Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Istanbul Efsanesi

Istanbul Efsanesi Hakkında Bilgi - Istanbul Efsanesi Nedir Özet


Araştırmalar



İSTANBUL EFSANESİ

İstanbul Efsaneleri, fantastik bir masal diyarında geçen kurmaca öykülerin, Eskimo ve Arumbaya folklörlerindeki genel adıdır. Dünyanın her tarafından ozanlar, şairler ve manifaturacılar, gelmiş geçmiş en görkemli, en muhteşem, en aman Allah'ım şehrin, artık unutulmaya yüz tutmuş, küflü, buruk öyküsünü, yüzyıllardır yakaladıklarına anlatır dururlar.
Bu masallar şehrinde insanlar, insansılar ve insancıllar büyük bir keşmekeş içinde bir arada yaşar, debelenir, savaşır, sevişir ve bilinmez bir geçmişten, karanlık, soğuk bir geleceğe doğru alt alta, üst üste yuvarlanıp giderler.

Bir Maganda
İstanbul karışık, belirsiz, tehlikeli bir şehirdir. Ve başı sürekli beladadır. Derme çatma sokaklarında yaşama savaşı veren bir avuç insan dışında; acımasız magandalardan tırsak lavuklara, kelle koltukta irospalardan gözü dönmüş öğrencilere kadar nice tehdit, hazırlıksız olanın üzerine çöküvermek için şehrin ıssız, puslu arka sokaklarında dört dönenir, fırsat kollar. Dar, karanlık, kuytu geçitlerinde her türlü musibet yaratık, gudubet canazor, çılgın, sapık, deli ve bazen çok, çok daha beterleri kol gezer.
İstanbul, sıradan insanlar için tehlikeli ve acımasız bir diyardır.
Cehaletle yoğrulmuş, zalim sokaklarda yaşarken gözü dönmüş köpeklerin, ne istediği anlaşılmayan fanatiklerin saldırısına uğramak an meselesidir. Balgama boğulmakla tehdit edilen, ne idüğü belirsiz canavarların korkunç boynuzları, sivri pençeleri altında ezilen, dev savaşlarla yerle bir edilen semtler çaresiz, zulme ve acıya boyun eğer. İnsanlar korku, tavuklar ve çinçilyalar sürekli bir dehşet içindedir.
Sahipsiz sokaklar kendilerini kurtaracak olan cesur, onurlu, şaşkın lalelerin telaşlı, panik içinde, bağıra çağıra koşuşturmalarına hasret, boynu bükük beklerler. Gerçi böylesi fedakar lalelerden kurulu nice demetler, her daim sokaklarda koştururken, sağa sola vecizeler yumurtlarken görülür. Ama çoğu kısa zamanda ortadan kaybolur, adları unutulur, eşyaları haraç mezat satılır, fıstıkları tüketilir ve anıları yok edilir. İstanbul'un kuytuları ne yaptığını bilmeyenleri acımadan yutan, koskoca bir ağız gibidir. Çürük dişleri sararmış, sürekli aptal bir gülümseme ile yarı açık, berbat kokan kocaman bir ağız, durmaksızın lale yemektedir.
İstanbul, efsane lalelerin beceriksizlik öykülerine hasret, çaresiz, kimsesiz bir diyardır.

Bunun hakkında hemen düşüncelerinizi ya da sorunlarınızı yazabilirsiniz...

Hızlı Yorum Sistemi
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

İsim Email Şifre Kuran'daki ilk sure

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış