> 1 <
Kırık Link Bildir! #90249 14-07-2006 13:36 GMT-1 saat
Her bilimin meydana gelmesinde belli başlı iki sebep etkili olur: Birinci sebep, bir şeyi bilmeye çalışmamız, yani evrenin yapısının nasıl olduğunu bilmek için gösterdiğimiz çabadır. Amacı yalnızca bilmek olan bu teorik birinci sebepten başka bir de pratik bir motif olan ikinci bir sebep vardır. Biz yalnızca evreni bilmek istemek ile yetinmeyiz, ayrıca bir de ona hâkim olmak isteriz.
Eski Yunanlılar felsefe kelimesinin karşıtı olarak "teknik" kelimesini kullanıyorlardı. Felsefe, evreni kavramaya çalışan teorik araştırmalarımızın bir bütünüdür. Teknik ile tüm zenaat ve geleneklerdeki (hürfetlerdeki) pratik yetenekler ve metotlar anlaşılır. Felsefe evreni kavramak çabası, teknik ise eşyaya pratik amaçlarımıza yarayacak bir biçim vermek çabasıdır.
Günümüzde felsefe daha özel ve de daha sınırlı bir anlam kazanmıştır. Bugün bir yandan felsefe ile felsefe disiplinlerini, öte yandan da bağımsız bilimlerin her birini tek tek diğerinden ayırıyoruz. Felsefe denilince, evreni bir bütün olarak anlama çabasını kastedeceğiz. Evreni bir bütün olarak anlama çabasından, daha ilkçağda var olan bir felsefe disiplini, "Metafizik" doğmuştur.
Metafiziği ilk kez kuran Aristo'dur. Aristo metafiziği kurmuş olduğu halde, o, bu kelimeyi kullanmamıştır. Aristo, bu felsefe disiplininin kendisine konu olarak aldığı alana "İlk Felsefe" adını vermiştir. İlk felsefe tüm varlıkların özünü, son nedenlerini araştırır ve özellikle de evrenin yapısını ve özünü bilmek ister.
Evrenin özünü bir bütün olarak kavramak isteği, tarihin başlangıcından beri vardır. Bugün, metafiziğe ya da Aristo'nun ilk felsefesine karşılık, evrenin çeşitli alanlarını kendilerine konu alan bağımsız bilimler vardır. Evrenin özü ve aslı probleminde, metafizik, zaman bakımından bağımsız bilimlerden daha öncedir.
Özetle: Önce felsefe vardır, bağımsız bilimler sonradan felsefeden ayrılarak ayrı birer bilim dalı haline gelmiştirler.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu