SERBEST MUHASEBEDE ETİK KURALLARI
Her meslek dalında olduğu gibi muhasebe biliminde de çeşitli etik kuralları bulunmaktadır. Bu kurallar yasanın ilgili maddesince tespit edilmiş ve her serbest muhasebeci tarafından uyulmaları mecburi kılınmıştır.
Ülkemizde bu konuya olan özeni belirtmek için koyulmuş olan kuralları şu şekilde özetlemek mümkündür:
Öncelikle bu kurallara uymak zorunda olanlar mutlaka unvanı almış olan kişiler olacaklardır ve burada önemli bir husus ta serbest muhasebecilerin aldıkları unvan dışında başka unvan kullanmamaları zorunluluğudur.
Mesleğin temelini oluşturmakta olan dürüstlük, güvenirlik ve tarafsızlık ilkeleri her muhasebecinin öncelikle önem vermesi gereken kurallardandır. Çünkü bunlardan yoksun kişi mesleğinde başarıyı elde etmekte zorlanacaktır. Serbest muhasebeciler, mesleğe gerekli özeni göstermeli ve aralarında çıkar çatışmalarına izin vermemelidirler.
Muhasebeciler mesleğinde çalıştıkları süre zarfında edindikleri bilgileri ve sırları mesleklerini icraya son verdikten sonra, adli incelemeler dışındaki durumlarda ortaya atamazlar.
Muhasebecilerin mesleki faaliyetleri sırasında toplum ve devlete karşı sorumlulukları bulunmaktadır. Bunların işletme yönetici ve sahiplerine karşı sorumlulukları, onların akıllı kararlar alabilmeleri için verecekleri bilgilerin doğru ve güvenilir olmalarına dikkat etmeleridir. Muhasebe mesleğine mensup olan kişiler, eğitimleri sırasında birbirlerine her türlü bilgiyi vermek ve dayanışmada bulunmak durumundadırlar. Ayrıca bu kişiler adres değişikliklerini odaya bildirme ve yıllık aidatlarını süresi dahilinde odaya ödeme gibi sorumluluklar taşımaktadırlar. Tabi, 3568 no’lu yasaya ve yönetmeliklerine de uymaları gerekmektedir.
Beyanname imzalarken, denetim yaparlarken ilgili yasal düzenlemelerle ilan edilmiş olan norm ve standartlara uygun olarak hizmet vermelidirler. Muhasebeciler vasıtasıyla sahte veya içeriği itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği resmi kurum ve kuruluşlarca saptanan iş sahiplerinin Odalar ve Birlik tarafından ilanından sonra defterlerinin tutulmaması ve işlerinin görülmemesi gerekir.
Bu mesleğin temelini oluşturan ve vazgeçilmezliği olan bir diğer unsur ise bağımsızlıktır. Muhasebeciler, bağımsızlıklarına engel olacak davranışlardan kaçınmalıdırlar.
Bu mesleğe tabi olan kişiler mesleki çalışmalarına başlamadan önce mutlaka bir işyeri açmak zorundadırlar. Bunun dışında yapılacak işler kaçak sayılır. Şube açılabilir ancak, mesleğin gereği gibi yürütülmesini sağlayacak şekilde şubenin bağlı olduğu Oda’nın çalışanlar kütüğüne kayıtlı sorumlu ortak görevlendirmeden ve bu ortak sayısından fazla şube açılamaz. Odaların çalışanlar listesine kayıtlı olmadan unvan kullanarak mesleki faaliyette bulunulamaz. Ayrıca, çalışanlar kütüğüne kayıtlı olmadan birden fazla beyanname imzalanamaz. Muhasebeciler, hiçbir durumda sahip oldukları ruhsatları kiraya veremezler. Ayrıca, mesleki faaliyette bulunmayan meslek mensupları ikametgahlarının bulunduğu bölgenin odasına kaydolurlar. İşyerini veya ikamet adresini değiştiren meslek mensupları ise on beş gün içinde yeni adreslerini bağlı oldukları odalara bildirmek zorundadırlar.
Muhasebeciler, çalıştıkları mesleğin sorumluluğunun bilincinde olmalı ve herhangi bir şekilde haksız rekabete yol açacak her türlü davranıştan kaçınmalıdırlar.
Muhasebede önemli kurallardan biri de, başka bir muhasebeciyle anlaşması bulunan bir kişi ve kuruluşa hizmet verme teklifinde bulunamamasıdır. Bunun gibi, muhasebeciler birbirlerine zarar verecek şekilde ücret ve eleman temininde bulunamazlar.
Her muhasebeci; işyerinin bulunduğu binanın bir yerine herkesin kolaylıkla görebileceği biçimde, sadece adı ve soyadı ile meslek unvanını taşıyan bir tabela asmak zorundadır. Birden çok muhasebeci çalışmalarını ortaklık bürosu veya şirket şeklinde birleştirdikleri takdirde, tabelaya ayrıca ortaklık bürosu veya şirket unvanı yazılır. Ayrıca ortaklar ad ve soyadları ile unvanlarını da tabelaya yazabilirler.
Bununla birlikte muhasebeciler hizmet verdikleri müşterilerini altı ayda bir kayıtlı oldukları odalara bildirmek zorundadırlar. Serbest muhasebeciler, teşebbüs veya işletme sahiplerinin defterlerini kendi bürolarında tutarlar. Ayrıca, bu kişiler tutmakta oldukları defterleri ve ilgili belgeleri dikkatli bir şekilde korumakla yükümlüdürler.
Türk Ticaret Kanunu’na göre, muhasebeciler esnaf sayılmalarını gerektirecek olan herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Yine bu kişiler, kendi mesleki faaliyetleri dışında serbest meslek çalışmalarında bulunamazlar. Ticari mümessillik, ticari vekillik ve acentelik yapamayacakları gibi adi ve kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirketlerde komandite ortak ta olamazlar. Ayrıca, limited ve anonim şirketlerin yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı görevlerinde de bulunamazlar. Tabi serbest muhasebeciler gerçek ve tüzel kişilere tabi ve onların işyerlerine bağlı olarak hizmet akdi ile de çalışamamaktadırlar.
Ayrıca muhasebecilerin tabi oldukları etik kuralları dahilinde onlara getirilmiş olan reklam yasağından da bahsedilebilir. Muhasebeciler, hiçbir şekilde iş elde etmek için, açık ve kapalı dolaylı veya dolaysız yöntemlerle reklamlarını yapamazlar ve yaptıramazlar. Tabi diğer yanda onlar için reklam sayılmayacak bazı durumlar da vardır. Mesela, tabelalarına, kartvizit, rapor ve bunlara benzer diğer yazışma kağıtlarına; meslek unvanlarını, iletişim araçlarının numaralarını, açık adreslerini yazmaları reklam sayılmaz. Fakat bunlar dışındaki konuların yazılması reklam sayılır ve yasaktır. Öte yanda, muhasebeciler unvanlarını kullanarak mesleki konularda ve bilimsel nitelikte, gazete ve dergilerde devamlılık arz etmemek üzere yazı yazabilirler ancak yayıncılık yapamazlar. Ayrıca sadece iş tekliflerinde kullanılmak ve yazılı, sözlü ve görüntülü yayın araçları ile yayınlanmamak üzere kendilerinin, ortaklık veya şirket kuruluşlarında görev yapan diğer meslek mensuplarının öz geçmişlerini kapsayan tanıtıcı broşür bastırabilecekleri ve bu broşürlerde önceden veya halen iş yaptıkları müşterilerin açıklanamayacağı kanunlarca belirlenmiştir. Reklam konusunda son olarak şunları söyleyebiliriz: Kendileri veya mesleki ortaklık veya şirketleri adına işin gerektirdiği ciddiyet ve boyutta eleman arama ilanı verebilirler ancak iş ilişkisinde bulunduğu firmalar adına bu ilanları veremezler.
Muhasebeciler, müşteri adına Vergi Dairesi, SSK, Bağ-Kur ve benzeri kurumlara ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun para, çek, senet, menkul değerler ve benzerlerini alamazlar ve emanet para makbuzu veya benzeri belge kullanamazlar.
Çalışanlar kütüğüne kayıtlı muhasebeciler, imzalamak durumunda bulundukları resmi ve mesleki belgelerde TÜRMOB tarafından darphanede yaptırılan kaşeleri kullanmak zorundadırlar.
Muhasebeciler, başka bir meslek mensubu ile sözleşmesi bulunan müşterilere bilerek iş öneremez ve diğer meslek mensubu hakkında olumsuz yorumlarda bulunulmazlar.
Defter tutmak, süreklilik arz eden müşavirlik hizmetinde, inceleme, tahlil ve denetim yapmak ve bunlarla ilgili, rapor ve benzerlerini düzenlemek gibi işlemlerde muhasebecinin sözleşme yapma zorunluluğu bulunmaktadır.
Muhasebecilerin, asgari ücretin altında iş kabul edemeyeceği gibi ücret yönetmeliğine aykırı davrandığı için işi geri verilmiş ve Oda ve Birlikçe ismi okunmuş iş sahiplerinin işleri de kabul edilemez.
Tarafların haklı nedenlerle veya karşılıklı rızaları ile, aralarındaki sözleşmeyi feshetme hakları bulunmaktadır. Bu durumda muhasebecilerin almış olduğu defterleri ve belgeleri geri vermeleri gerekmektedir. Tazminat haklarıysa genel hukuk kurallarıyla belirlenir.
Muhasebeciler, kendilerine tevdi edilen defter ve belgeleri işlerinin gerektirdiği süre içinde iyi niyetle korumak ve işin bitiminde de geri vermek zorundadırlar. Onlar için defterlerin iş bitiminden itibaren saklanması gereken süre bir aydır. Sahibine yazı ile bildirilmiş olmasına rağmen bir aylık süre zarfı içerisinde geri alınmayan defter ve belgeler ilgili kişilerin bağlı oldukları vergi dairelerine teslim edilirler.
Muhasebecinin, mesleki faaliyette bulunmayacağını yazılı olarak bildirmesi veya çalışma bürosunu kapatmış olması, çalışma bürosunu oda bölgesi dışına nakletmiş olması, kanuna göre meslekten çıkarmayı gerektiren cezalara çarptırılması, meslek mensubu olmak için kanunun aradığı şartların sonradan kaybedilmiş olması, ruhsatnamenin verildiği tarihte, verilmemesini gerekli kılan sebeplerin varlığının sonradan tespit edilmiş olması durumlarında muhasebecinin adı çalışanlar listesinden silinir.
Mesleğin onuru ile ters düşen birtakım davranışlar şu şekilde sıralanabilir: Yanında çalıştırdığı kişilere karşı uygunsuz davranışlarda bulunmak, aşırı içki ve kumar düşkünlüğü ile tanınmak, meslektaşlarına, müşterilerine ve kanunlara göre bilgi vermek zorunda olduğu kişi ve kuruluşlara bilgi vermemek veya kasten yanıltıcı bilgi vermek, kanunlara göre yapılması yasak olan işlerden herhangi birini yapmak... Bu tip davranışlar muhasebe etiğine ters düşmektedirler.
Meslek etiği baz alındığında buna ters düşmeyecek olan bazı davranışları da şöyle sıralayabiliriz: Bilirkişilik, tasfiye memurluğu, hayri ve ilmi kuruluşların yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulunmak, limited veya anonim şirketlerde ortak, komandit şirketlerde komanditer ortak olmak veya murakıplık yapmak, meslek mensuplarının, üyesi oldukları ve kurumlar vergisinden muaf olan yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri ve yardım sandıklarının yönetim ve denetim kurulları üyelikleri görevlerinde bulunmak, kadrolu olarak çalışmamak şartıyla öğretim ve eğitim amacı ile ders vermek, devamlılık arz etmemek kaydı ile gazete ve dergilerde yazı ve makale yazmak, seminer ve konferanslara katılmak...
Yukarıda uzunca listelenmiş olan hal, durum ve davranışlar Türkiye’de tüm serbest muhasebecilerin uyması gereken etik kurallarını özetlemektedir. Bu kurallara, ilgili kişilerin uymamaları durumunda uyarma cezası, kınama cezası, geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası hatta meslekten çıkarılmaya kadar gidebilecek cezalara çarptırılma durumları sözkonusu olmaktadır.
GençBİLİM.Com Bu Çalışmanın Size Faydalı Olmasını Umar Okul ve İş Yaşamınızda Başarılar Diler…
Sorularınız İçin Adresine e-mail Atabilirsiniz …