Kırık Link Bildir! #88559 12-07-2006 17:25 GMT-1 saat
Çabuk alev alan, karanlıkta parlayan basit cisim. Yunanca «phos», ışık ve «phoros», taşıyan sözcüklerinden. Beyaz fosfor, çok şiddetli bir zehirdir; balmumu gibi yumuşak olan bu madde suda erimez ve açıkhavada öylesine çabuk alev alır ki, su içinde saklamak zorunluluğu vardır. Kırmızı fosfor, beyaz fosforun ısıtılmasıyla elde edilir. Daha az tehlikeli olduğundan kibrit ve havai fişek yapımında kullanılır.
Canlı organizmaların işlemesinde önemli bir rol oynayan fosfor, özellikle kemiklerde, sinir dokusunda ve beyinde bulunur. Fosforu 1669 yılında Hamburglu Hennig Brand, idrarda bulmuştur; daha sonra Kunckel ve Böyle adh kimyacılar, fosfor elde etmeyi başardılar. Kireçlenmiş kemiklerde fosforik asit bulunduğunu, 1769'da Gahn saptadı; Scheele adlı kimyacı da, bu tür kemiklerden fosfor elde etme yöntemini geliştirdi. Fosforun eczacılık, metalürji, tıp ve nükleer fizik alanlarında kullanımı daha sonra başladı.
Küllerde
Eskiden fosfor, kemikleri yakma yoluyla elde edilirdi: kül, fosforca hayli zengindir. Günümüzde fosfor, sülfürik asit ve kömürle işlemden geçirilen fosfattan elde edilir. Başlıca doğal fosfat yatakları, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Fas'ta, S.S.C.B.'de ve Tunus'tadır. Bu fosfatların bazıları, Tarihöncesi hayvanların leşlerinden ve dışkılarından meydana gelmiştir, bazıları da madensel tortulardan oluşmuştur.
Fosforışı (Fosforesans)
Beyaz fosfor havada bırakılacak olursa, hafif bir mavi ışık çıkartır. Bu olay, oksijenden hemen etkilenen fosforun, ışık çıkartarak ağır ağır yanmasından ileri gelir: fosforışı denilen işte budur. Bu terim, yaygınlaştırılarak, zayıf bir ışık çıkartan bütün cisimler (hattâ suyosunları ve ateşböcekleri) için kullanılmıştır. (Şunu da belirtelim ki saatlerin «fosforlu» olması için kullanılan maddelerin fosforla hiç bir ilintisi yoktur.)
--------------------------------------------------------------------------------