Mağaralar Nasıl Oluşur?
Karbonatlı kayaçların üzerine düşen karbondioksitli atmosferik sular toprak ve kayaların çatlakları arasından geçerken karbondioksitçe doygun şekle dönüşürler. Son derece çözücü bir hale gelen bu suların geçtiği yerleri eritmesi ile mağaralar oluşurlar.
Bölgenin yüksekliği, kireçtaşları ile erimeye uygun olmayan geçirimsiz kayaların birbirine göre konumları, akarsu, göl veya deniz seviyesi yüksekliklerine göre mağaralar yatay, dikey veya yatay-dikey duruma gelebilirler. Genel olarak deniz seviyesinden yüksek yerlerde dikey olarak gelişmiş düden mağaralar gelişme imkanı bulurlar.
Derinlikleri yüzlerce metreyi bulabilen bu mağaraların araştırması son derece zor ve tehlikelidir. Buna karşılık ova, göl veya nehir seviyesine yakın bölgelerde veya hemen altlarında geçirimsiz birimlerin bulunduğu kireç taşlarında son derece uzun ve yatay mağaralar gelişmiştir. Bu mağaralara dışarıdan su girsede(düden veya subatan), çoğunlukla içinden su çıkan kaynak durumundadır. Birbirine bağlı birkaç kattan oluşan bu mağaraların içleri yer yer göller, damlataş havuzları ve hertürden damlataşlar ile kaplı olabilir.
Mağaraya ulaşan suların ilk oluşturduğu şekiş sarkıtlardır. Tavandaki çatlaklar veya tabaka aralarından damlayan bu sularda bir kısmı karbondioksitin serbest hale geçmesiyle damlanın çevresinde ince, yarım küre şeklinde karbonat çökelir. Dairesel çekirdeğin ortası boş olduğundan, su buradan damlar. Damlayan her su, bu çekirdeği silindirik olarak büyütür. Böylece zamanla içi boş, genişliği her yerde eşit çubuk makarna veya tüp şeklinde saydam şekiller oluşur. Sarkıt oluşumunun başlangıç dönemini karakterize eden bu şekillere makarna sarkıt adı verilir ve damlamanın seyrinde herhangi bir değişiklik olmadığı sürece çapları 5-10 mm. boyları 1-3 metreye ulaşabilir.