Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Türkiyedeki Ormanlar

Türkiyedeki Ormanlar Hakkında Bilgi - Türkiyedeki Ormanlar Nedir Özet


Araştırmalar



 TÜRKİYE’DE ORMANLARIN COĞRAFİ DAĞILIŞI VE
ÜLKE EKONOMİSİNE KATKILARI



Türkiye, sıcaklık ve yağış koşulları bakımından ormanın yetişmesine genel olarak elverişlidir. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı alanlar hariç, ülkemizin % 70'lik kısmının orman olması gerekir. Fakat, bugün bu oran % 26 civarındadır. Bu durum ormanlarımızın büyük bir kısmının yok edildiğini göstermektedir.

Ülkemizde, şu anda orman dağılışındaki en önemli faktör yağış ve nemdir. Yağış miktarı ile orman dağılımı arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Örneğin, Doğu Karadeniz kıyılarında yağış fazlalığından ormanlar çok iken, Güneydoğu Anadolu’da aşırı kuraklıktan dolayı ormanlar azdır.
Türkiye’de ormanların coğrafi dağılışı (%)

Karadeniz Bölgesi ..........................................25
Akdeniz Bölgesi .......................................... ..24
Ege Bölgesi ..................................................17
Marmara Bölgesi  ...........................................13
Doğu Anadolu Bölgesi  ....................................11
İç Anadolu Bölgesi  .........................................7
G. Doğu Anadolu Bölgesi  ..................................3

Ülkemizdeki ormanların % 79'u kıyı bölgelerimizde toplanırken, %21'i iç bölgelerimizde toplanmıştır. İç bölgelerdeki orman azlığının nedeni, sıcaklıkların ve yağışların yetersiz olmasıdır.


Yurdumuz ormanlarının yayılışında ,iklim ve toprak ilişkilerinin yanıbaşında , memleketin jeomorfolojik yapısı , aynı zamanda çeşitli formasyonlara sahip bitkilerin ve ağaç türlerinin birbirleri ile yaptıkları rekabetin etkileri rol oynamıştır . Bugünkü haliyle ormanlarımızda bulunan ağaç türleri doğal olarak bulundukları yerlerin ağaçları olmakla beraber,yüzyıllar boyunca yapılan düzensiz faydalanmalar ve tahripler yüzünden ormanlarımızın sınırları dikey ve yatay doğrultuda bir hayli daralmış,birçok ormanımız yerini kendisine komşu bulunan maki, bozkır,step florası gibi daha değersiz formasyonlara terketmiş veya tamamen kıraçlaşarak çıplak hale gelmiştir.
Ülkemizde yaklaşık olarak 8.9 milyon hektarı verimli,11.3 milyon hektarı da verimsiz,bozuk orman olmak üzere toplam 20.2 milyon hektar ormanlık alan bulunmaktadır . Bunun ülke yüzeyine oranı %26’dır.Oysa bir ülkenin en az %30’unun ormanlarla kaplı olması gerektiği kabul edilir.



Yukarıda verilen sayısal değerlerden anlaşılacağı üzere,ülkemiz ormanlarını %56’sı verimsiz ve bozuk,%44’ü de iyi nitelikte,verimli ormanlardır . Bunun yanında,kişi başına düşen verimli alan miktarı 0.14 ha,verimsiz alan miktarı ise 0.17 hektardır.



Yurdumuzdaki orman varlığını biraz daha detaylı biçimde incelemek istersek,yaklaşık 20.2 milyon hektar alan kaplayan ormanlarımızın %30.6’sı nın normal (iyi) koru,%23.5’inin bozuk koru,%13.3’ünün normal (iyi) baltalık ve %32.6’sının da bozuk baltalık durumunda olduğunu görürüz . Normal koruların ülke alanı içindeki payı yalnızca %8’e yaklaşmaktadır . Normal baltalıkların ülke alanı içindeki payı ise %3.5’in altında kalmaktadır.
Türkiye’de kişi başına düşen ormanlık alan miktarı 0.33 hektardır . Dünya ortalaması ise 1.2 hektar olup,ortalama değerler olarak kişi başına düşen orman miktarı ABD’de 1.3 , Avusturalya’da 2 , Kanada’da is 18.7 hektardır . Bu rakamlarla ülkemiz rakamlarını karşılaştırdığımız zaman,bu yönden ülkece hayli fakir olduğunu görürüz.

Ormanların ülke yüzeyine dağılımı pek de düzenli olmayan ülkemizde,orman zenginliği yönünden Karadeniz bölgemizin ön sırada gelmekte olduğu,onu Akdeniz ve Ege bölgesinin izlemekte olduğunu görmekteyiz . İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile ülkemizin ormanca en fakir yörelerdir . Ormanlarımızın sadece %10.4 kadarı İç Anadolu ve Doğu Anadolu’da , bir o kadarı da Güneydoğu Anadolu’da bulunur . Güneydoğu Anadolu ormanlarımızın tamamına yakını bozuk yapıda olmak üzere,meşe ormanlarından oluşmaktadır . Ormanlarımızın coğrafi bölgelerimize göre dağılımı,son verilere dayanılarak aşağıda belirtilmektedir.


Bugün ağaç,ağaçcık,çalı ve otsu bitki olarak Türkiye’de 10 bine yakın tür bulunmaktadır ve bunların 3 bin kadarı da sadece Türkiye’ye özgü (endemlik) türlerden oluşmaktadır . Aynı şekilde,Avrupa’da ağaç,ağaçcık ve çalı türündeki bitkilerin sayısı 725 civarında iken,bu sayı Türkiye’de 456 kadardır . Ağaç formundaki türlerin sayısı da yine Avrupa’da (ki,Türkiye’nin yaklaşık 15 katı büyüklüğe sahiptir) 250 kadar iken,Türkiye’de 205’tir.Ancak ne ülkemizde ne de dünyada bu tür zenginliklerin değeri yeterince bilinmemekte,her geçen yıl bu türlerde gerek dünya genelinde gerekse Türkiye’de belli bir azalma gözlenmektedir.
Ormanları oluşturan ağaç türlerinin dağılımı da yöreye ve yükseltiye bağlı olarak biçimlenmektedir . Ormanların %54.4’ü ibrelilerden (iğne yapraklı ağaçlar),%45.6’sı da yapraklı ağaçlardan oluşur . Tüm ormanların %38.5’ini ibrelilerden çam türleri oluşturur . Ülke orman varlığı içinde öteki ibrelilerden köknarın payı %6.8 , ardıçın payı %3.5,sedirin payı %3.6,ladinin payı %2 ve öbür ibrelilerin payı da %0.1’dir.Yapraklı ormanlarda ise meşe türleri egemendir . Ülke orman varlığı içinde meşe ormanlarının payı %25.9’dur.Öbür yapraklılardan kayın,tüm ormanların %8.5’ini ,gürgen %2.7’sini , kestane de %1.4’ünü oluşturur . Kalan,%7.1’lik bölüm ise öbür yapraklılardan kızılağaç , kavak , ıhlamur , dişbudak vb.dir.

Genel olarak ülkemizde yetişen ağaç cins ve türlerini sıralamak gerekirse;
İğne yapraklılar (kozalaklı) türler : Çam (kızılçam , karaçam , sarıçam , fıstık çamı , halep çamı , Sedir (Toros sediri) , Göknar (Doğu Karadeniz göknarı , Uludağ göknarı , Kazdağı göknarı , Toros göknarı) , Ladin (doğu ladini) , Ardıç (boylu ardıç ,Finike ardıcı , kokar ardıç , katran ardıcı , adi ardıç , bodur ardıç , kara ardıç) , Servi (piramit servi , dallı servi) , Porsuk (adi porsuk);Geniş yapraklı türler : Meşe (Doğu Karadeniz meşesi , saplı meşe , sapsız meşe , Istranca meşesi,Macar meşesi, Kasnak meşesi , Lübnan meşesi , tüylü meşe , saçlı meşe , pırnal meşesi , palamut meşesi , mazı meşesi vb.) , Kayın (doğu kayını) , Gürgen ,Kestane , Dişbudak , Kızılağaç , Akçaağaç , Üvez , Çınar , Karaağaç ,Ihlamur vb . Bu ağaç türlerimiz yer yer saf halde , yer yer de iğne yapraklılarla bir arada karışık olarak bulunur . Bazı türlerin genetik tabanı öylesine zengindir ki,örneğin Sedir’in 8,meşenin ise 20 varyetesi bulunmaktadır.Ayrıca Akçaağaç’n bile Türkiye’de mevcut 18 taksonunu saymak mümkündür.

Tüm bunlara ek olarak,ülkemiz ormanlarında bazı ağaç türlerinin sadece Türkiye’de doğal olarak yetiştiğini de unutmamak gerekir.Bunların başlıcaları;Anadolu Sığla Ağacı , Kasnak Meşesi , Toros Göknarı , Kazdağı Göknarı , Uludağ Göknarı vb.
Ülkemiz ormanlarının çok önemli diğer bir karakteristiği de ormanlarımızın %93’ünün ‘doğal orman’ , yani kendiliğinden yetişmiş olmasıdır . Yani fidan dikimi ile yetiştirilip , tüm ekolojik koşulları değiştirilmiş , ormanlar olmamasıdır . Bu husus,son derece önemlidir. Çünkü Avrupa Ormanlarının sadece %1’i doğallığını korumaktadır . Ormanların doğal
karakteristiklerini kaybetmesi , orman varlığının geleceği bakımından , en azından orman azalması kadar tehlikelidir.



ORMANLARIN ÜLKE EKONOMİSİNE KATKILARI


Ormanlar ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarından dolayı önemlidir. Sürdürülebilir Orman Yönetiminin modern tanımı bu üç fonksiyonu temel almaktadır. Kültürel fonksiyon da dördüncü bir fonksiyon olarak Gündem 21'de işlenmektedir.

Ekonomik açıdan ele alındığında akla ilk gelen husus "odun hammaddesidir". Bir sanayi materyali olarak odun: kuvvetli, hafif, dayanıklı, esnek ve kolay işlenebilen bir hammaddedir. Son yıllarda yaygın olarak kullanılan çimento, metal ve plastik ürünlerin tersine, odunun üretim ve nakliyatında daha az enerji kullanılır. Ayrıca odun yenilenebilir bir doğa kaynağıdır.

Dünya odun ticareti hacmi yıllık 36-40 milyar dolar arasında değişmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde enerji ihtiyacı için kullanılan yılda 1.7 milyar m3 yakacak odunun ticari değeri bu rakamın içerisinde yer almaz.

Odun dışındaki orman ürünlerinin ekonomik değeri de tam olarak hesaplanmamakla birlikte çok ciddi sınırlardadır. Üstelik her geçen gün bu ürünlerin değerleri daha iyi anlaşılmakta ve bu ürünlere dayalı endüstriler hızla gelişmektedir. Odun dışı orman ürünlerini genel olarak tıbbi bitkiler, meyve ve av hayvanı, yem gibi gıda olarak kullanılan ürünler, çiçek ve benzeri ornamental bitkiler oluşturmaktadır. Ormanlarda yer alan binlerce bitki türünün henüz keşfedilmemiş çok önemli işlevlerinin olduğu mutlaktır.

Ormanların ekonomiye olan doğrudan katkılarının yanı sıra dolaylı katkılarının da, onlarca katı bulduğu tahmin edilmektedir. Örneğin ormanların tarım, enerji ve benzeri sektörlerin üretimine dolaylı katkılarda bulunduğu bilinmekte, ama farklı hesaplama tekniklerinden dolayı bu katkı somut olarak belirlenememektedir. Ülkemizdeki bal üretiminin büyük bir kısmının ormanlara yerleştirilen arı kovanlarından elde edildiği, hidroelektrik santrallerin çevrede yer alan ormanlar sayesinde daha uzun yıllar enerji ürettiği, ormanların turizme olan katkıları gibi bu konuda sayısız örnek verilebilir.


Sosyal açıdan bakıldığı zaman, halkın dinlenme, eğlenme ve sportif ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük rol oynayan ormanların özellikle kırsal kesimde yaşayan mahalli toplulukların sürdürülebilir kalkınmasında önemli bir ayağı oluşturduğu görülmektedir. Yaratmış olduğu doğrudan ve dolaylı istihdam, küçük ölçekli iş kurma imkanları, eko-turizm ve rekreasyon vasıtasıyla, ormanlar mahalli toplulukların ekonomilerine önemli katkılarda bulunmaktadır. Ülkemizde 20.000'nin üzerinde orman köyünde yaklaşık 10 milyon orman köylüsü yaşamaktadır. Dünya'nın sadece tropik bölgelerinde yaklaşık 200 milyon insana yaşama ortamı sunan ormanlar, bu insanların hemen hemen tek geçim kaynağını oluşturmaktadır.

Ormanların sosyal fonksiyonları o derece karmaşık ve kapsamlıdır ki, en son yapılan Avrupa Orman Bakanları Konferansında ana konu bu olmuştur.
Ormanların çevresel fonksiyonları ise bütün Dünya toplulukları için hayati bir önem taşımakta, Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere pek çok organizasyon bu konuda acil düzenlemeler için çağrılarda bulunmaktadır. Pek çok uluslar arası sözleşmenin yanı sıra, Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Kyoto Protokolü gibi bağlayıcı düzenlemeler birbirinin ardı sıra yürürlüğe girmiştir.
Ormanların çevresel fonksiyonları denince, yıllardan beri akla ilk olarak ormanların erozyonu, toprak kaymasını, çığ ve selleri önlemesi, oksijen üretmesi, toz emmesi, yağış getirmesi, lokal iklimi düzenlemesi gibi bazısı doğru, bazısı abartılı, bazısı yanlış bir takım özellikler gelmektedir
Örneğin ormanların lokal yağışı arttırdığı inancı yanlıştır. Yağış yeryüzündeki buharlaşma sonucu oluşan bulutların mevcut hava akımı ile taşınarak belli yerlerde meydana gelen soğumadan dolayı oluşur. Yağış miktarını ve yerini belirleyen iki ana unsur sıcaklık değişimi ve yağmur taşıyan hava cereyanlarının karmaşık düzenidir. Ormanların oksijen ürettiği tezi de yanlıştır. Gerçi gündüz gerçekleşen fotosentez sırasında bir miktar oksijen salınmaktadır, ancak geceleri bu devinim tersine döner ormanlar okisjen emerek karbondioksit salarlar. Bu süreçteki net oksijen salınımı atmosferde mevcut olan oksijen miktarı yanında oldukça önemsiz bir orandadır. Ormanların çığı ve erozyonu önleme konusunda önemli rol oynarlar. Sel önleme konusunda ise biraz abartı vardır. (The Challange of Sustainable Forest Management, C.H.Murray Ex-Assistant Director-General of FAO).

Ormanların en önemli iki çevresel özelliği Biyolojik Çeşitlilik ve Sera Etkisini Azaltan Karbon Havuzu Olma özellikleridir. Ekonomik ve Sosyal fonksiyonların yanı sıra Sürdürülebilir orman yönetiminin çevresel fonksiyonlarının belkemiğini teşkil eden bu iki husus, geleceğimiz ormancılığına yön vermektedir. Ormanların biyolojik çeşitlilik ve karbon havuzu olma işlevleri ayrı bir başlık altında ele alınacaktır

Bunun hakkında hemen düşüncelerinizi ya da sorunlarınızı yazabilirsiniz...

Hızlı Yorum Sistemi
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

İsim Email Şifre Kuran'daki ilk sure

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış