Kış
Kartopu, kestane, salep, atkı, bere… Bütün bunlar ve dahası dersem size ne hatırlatır. Tabiî ki de kışı. Kimi sıcağı sever, yazdan bunalır, hasretle bekler onun gelişini. Herkes için ayrı bir yeri vardır. Anneler turşular kurar, tarhanalar yapılır, montlar alınır, ayakkabılar ve giysiler kalınlaşır, mekânlar artık kapalıdır. Açık hava üşütür. Kış bizler en azından belki de benim için bunu ifade ediyor. Dahasını düşünmüyorum çünkü başımı sokacak sıcak bir yuvam var. Peki ya diğerleri? Diğerleri içinde mi durum böyle?
Diğerleri dediğime sakın kızmayın bana. Ben de sokaklarda yaşıyor, kimsem yok olabilirdim. Şükrü bilmeyen ve nefsi doymak bilmeyen kullar olduğumuz için onları hep görmezden geliyoruz. Hep sokaklarda onları yok sayıyoruz. Oysa öyle çoklar ki… Onları da sokağa terk edenler vaktinde anneleri babaları değil miydi? Öyleydi elbette. Onların da ir şansı olabilirdi sıcak bir soba arkasında… Peki, hiç sorduk mu onlara onlar için ne ifade ediyor kış. Hayır, kimse bunu sorgulamaz çılgınlar gibi kış alışverişi yaparken. Gözler o anda kör olu verir. Kış onlar için üşümektir. Her zamankinden çok üşümektir. Kış onlar için karın kimyasını çözmektir. Kış onlar için evin camındaki buğudur. Bir tas çorbanın ömükten aşağı inişinin dansıdır. Kış kibrit çöpünün sıcaklığını bile razı olmaktır. Yağmurun ıslatmadığı yerde uyumaktır. Uyandığı zaman hala yaşıyor olmaktır. Parmak uçlarının sızısıdır. Çöpte donmamış yemek artığı bulma şansıdır. Yamadan kırk pare olmuş elbisesinden tenine değen soğuktur. Sıcacık soba ardında kuyruğunu sallayan kedinin keyfidir. Kış hangimiz için bunları ifade ediyor, sorarım size. Gözlerimiz onlara değince neden hala ısrarla körleri oynuyoruz ki. Hangi yarım hayalin acısını çekiyor o insanlar. Ayıplamakla, utanç duymak arasında gidip geliyorum uzun zamandır. Ben de görüyorum bazen onları. Sadece içimde bir sızı inceden. Daha fazlasına gücüm yeter biliyorum da, bile bile kılımı kıpırdatmıyorum. Bile kör oluyorum işte.
Yediğimiz her lokmanın şükrünü sunmak gerekirken Yaradan’ a, her defasında o doymak nedir bilmeyen nefsimizle, ‘ daha’ diyoruz, ‘ daha da olsun’. Kış sıcak soba hayalinden öteye gidemiyor. Kestane kokuları burnumuzu doldururken, görmeyi bilmeyen gözlerimiz de körlün sefasını sürüyor. Kış senin için ne ifade ediyor?