Proteinler çok çeşitli görevleri olan biyokimyasal polimerlerdir. Görevleri arasında: organizmanın yapısal elemanı olmaları, katalitik, regülatör, taşıma, savunma, besin ve depo oluşturmaları, hareket sağlayıcı eleman olmaları gelir. Basit proteinler bir veya birden fazla polipeptid zincirinden oluşur. Birleşik (konjuge) proteinler apoproteine ek olarak lipid, karbohidrat, nükleik asit, metal gibi protein dışı gruplar içerirler. Molekül şekli bakımından globüler proteinler veya fibröz proteinler olarak tanımlanırlar. Yapı, fonksiyonla çok yakından ilişkilidir. Proteinler, poliamfolittirler. İzoelektrik nokta yan grupların cins ve sayısına göre değişir. Çözünürlük, amino asit dizisi, molekül ağırlığı ve biçimi, pH, çözücü ve elektrolit konsantrasyonuna bağlı olarak değişir. Aromatik yan gruplara bağlı olarak yakın UV bölgede ve peptid bağları nedeniyle de 200 nm civarında absorbsiyon gösterirler. Proteinler, birincil, ikincil, üçüncül ve dördüncül olmak üzere dört yapı düzeni altında incelenir. Birincil yapı amino asit cins, sayı ve dizilişini gösterir ve genetik kod tarafından belirlenir. Polipeptid zincirinin hidrojen bağları sayesinde düzenli yapılar halinde katlanması ikincil yapı düzeni olarak adlandırılır. ? heliks ve ? tabaka en çok rastlanan ikincil yapı tipleridir. Bazı proteinler tek tip ikincil yapıya sahipken, bir kısmı da karışık tip ikincil yapı gösterir. Tek tip ikincil yapıya sahip proteinler fibröz (örnek: keratin, fibroin) ve karışık tip ikincil yapıya sahip proteinler globüler (örnek: çeşitli enzimler, myoglobin) yapıdadırlar. Proteindeki ikincil yapı grupları süpersekonder motifleri ve sonuçta proteinin üç boyutlu katlanmış yapısını -üçüncül yapı düzenini- oluşturur. Birden fazla polipeptid zincirine sahip proteinlerdeki bu altbirimlerin birbirine göre organizasyonu dördüncül yapı olarak adlandırılır. Bu yapı düzenleri primer yapı ve dolayısıyla genetik kod tarafından belirlenir. Proteinlerin birincil yapı dışındaki yapı özelliklerini kaybetmelerine denatürasyon, tekrar üç boyutlu yapılarını kazanmalarına renatürasyon denir. Denatüre proteinler biyolojik aktivitelerini kaybeder ve renatüre olunca geri kazanırlar. Proteinler, konsantre asit veya baz ile yüksek sıcaklıkta uzun süre muamele edilince amino asitlerine kadar parçalanırlar. Çeşitli proteazlar ise, proteinleri özgül bölgelerden hidroliz ederek oligopeptidler oluşturur. Proteinlerin saflaştırılması için, tuz kesitlemesi, santrifugasyon, çeşitli kromatografik ve elektroforetik yöntemler gibi teknikler kullanılır. Protein analizinde ise spektrofotometrik ve elektroforetik metodlar gibi çeşitli yöntemlerden yararlanılır.