Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Çanakkale Savaşlari 1915

Çanakkale Savaşlari 1915 Hakkında Bilgi - Çanakkale Savaşlari 1915 Nedir Özet


Araştırmalar



ÇANAKKALE SAVAŞLARI 1915
İngiliz diplomasisindeki hatalar 2 Ağustos 1914’te Boğazların kontrolünü Almanlara sağlayan Türk-Alman anlaşmasının imzalanması ile sonuçlanmıştı. Boğazlar Marmara Denzi aracılığıyla Ege Denizi’nden Karadeniz’e ulaşan dar ve uzun su yollarıydı. Türkler Çanakkale Boğazına 3 Ağustos’tan itibaren mayın döşemeye başladılar, henüz işin başındayken İngilizler tarafından kovalanan ve 13 Ağustos’ta İstanbul’a ulaşan Goeben ve Breslau adlı Alman Savaş Gemilerinin komutanı Tümamiral Wilhelm Souchon 15 Ağustos 1914’te Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na atandı. 27 Eylül’de Çanakkale savunmasından sorumlu Türk Komutan mayın tarlalarının tamamlanması amacıyla Boğazı kapattı.
Türkler boğazın iki yanında dış, orta ve iç kısımlardaki kalelerden oluşan kendi savunmalarını tanımlamak amacıyla “kale” kelimesini kullanıyorlardı. Gerçek ise biraz farklıydı, Tümamiral Souchon eksik eğitimli Türk topçularını çeşitli çap ve tipte, menzil tayini, ateş gözetleme ve kontrolu kötü modası geçmiş ekipmanların başında buldu. İsteği üzerine emrine, Koramiral Guido von Usedom komutasındaki dörtyüz Alman deniz topçusu ve mayın uzmanından oluşan bir destek ulaştı. Bu personel Türkiye’nin görünürdeki tarafsızlığının bozulmaması için Kayzer II. Wilhelm’in onayıyla Türk ordusu emrine girdiler. Von Usedom'un Türk askeri ünvanı “Kıyı İstihkam ve Mayın Tarlaları Genel Müfettişi” idi. Çanakkale boğazının aktif komutası Von Usedom’a eşlik eden ve Türk askeri ünvanı “Sahil Topçusu Müfettişi” olan bir başka Alman Koramiral’ine verildi.
İlk bakışta gördükleri şey, Von Usedom’un Ekim 1914’te raporladığı gibi, bir tek esaslı çarpışmaya yetecek miktarda büyük çaplı mermilerin eksikliğiydi. Von Usedom Boğaz’ın savunmasında esas güvenilecek hususun mayıntarlaları olduğuna karar verdi. Türklerin başladığı mayınlama hareketini genişletti ve 343 adet mayından oluşan 10 hatlık bir savunma hattı kurdurdu. Mayın hatları boğazın en dar yerine kadar eşit mesafede 9 kilometrelik bir alana yayılmıştı. Mayınlar aralardaki kalelerdeki sabit ve hareketli toplarla korunmaktaydı.
İngiltere’de ise, Savaş Hükümeti Aralık ayında Çanakkale Boğazı’nı açacak bir harekata sadece deniz harekatı olması kaydıyla onay verdi. Bu kararı etkileyen bir çok faktör vardı. İlki, içlerinde Deniz Bakanı Winston Churchill’in de bulunduğu Hükümet üyeleri arasında halka karşı bir güvensizlik duygusu hakimdi, halk Fransa’daki siper savaşlarına katılmakta yeteri kadar atılım göstermemişti. İkincisi, Batı cephesindeki düğümü çözecek insan üstünlüğüne sahip Rusya’da savaştaki aksiliklere ilaveten savaş malzemesi eksikliği vardı. Diğer tarafta ise Rus buğdayına ihtiyaç duyan, açlık sınırına gelmiş İngiltere vardı. Son olarak ta, denizcilik faaliyetlerinde büyük sıkıntıya yol açan, 120 adet Müttefik ticaret gemisi Karadeniz’de kapana kısılması hususu vardı. Savaş Bakanı Feld Mareşal Horatio Kitchener, Boğazlara yapılacak başarılı bir deniz harekatının cephede bir savaş kazanmakla eşdeğer olacağını ve eğer gidişat istenildiği gibi olmazsa istenildiği an geri çekilinebileceğini ifade etti. Başbakan Herbert Asquith ise : “Birileri savaşın risklerini almalı…Boğazları zorlamak…tehlikeye attığımız şeylerden daha fazlasını elimizden kaçırmama imkanı sunmaktadır”.
3 Ocak 1915’te Churchill Amiral Sackville Carden’e Akdeniz’deki İngiliz-Fransız ortak savaş gücüne komuta edip etmeyeceğini sordu. Plan, Donanmayı dosdoğru boğaza sürüp, mayıntarlalarını koruyan kaleleri temizleyip Türk savunmasını imha etmekti. Amiral Carden sahil bombardımanı için ilave savaşgemileri aldı ancak toplam olarak eline verilen kaynaklar(gemi ve lojistik) azdı. Bu sırada Q44 borda numaralı Fransız Saphir denizaltısı 15/1/1915’te boğazda battı.
İngiliz donanması 19 Şubat 1915’te harekata başladı. Ancak kötü hava sebebiyle 5 günlük bir gecikmeden sonra 25 Şubat’ta dış kaleler susturuldu Ardından hava yedi günlük bir araya daha sebeb oldu. 1 ve 2 Mart’ta İngiliz donanması orta kaleleri mayın hatlarına girmeden uzak mesafeden bombalamaya çalıştı. Kötü hava harekatı tekrar durdurmadan önce 3 Mart’ta Amiral Carden muhimmatın beklenenden fazla harcanmasından ve deniz uçaklarının hedefleri tespitteki yetersizliklerinden oldukça şikayet etmekteydi. 9 Mart’ta Churchill’e harekatın mayınları temizlemeye yoğunlaşmak olduğunu bildirdi. Mayınlar tamamen temizlenmeden savaşgemileri içerideki kaleleri imha edecek mesafeye sokulmadan, uzun mesafeli atışlar etkisiz kalmaktaydı.
Müttefik donanmanı mayın tarama gemileri sivil balıkçıların kullandığı İngiliz Trol teknelerinden ibaretti. Troller çift halinde birbirinden beşyüz yarda mesafede, 2.5 inçlik bir tel ile tarama yapmaktalardı, telin derinliğini düzenlemek için bir tonluk, 3,5 metrelik bir “uçurtma” kullanıyorlardı. Personelin koruması için gemilere çelik kaplama takılmıştı. Hareketli bataryalardan açılan ateş sebebiyle hafif hasara uğrayıp sürekli çekilmek zorunda kalan İngiliz mayıntaraması 1 ila 14 Mart tarihleri arasındaki sekiz gece etkisiz kaldı. İngiltere civarındaki mayınların temizlenmesinde başarılı olmuş bu balıkçılar, ateş altında, geceleri Çanakkale’de iyi çalışamaz olmuşlardı. Mayıntaramadaki başarısızlık Amiral Carden’i orta ve iç kaleleri susturmak ve mayın hatlarını temizlemek amacıyla gündüz hareketını başlatmaya sevketti. Emir, 17 Mart’ta Amiral Carden’in hastalığı sebebiyle Filonun İkinci Komutanı Amiral De Robeck tarafından uygulamaya konuldu.
Harekat 18 Mart 1915 saat 11.30’da başladı. Savaşgemileri kaleleri susturdu ve saat 16.00 civarı Troller mayın taramaya başlamak üzere ileri yöneldiler, sadece susturulmamış hareketli bataryaların ateşi tekrar başlayınca çekildiler. Akşamüstü İngiliz ve Fransızlar dörüd mayına ikisi top mermisi tarafından olmak üzere altı savaş gemisi kaybettiler. İngilizler mayın hasarının hazırlıksız oldukları yüzen mayınlar tarafından meydana geldiğini düşündüler, ancak gerçekte yeni ve tespit edemedikleri bir mayın hattına girmişlerdi. Bir Türk Yarbay Mayın uzmanı bu alanı önceki bombardımanlarda savaş gemilerinin manevra alanı olarak kullandıklarını tespit etmiş ve ufak Nusret şilebiyle 8 Mart gecesi İngiliz karakol gemisinin kötü hava sebebiyle yerini terketmesini fırsat bilip yirmi adet mayın döşemişti.
Amiral de Robeck'in harekat sonrası hazırladığı rapor, mayın taram gücünün yeniden yapılanmasını takiben üç ya da dört gün içinde harekatın yenilenmesi yönündeydi. Yaveri Roger Keyes idaresinde, sivil personel savaş gemilerinden kurtarılan gönüllülerle değiştirildi ve sekiz muhribe mayın tarama ekipmanı yerleştirilmesi işlemine başlandı. Savaş Hükümeti bu çabaları onayladı, çünkü Alman telsiz konuşmalarında kalelerdeki muhimmatın ciddi şekilde azaldığı bilgisini almışlardı. Amiral John Fisher iki ilave savaş gemisini bölgeye takviye kuvvet olarak gönderdi ve de Robeck’e "Kalelerin onarılmasına imkan tanımamak ve dümanın harekatın iptal edildiğini düşünmemesi önemlidir. " mesajını iletti.
23 Mart’ta Amiral de Robeck harekat planını tamamıyla tersine çevirdi. Karacı komutanlarla bir görüşmenin ardından, de Robeck Denzi gücü boğazı geçmeye çalışmadan önce Kara ordusunun kaleleri ele geçireceği bir ortak harekata karar verdi. Lord Fisher popüler olan komutanlarla zıtlaşmamak için kararının değiştirdi. Başbakan Asquith, Lord Kitchener ve Churchill bile hükümete de Robeck’e saldırıyı yenilemesini emretmesini sağlayamadı. Bu karar da Gelibolu savaşları olarak bilinen faciaya yol açtı.
Çanakkale’yi savunan Türk ve Alman kuvvetleri zamanın profesyonle subaylarınca gerekli sayılabilecek kaynaklardan yoksundular. Türkiye’deki Alman Misyonu başkanı Şubat 1915’te Türk Genelkurmayı’nın Boğazlara bir saldırı olacağına inandığını bildirmekteydi. 18 Mart yaklaştıkça Türk ve Almanların çoğunluğu Entente (İngiltere ve Fransa)’in Boğazları sadece deniz yoluyla zorlayacağına inanıyordu. Bir Alman gazeteci 18 Mart harekatından hemen sonra takip eden harekatların düzenlenmemesinin Türk ve Alman savunmacıları çok şaşırttığını bildiriyordu. "Filonun kazanacağını zannediyorlardı, kendilerinin ise fazla dayanamayacağını"
Mayın tarlaları krunmaktaydı. Çanakkale’deki Türk ve Alman savunmacıların etkinliği krtik faktörlerden oluşmaktaydı, beton ve önemsiz tahkimatları ve kuvvetlerinin azlığı. İlaveten güçler dengesizdi ve savunmacıların yetersiz kaynakları vardı, savunmanın başarısınıdaki etkenler doktrin, liderlik, savaş azmi ve azimdi. Türklerin imkanlarındaki yetersizlik sebebiyle mayın tarlaları Çanakkale savunmasında Alman taktik doktrininde baş element olmuştu. İngiliz donanmasının Kasım 1914’te dış kaleleri bombalaması Türk ve Almanların kafalarındaki daha içerideki savunmanın arttırılması ve özellikle mayın hatlarının korunmasının hayatiyeti düşüncesini doğrulamış oldu. 21 adet büyük çaplı sabit topa ilaveten 44 mayın tarlası Çanakkale Boğazı’nı korumaktaydı. Hareketli bataryalar ise arama ışıkları yardımıyla önceden belirlenmiş alanları mayın tarama trollerine karşı bombalamaktaydı. İngilizlerin isabetli karşı atış yapmalarını engellemek için bataryalar geceleri sahile getiriliyor, gündoğumuyla içerilere çekiliyordu. 3 Mart’tan itibaren savunucular İngilizlerin kafasını daha da karıştırmak için çoğunlukla eski su borularından oluşan sahte bataryalar yerleştirmeye başladılar. Savunucular hedef belirlemeyi zorlaştırmak için bataryaları siyaha ve çapraz desenli boyalı kamuflajladı ve toprak setler yaparak sahte tesisler inşa etti. Almanya’dan yeni mayın tederiği imkansız olduğunudan, Türk sanayisince de üretilemediğinden savunucular ilave mayınları İstanbul Boğazı açıklarına Rusların döktüğü yüzer mayınları toplayarak mayın hatlarını takviye ediyorlardı. Mayın tarayıcılar düzenli olarak geziyorlar ve İngilizlerin topladığı mayınların yerini Ruslardan ele geçenlerle dolduruyorlardı.
Savunmacıların güçlü tarafları Amiral de Robeck’i çok etkilemişti. Görevden ayrılma belgesinde “ Sanırım, Türkler kolay vazgeçmeyeceklerdi, sonuna kadar savaşacaklardı (18 Mart’taki direnişten sonra)” demiştir. Kalelerdeki muhimmatın azaldığı yolundaki İngiliz istihbaratının bilgilerinin aksine hareketli bataryalardan açılan ateşin gücü de Robeck’i çok şaşırtmıştı. Savunmanın kalitesi onun Gelibolu Yarımadasını ele geçirmeyi hedefleyen kara harekatına karar vermesine yol açmıştı. Amiralliğe çektiği bir telgrafta kararını sabit ve hareketli topların çok az bir kısmının imha edilmiş olmasının ve mayınların beklenenden daha çok hasara yol açmasının kararını etkilediğini açıklamıştır. Çanakkale Boğazı’ndaki Türk ve Alman savunması eldeki imkanların kararlı bir yönetimle bir kıyı harekatını durdurabileceğini göstermiştir.
Mayın tarama harekatındaki başarısızlık stratejik bir etkiye yol açmıştır. İngiliz donanmasının başarısızlığı İngiliz ordusunun Gelibolu’da bir harekata girişmesine yol açmıştır. Ordu ise kendi sırası geldiğinde iki başarısız çıkarma harekatı ile harekatı uzun bir çıkmaza oturtmuştur. Ocak 1916’da İngiliz, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı birlikler çekilirken 200 binden fazla kayıp geride bırakmışlardır. Türk savunucular ise 250 binden fazla kayıp vermişler ancak “Gelibolu Kurtarıcı” olarak adlandırdıkları ve 1922’de Türk Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olacak Mustafa Kemal’i bulmuşlardır. İlaveten Türk ve Alman kuvvetlerinin Gelibolu Yarımadası’nın savunmasındaki başarısı Bulgaristan’ın Merkez Devlerlere katılmasını sağlamıştır. 1916’da bir Alman ve Bulgar ordusu Romanya’yı yenerek tüm Balkan devletlerinin kontrolünün Merkez Devletlere geçmesini sağlamıştır.
Almanya’da Denizcilik Bakanı Amiral Tirpitz 8 Ağustos 1915’te şöyle uyarmaktaydı; “Çanakkale Boğazı’nı kaybetseydik savaş kesinlikle bizim aleyhimize biterdi”. General Erich von Ludendorff sonraları hatıralarında şöyle diyecekti; “Boğazları alarak Karadeniz’e açılabilseydi, Rusya ihtiyacı olan savaş malzemelerine ulabilecekti. Doğu’daki savaş çok ciddi bir duruma gelecekti. Bu durum Boğazların ve dolayısıyla Türkiye’nin Doğu Cephesi ve tüm genel durum için önemini açıkça ortaya koymaktadır.
Amiral de Robeck harekatın ilk dönemlerinde kesinlikle fiziksel cesaret göstermişti; 18 Mart’tan sonra, moral çöküntüden rahatsızlık duyar görünümdeydi. De Robeck, Türklerin muhimmattaki ciddi sıkıntısına rağmen “Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya’ya Müttefiklerin güç ve dayanıklılığını gösterme gerekliliği için” deniz harekatını durdurmayı seçti. Bunda kendi komuta hatası yüzünden mayınlarca gemilerinin hasara uğramış olmasının yansımasını görebiliriz.

Bunun hakkında hemen düşüncelerinizi ya da sorunlarınızı yazabilirsiniz...

Hızlı Yorum Sistemi
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

İsim Email Şifre Kuran'daki ilk sure

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış