Genel, ya da kendine özgü kurallarla siir yazan.Duygularini, düsüncelerini, imgelerini gönülden fiskiran güzel dizelerle dile getiren santcidir Sair.
Sairle ozan arasinda hiyake ve öykü arasindakine benzer ayirti, nüans var :
söz gelisi
Seyh Gâlip, Nedim, Yahya Kemal Beyatli , birer sair
Erzurumlu Emrah, Asik Veysel ve benzerleri birer ozandir.
EDEBIYAT DA SIIR TÜRLERI
Epik Siir
Lirik Siir
Didaktik Siir
Pastoral Siir
Dramatik Siir
Epik Siir (DESTAN)
Destan bir milletin hayatini yakindan ilgilendiren savs, göc v.s. gibi tarih ve toplum olaylarini anlatan cok uzun manzum hikâyelerdir..
Iki cesit Destan vardir:
1. Tabii destan: Eski devirlerde millet vicdaninda derin izler birakan bir tarih veya toplum olayinin yine o devirlerde ceitli saz sairleri veya millî bir sair tarafindan söylenen sekli.
2. Yapma destan: Yakin caglarda, herhangi bir tarih olayinin bir sair tarafindan yazilmis sekli.
Bütün hikâyelerde oldugu gibi, destanlarda da vaka , ve kisiler vardir. Destan vakalarinin basliga özelligi gercek olmasidir. Destanlarda hikâye edilen olaylar sairler tarafindan uydurulmus degildir; bunlar, olmus birtakim tarih ve toplum olaylaridir. Her Destanda bir hakikat gizlidir. Bununla beraber, destanlar tarih degildir, cünki destanlarda bir olayin olusu ve bir kahrananin
yasayisi degil, o olay ve kahramanin millet vicdaninda biraktigi tesirler anlatilmak istenmistir. Tabii destanlar, insanlarin tabiat kanunlarina dair bilgileri bulunmadigi devirlerde meydana geldigi icin, bunlarda olaganüstü olaylara ve tabiat üstü kuvvetlere cok genis yer verilmistir.
Destanlarda gercek kisiler ve tabiatüstü kisiler vardir: Gercek kisiler, tarihten alinan veya sair tarafindan tasarlanan kimselerdir. Ancak bunlar tek yönlü kimseler olarak islenmislerdir. Destan kisilerinin cesitli özellikleri ihmal edilerek, hepsine, sadakat, yigitlik, merhametlilik, hainlik, alcaklik, vahsilik, kurnazli v.s. gibi ayri ayri bir hâkim vasif verilmistir. Tabiat üstü kisiler, tanrilar, tanricalar, yari tanrilar v.s. dir. Gercek kisilerin alinyazilarini bunlar tayin ederler. Dileklerini insanlara bir isik , bir ses, bir isaret, bir cerler, hattâ bazi kere dogrudan dogruya ise karisirlar.
Dünya Edebiyatinin en ünlü destanlari
Yunan Edebiyatinda: Homeros (M.Ö. IX Yüzyil) Ilias: Odysseia anlatir: Tabii Destandir
Latin Edebiyatinda: Vergilius (M.Ö.70-19)Aeneis Troia Romanin kurulusu anlatilir. Yapma Destan
Fars Edebiyatinda: Firdevsi (934 -1020) Sehname Eski Iran mucadelesini anlatir. Tabii Destan
Italyan edebiyatinda: (1447 - 1533) Ariosto Hiristiyanlik, Islamlik mücadelesi anlatilir. YapmaDestan
Ingiliz edebiyatinda: Milton (1608-1674) Kayip Cennet Ademle Havva'nin cennetten yeryüzüne inisleri anlatilir. Y.D.
Fin edebiyatinda: Lönnrot (1802 - 1894) Kalevala Tabii Destan
Türk edebiyatinda da: Saka destani, Kun destani, Köktürk destani, Uygur destani v.b anlatilmistir.
LIRIK SIIR
Lirik siir duygu ve düsünceleri coskun, hareketli bir ifade ile anlatan siir cesididir.
Eski Yunanlilarda , saz sairleri, siirlerini Iyra (lüra) denen bir sazla söyledikleri icin, bu cesit manzumelere lirik denmistir. Bütün milletlerin eski caglarinda siir ile musiki birlikte söylenmistir. Bizde de, "asik" veya "saz sairi" adi verilen halk sairleri siirlerini hâlâ sazla söylemektedirler.
Lirik Siir dünya edebiyatinda en cok islenen ve gelisen siir türüdür. Bu alanda cok büyük sairler yetismistir. Türk edebiyatinin en önemli lirik sairleri,
Divan edebiyatinda Fuzulî (ölm.1556) ,
Baki (1526-1600)
Nedim (ölm.1730)
dini Halk edebiyatinda
Yunus Emre (XIII. yüzyil sonu)
dindisi Halk edebiyatinda
Karacaoglan (XVII.yüzyil)
yeni edebiyatta
Yahya Kemal Beyatli'dir.
DIDAKTIK SIIR
Didaktik siir, dogrudan dogruya akla hitap eden siir tarzidir. Ahlâk, felsefe, din , danat, bilim prensiplerini manzum olarak anlatan yazilarla, yergiler, fabller, manzum hikayeler, manzum mektuplar hep bu cesitin icine girer. Didaktif siir de , lirik siir gibi, dünya edebiyatinda en cok islenen ve gelisen bir siir türüdür. Bu alanda cok büyük sairler yetismistir.
PASTORAL SIIR
Pastoral siir, coban ve kir hayatini anlatan siirlerdir. Sakin, temiz ve masum kir hayatinin zevkini duyurmak gayesi güdüdür. Her türlü, süs, gösteris ve yapmaciktan uzak, sade tabii bir üslûpla yazilir.
Iki cesidi vardir: Idil -Eglog
Idil, dogrudan dogruya sairin agzindan yazilan kir tasvirleridir.
Eglog, cobanlari karsilikli konusturmak suretiyle yazilan kir siiridir. Egloglar birer vakaya dayandigi ve iclerinde karsilikli konusankisiler bulundugu icin, kücük birer piyesi andirirlar. Türk edebiyatinda bu yolda yazilmis manzumeler yoktur.
DRAMATIK SIIR
Siir, cesitli duygu ve düsüncelerin, okuyucuyu duygulandiracak veya düsündürecek yolda, nazimla ifade edilmis seklidir. Her nazim siir degildir. Nazimin siir sayilmasi icin, duygu ve düsünce
ile beslenen bir deger tasimansi, ayrica, söyleyis ustaligina sahip bulunmasi gerekir. Bazi yazarlar, siirin mesirle de ifade edilebilecegini söylemekte iseler de, bircok büyük sairler siirin mutlaka nazimla ifade edilen bir edebiyat türü oldugunu savunmaktadirlar.
(Siirin nesirle de efade edilebilecegini söyliyen yazarlar, okuyucuyu duygulandiracak yolda yazilan nesir parcalarina mensur siir adini vermislerdir.)
Siir, toplumlarin iptidai caglarinda din törenlinden dogmustur. Ilkin dans ve musikiyle birlikte yasamis; bu üy sanat zamanla birbirinden ayrilarak, güzel sanatlarin uc ayri kolu haline gelmistir.
Ilk sairler, siirlerini mutlaka bir sazla söylerlerdi; yani , bunlar hem sair hem de musikici idiler. (Türk halk edebiyatinda asik veya saz sairi denen halk sairleri, siirlerini hâlâ saz ile söylemektedirler.)