Ölüdenİz efsanesi
Çok uzun yıllar önce bir kaptan yaşamış buralarda; oğlu ile birlikte malzeme taşırlarmış uzak denizlere. Günün birinde yine denize açılmışlar fakat fırtınaya yakalanmışlar. Direkleri kırılmış, yelkenleri yırtılmış. Kaptan tam geri dönecekken oğlu 'Buralarda çok sakin bir koy var, denizlerdeki dalga orayı etkilemiyor, oraya sığınabiliriz' demiş. Oğlu çok ısrar edince babası 'Eğer o söylediğin koyu bulamazsak senin kafanı ellerimle uçuracağım' demiş. O dalgada koyu aramışlar ama bulamamışlar. Baba o kızgınlıkla oğlunun kafasını uçurmuş. Ve sonra güvertede geminin batmasını beklerken uyuyakalmış. Uyandığında gördüklerine inanamamış. Gemi sakin bir koya yaklaşıyormuş. Gerçekten dışarıda büyük dalgalar varken bu koyda her şey sakinmiş. Kaptan yaptığından çok pişman, denize bakarken birden oğlunun kafasını görmüş sularda. Gemisi, oğlunun kafası ile birlikte sürüklenerek girmiş bu koya. Baba ise bu vicdan azabına dayanamayarak kendini Ölüdeniz'in mavi sularına bırakmış.
Efsane Despina
Bu hikaye Kelebek Vadisi'nin karanlık ve aydınlık iki yüzünü gösterir. Despina bu vadide yaşamış bir Rum kadındır. Faralya köylülerinin şimdiki yaşlıları onu gençlik veya çocukluk yıllarından anımsarlar. Despina o yıllarda iyice yaşlanmıştır. Fakat o haliyle koca buğday çuvalını sırtlayıp vadinin üstündeki Faralya köyüne dik kayalıklardan tırmanarak taşır. Zaman zaman Despina'nın, sahildeki bir kayanın üzerinden uzun uzun denize baktığını görürler. O, bir zamanlar denizden gelip bir daha uğramayan sevgilisini beklemektedir. Despina bir gün ortadan kaybolur. Ne ölüsü ne dirisi bulunur. Tıpkı Kelebek Vadisi'ndeki Güdürümsu deresinin ve kelebeklerin yaz sonunda kaybolup gittiği gibi kaybolup gider.