaman vardır. Böyle hastaları ehemmiyetle ele almak ve mutlak istirahate sevketmek; her türlü yüz hareketlerini yasaklayıp, en etkili tedaviye derhal başlamak gereklidir. Çıbana yol açan mikropların kana karışmasıyla, vücudun diğer yerlerinde apseler, böbrek iltihabı, kemik iltihabı ve kalbin iç yüzü örtüsünün iltihabı (endokardit) görülebilir. Yeni başlayan ve olgunlaşmamış sert çıbanları sıkmak çok hatalıdır. Bu durumda çıbandaki mikroplar civardaki kılcal damarlara girerek kan dolaşımıyla vücuda yayılırlar. Kan sistemi içindeki bu mikroplar yukarıdaki sonuçlara yol açar. Olgunlaşmamış çıbanlar sıcak suya batırılmış temiz bezle pansuman yapılır. Bu işleme rağmen, dağılma değil de iltihap toplanması oluyorsa çıbanın üzerine siyah merhem (Pomad ichtyole) konur ve sıcak ütüyle ütülenmiş bezle kapatılır. Eğer kendi kendine açılıp akarsa yarayı açmaya gerek yoktur. Açılmış yara binde birlik rivanol çözeltisiyle veya oksijenli suyla iyice pansuman yapılır ve yine kara merhem konur. Ağrıyı kesmek için ağrı kesici haplar alınabilir. Penisilin türünden iğneler yapılırsa çıbanın yan tesirleri yok edilmiş olabilir. B vitamini bakımından çok zengin olan bira mayası ve B kompleksi vitaminleri alınırsa fayda verir. 50 gram kükürtle 100 gram tereyağdan elde edilen merhem çıban için çok faydalıdır.
Şirpençe: Birkaç tane kan çıbanı bir arada bulunur ve çevreye, derinlere doğru genişlerse buna ”Karbonkül” veya halk arasında “Şirpençe” ismi verilir. Buradaki çıbanların hepsi tek imiş gibi görülür. Tahta sertliğindedir. Özellikle dokunmakla çok ağrılıdır. Hastanın genel durumu bozulur, ateş, titreme, halsizlik başağrısı bulunur. Birkaç gün sonra bütün mihrak yumuşar ve dışarı iltihap boşalır. Çoğu hastalarda bütün çıban bölgesi deriden ayrılarak geriye zamanla kapanacak olan geniş bir yara sathı kalır. Ağır seyreden durumlarda mikroplar kana karışır ve hasta ölebilir. Osmanlı padişahlarının en Ünlülarından Yavuz Sultan Selim Han da bu hastalıktan vefat etmiştir.
Sathi ve derideki çıbanlarda ilk yapılacak iş kabukları kaldırmaktır. Cerahatlenme veya sulanma geçinceye kadar antiseptik sıvılarla pansuman yapmak lazımdır. Çıban olan bölgeye günde birkaç defa sıcak sulu kompreslerin uygulanması faydalı olur. Daha sonra antibiyotikli merhemler kullanılır. Başlamakta olan çıbanlarda kara merhem kullanmak çok defa çıbanın bir an önce yumuşamasını sağlar. Çok gergin ve derin şirpençeleri cerrahi olarak açmak hastayı rahatlatır. Hastaya ayrıca antibiyotik de verilmelidir. Sık sık tekrarlayan çıban durumunda buna sebeb olabilecek durumlar araştırılmalıdır. Şeker hastalığı, aşırı zayıflık, kaşıntı yapan durumlar (parazit, müzmin iltihabi odaklar, allerjiler vb.), derinin uzun süre suya maruz kalarak yumuşaması, vücudun bağışıklık sisteminin bozuk olması çıbanların ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
Şark çıbanı: Yıl çıbanı, Halep çıbanı, deri layşmanyozu gibi isimleri de vardır. Hastalığa dünyada belli iklim bölgelerinde, bu arada memleketimizde de en sık Doğu ve Güney Anadolu illerimizde rastlanmaktadır. Hastalığın sebebi “Leischmania tropica” ismi verilen bir hücreli, kamçılı mini bir parazittir. Hastalık doğrudan doğruya veya tatarcıklarla bulaşır. 15 günden altı aya kadar süren bir kuluçka devrinden sonra tatarcık sineği tarafından ısırılan yerde küçük pembe bir leke husule gelir. İki üç gün sonra bu leke biraz daha kabarır ve giderek belirginleşerek rengi pembe-esmer bir hal alır. Bu kabartı sertçedir. Bazı kimselerde hastalık bu şekilde bir yıl devam edip sonra iz bırakarak iyileşir. Bazan da yara haline gelir. Şark çıbanı yarası üzerindeki kabuk kaldırılırsa kabuğun altında bir takım çıkıntılar görülür ki, buna “Hulusi Behçet çivi belirtisi” ismi verilir. Bu ismin verilmesinin sebebi ilk tarif edenin Ünlü Türk hekimi “Hulusi Behçet” olmasıdır. Yara haline gelmiş bir şark çıbanı da genellikle bir yılda iz bırakarak iyileşir. Bazan hastanın direncinin kırık olması halinde hastalık yıllarca sürebilir, yerinde çirkin bir iz kalır.
Hastalık başlangıcından 3-4 ay sonra başlayan ve ömür boyu devam eden bir bağışıklık bırakmaktadır. Çıban, alın, burun, çene, yanaklar, boyun, el, önkol ve bacaklar gibi açık bulunan yerlerde yerleşmektedir.
Teşhis için yaranın üzerinden alınan sıvıda parazitin aranması veya kültürünün yapılması gerekir. Bazan yaradan parça alıp incelemek de gerekebilir. Tedavisi için yara çevresine emetin, atebrin şırıngaları tatbik edilir.
Genel Bakış
Her yıl, milyonlarca Amerikalı, cilt sorunlarından ötürü tedaviye başvurmaktadır. Çoğu cilt rahatsızlığının ölüm tehlikesi bulunmasa bile, rahatsızlık verici ve duygusal açıdan sıkıntıya sokucu olabilir. Bu durum, bakterilerin kıl bezciklerinizin birini veya daha fazlasını etkilemesi ile derinizin altında oluşan, acı verici, irinle dolu yumrular olan şişkinlik ve çıbanlar gibi iltihaplı rahatsızlıklarda özellikle geçerlidir.
Çıbanlar, genellikle kırmızı, acıyan yumrular olarak baş gösterir. Yumrular, kısa süre içinde irinle dolarak, daha büyük ve daha acı verici hale geldikten sonra patlar ve akar. Bazı çıbanların meydana geldikten sonra birkaç gün içinde iyileşmesine karşın, çoğunun iyileşmesi yaklaşık olarak iki hafta sürer.
Çıbanlar cildinizin herhangi bir yerinde meydana gelebilir, ancak öncelikle yüzünüzde, boynunuzda, koltuk altlarınızda, kaba etlerinizde ve kalçalarınızda, terlemenizin veya sürtünme yaşamanızın en olası olduğu, kıl bulunan alanlarda görünür. Çıbanlar, zaman zaman şişkinlik adı verilen kümeler halinde görülür. Bu acı verici enfeksiyonlar, herkeste görülebilmekle birlikte, diyabet hastaları, bağışıklık sistemi bastırılmış olanlar veya akne ya da başka cilt sorunları bulunanlarda risk daha yüksektir.
Tek bir şişliğin çaresine genellikle evde bakabilirsiniz; ancak koparmayın veya sıkmayın, bu hareket enfeksiyonu yayabilir. Eğer şişlik veya çıban aşırı derecede acı verici ise, iki haftadan daha uzun sürüyor ve ateşle birlikte meydana geliyorsa, doktorunuzu arayın. Bu durumda, enfeksiyonun temizlenmesi için antibiyotiklere ihtiyacınız olabilir.
Bulgu ve Belirtiler
Çıban genellikle aniden, acı verici pembe veya kırmızı, çapı 1,25 cm. olan bir yumru olarak belirir. Çevresindeki deri de kızarabilir ve şişebilir.
24 saat içinde, çıban irin ile dolar. Beş ila yedi gün içinde daha büyük ve daha acı verici hale gelir, en sonunda patlayarak akan sarı-beyaz bir uç belirinceye dek, bazen golf topu boyutuna ulaşabilir. Çıbanlar, genellikle yaklaşık olarak birkaç hafta içerisinde temizlenir. Küçük çıbanlar genellikle yara oluşmadan iyileşir, ancak büyük şişlikten geriye iz kalabilir.
Şişkinlik, çoğu zaman, özellikle yaşı ilerlemiş erkeklerde, boynun arkasında, omuzlarda veya kalçalarda oluşan bir çıban kümesidir. Şişkinlikler tek bir şişliğe göre daha derin ve daha ağır enfeksiyona neden olur. Ayrıca, daha yavaş gelişir ve iyileşir, geride yara bırakma olasılığı daha yüksektir. Çıbanlar zaman zaman ateşle birlikte meydana gelir.
Şişlikler ve çıbanlar, çoğu zaman kist aknesinin neden olduğu iltihaplı, acı veren yumrulara benzer. Ancak şişlikler, genellikle bir kez meydana gelir veya aralıklı olarak yeniden belirirken, kist aknesi çoğu zaman süregelen bir sorun halinedir. Çıbanların kenarı genellikle daha kızarık veya iltihaplıdır ve akne kistine göre daha fazla acır.
Sebepleri
Çıbanlar, genellikle kılların çıktığı tüp şeklindeki yataklar olan kıl bezciklerinden birinde veya daha fazlasında staf bakterileri (Stafilokok aureus) enfeksiyonu olması ile meydana gelir. Normal şartlarda cildinizde, zaman zaman da boğazınız da ve burun boşluklarınızda barınan bu bakteriler, zatürree, menenjit, idrar yolu enfeksiyonları ve kalbinizin iç katmanındaki bir enfeksiyon olan endokardit de dahil olmak üzere bir dizi ciddi hastalıktan sorumludur. Ayrıca, hastanelerde kapılan enfeksiyonları ve besinlere bağlı hastalıkların önde gelen nedenidir.
Çıbanlara neden olan staf bakterileri, genellikle derinizdeki bir kesik, çizik veya başka bir yarıktan içeri girer. Bu durum meydana gelir gelmez, nötrofil adı verilen özelleşmiş akyuvar hücreleri, enfeksiyonla savaşmak üzere bölgeye hücum eder. Bu durum, iltihaplanmaya ve en sonunda, eski akyuvar hücrelerinin, bakterilerin ve ölü deri hücrelerinin bir karışımı olan irinin oluşmasına yol açar.
Risk Faktörleri
Herhangi bir sağlık sorunu olmayan insanlar da dahil olmak üzere, herkeste şişlikler veya çıbanlar oluşabilse de, aşağıdaki etkenler riskinizi artırabilir:
· Genel sağlıkta bozulma. Kronik sağlıksızlık durumu, bağışıklık sisteminizin enfeksiyonlara karşı savaşmasını daha zor hale getirir.
· Diyabet. Bu hastalık da vücudunuzun enfeksiyonlara karşı savaşmasını daha zor hale getirir. Hatta, tekrar eden çıbanlar zaman zaman, özellikle yaşı 40’ın üzerindeki kişilerde diyabet belirtisi olabilir.
· Sıkma veya aşınma yapan giysiler. Dar giysilerden kaynaklanan aralıksız tahriş, cildinizde çatlaklara neden olarak, bakterilerin vücudunuza girmesini daha kolay hale getirebilir.
· Diğer cilt rahatsızlıkları. Akne ve dermatit gibi cilt sorunları, cildinizin koruyucu bariyerine hasar verdiğinden ötürü, sizi şişliklere ve çıbanlara karşı daha savunmasız hale getirir.
· Bağışıklığı bastıran ilaçlar. Prednizon gibi kortikosteroidlerin veya bağışıklık sistemiziniz bastıran diğer ilaçların uzun süreli kullanımı riskinizi artırabilir.
Ne zaman tıbbi yardım alınmalı
Tek bir küçük şişlik ile kendiniz başa çıkabilirsiniz. Ancak, eğer yüzünüzde veya omurganızda çıban oluşursa ve aşağıdakiler sizde varsa doktorunuza görünün:
· Hızla kötüye giden ve son derece acıyan bir şişlik
· Çok büyük olan, iki hafta içinde iyileşmeyen ve ateşin eşlik ettiği çıbanlar
· Sık görülen çıbanlar
· Çıbandan yayılan, kan akışınıza girmiş olan bir enfeksiyonun işareti olabilecek olan kırmızı çizgiler
· Bağışıklık sisteminizi bastıran bir enfeksiyon, sözgelimi organ nakli veya HIV enfeksiyonu
Vücutlarında bir veya daha fazla çıban oluşan çocukların ve yetişkinlerin de tıbbi bakım görmesi gereklidir.
Tarama ve tanı
Doktorlar, çıbanı genellikle sadece cildinize bakarak teşhis eder; ancak bazen içerdiği bakteri türünü kontrol etmek amacıyla irin numunesi alabilirler. Eğer enfeksiyonlarınız tekrar ediyorsa, diyabet veya bağışıklık sisteminizi bastıran başka hastalıklarla ilgili testlerden geçebilirsiniz.
Komplikasyonlar
Bazı vakalarda, çıbandan gelen bakteriler kan akışınıza karışır ve vücudunuzun diğer bölümlerine seyahat eder. Yaygın olarak kan zehirlenmesi diye bilinen, yayılan enfeksiyon (septisemi) kısa süre içinde ölüm tehlikesi arz eder hale gelebilir.
Başlangıçta, kan zehirlenmesi üşüme, aniden yükselen ateş, yüksek kalp atış hızı ve aşırı derecede hasta olma hissi gibi belirtilere ve semptomlara yol açabilir. Ancak rahatsızlık hızla ilerleyerek, tansiyonun ve vücut sıcaklığının düşmesi, kafa karışıklığı, pıhtılaşmada anomaliler ve deride kanama ile kendini belli eden şok durumuna dönüşebilir. Kan zehirlenmesi tıbbi açıdan acil bir durumdur, tedavi edilmediği takdirde ölümcül olabilir.
Başka bir ciddi sorun da Stafilokok aureus’un ilaca karşı dirençli bir türünün hızlı bir biçimde ortaya çıkmasıdır. Bir zamanlar temel anlamda hastaneler ile sınırlı olan metisiline karşı dirençli Stafilokok aureus (MRSA), artık gitgide daha çok sayıda askeri çalışanı, hapis mahkumunu, sporcuyu, özellikle de güreş gibi temas içeren sporlar yapanları, hatta küçük çocukları da etkisi altına almaktadır.
MRSA, son derece bulaşıcıdır ve kalabalık, hijyenden yoksun ortamlarda ya da spor ekipmanlarının ya da havluların paylaşıldığı yerlerde hızla yayılır. Çok sayıda antibiyotiğe karşı iyi yanıt verse de, MRSA penisiline karşı dirençlidir. Eğer yanlış ilaçlarla tedavi edilirse, enfeksiyon ölümcül olabilir.
Önlem
Çıbanları önlemek her zaman, özellikle de bağışıklık sisteminizde yıpranma var ise mümkün olmasa da, aşağıdaki önlemler staf enfeksiyonlarından kaçınmanıza yardım edebilir:
· Küçük kesik ve sıyrıkları bile tam anlamıyla temizleyin. Sabun ve su ile iyice yıkayın ve tezgah altı satılan antibiyotik bir merhem uygulayın.
· Vücudu sıkan giysilerden kaçının. Dar giysiler tarz sahibi olabilir, ancak cildinizi sıkmadığınızdan emin olun.
· Sağlıklı beslenin. Şekerli ve yağlı besinlere uzanmaktansa, tam tahılları, taze meyveleri ve sebzeleri ve düşük miktarda yalın proteini tercih edin.
Kişisel bakım
Aşağıdaki önlemler, enfeksiyonun daha çabuk iyileşmesine ve yayılmasının engellenmesine yardımcı olabilir:
· Etkilenen bölgeye ılık ıslak bez veya kompres uygulayın. Bunu her birkaç saatte bir yaklaşık 30 dakika boyunca yapın. Eğer mümkünse, bezi veya kompresi ılık tuzlu suya batırın, şişliğin patlamasına ve daha kısa sürede akmasına yardımcı olur. Tuzlu su yapmak için, yaklaşık 1 litre kaynar suya 1 çay kaşığı tuz ekleyin ve rahatça uygulayabileceğiniz bir sıcaklığa kadar soğutun.
· Günde iki kez çıbanı nazikçe yıkayın. Yıkamadan sonra, reçetesiz satılan bir antibiyotik uygulayın ve bandaj ile kapayın.
· Çıbanı asla sıkmayın veya koparmayın. Bu hareket enfeksiyonu yayabilir.
· Ellerinizi çıbanı tedavi ettikten sonra iyice yıkayın. Ayrıca, enfeksiyonlu bölgeye değen giysileri, havluları veya kompresleri yıkayın.
Tamamlayıcı Tıp
Bazı hastalar, şu tedavilerin rahatsızlığı hafifletmeye ve iyileşmeyi hızlandırmaya yardımcı olduğunu fark etmişlerdir:
· Çay ağacı yağı. Avustralya çay ağacının (Melaleuca alternifolia) yapraklarından elde edilen bu esanslı yağ, yüzyıllardır antiseptik, antibiyotik ve antifugal madde olarak kullanılmaktadır. En iyi sonucu almak için, yağı şişliğe gün içerisinde defalarca uygulayın. Çoğu doğal gıda marketinde ve eczanede çay ağacı yağı ürünleri satılmaktadır. Yağ, bazı insanlarda alerjik tepkimelere neden olabilir, o nedenle eğer herhangi bir sorununuz olursa kullanmaya son verin.
· Homeopatik devalar. Homeopati, 'tedavilerin sevdiği gibi' ilkesine dayalı bir iyileşme yöntemidir. Vücudu kendini iyileştirmek üzere uyaran çeşitli maddelerin, ince ayrıntılara dayalı, son derece seyreltilmiş miktarlarda kullanımını içerir. Çıbanlar için olan homeopatik devaların arasında belladonna, hepar sülfür ve silika bulunur. Bunları birçok doğal gıda marketinde bulmanız mümkündür.
· Bitkiler. Papatya ve kızıl karanfil gibi bitki çaylarının bakteri enfeksiyonlarına işe yaradığına inanılmaktadır. Hatmi çiçeği ve kaygan karaağaç içeren merhemler de iltihaplanmayı hafifletmektedir. Bitkiler, başka ilaçlarla tepkimeye girebildiğinden ötürü, dahili olarak her türlü bitkiyi kullanmadan önce doktorunuzla konuştuğunuzdan emin olun.