Burada anlatılan bir destanın, onurun, yüreğin, coşkunun hikayesi...
2005-2006 sezonuna girerken hepimiz tereddütlüydük aslında... Taraftar ise tepkili...
Ama yine de Konyaspor galibiyetiyle başladık sezona...
Ancak haftalar ilerliyor, Cim Bom coşmaya başlıyordu. Şampiyonluğa inanmaya başlamıştık...
Hedefe emin adımlarla ilerliyorduk. Hepimiz kenetlenmiştik...
Ali Sami Yen ya da deplasman fark etmiyordu... İşler yolundaydı...
Ah bir de şu Tromso kazası olmasaydı...
Ama şoku çabuk atlattık... Süper Lig'de fırtına gibi esiyorduk...
Ekim ayının son günleri ise bize uğurlu gelmedi. Arka arkaya puan kaybettik ve liderlik koltuğunu bıraktık...
Hızla toparlandık... Ümit Karan çok formdaydı...
Bir şanssız yenilgi daha Fenerbahçe karşısında... Birileri erkenden F.Bahçe'yi şampiyon ilan etmişti...
Ama onlar şunu unutmuşlardı. Biz Galatasaraydık ve bizde kimsede olmayan bir şey vardı: Yürek...
Kayserispor'u deplasmanda 3-1 yenerek sezonun ilk yarısını tamamladık. Lider 4 puan önümüzdeki F.Bahçe'ydi...
Devre arası kabus gibiydi... Ekonomik sorunlar zirveye çıkmıştı... Parasını alamayan futbolcularımız huzursuzdu...
Birileri erkenden şampiyonu ilan etmişti... Ama yanıtımız gecikmedi. Önce Konyaspor, sonra Ankaragücü galibiyetleri...
Malatyaspor karşısında hız kessek de acısını G.Antep'ten 6 golle çıkardık...
Öte yandan camia kongre havasına girmişti. Futboldan çok başkanın kim olacağı konuşuluyordu.
Ama buna karşın futbolcularımız sahada konuşuyordu. 23. haftada Samsunspor'u yendik ve liderliğe yükseldik..
Taraftarımız da inanmıştı artık zafere...
Ali Sami Yen'de 3-2 kazanmamıza karşın Türkiye Kupası'nda F.Bahçe'ye elenmemiz hepimizi üzdü...
Derken tarihi kongre... Canaydın yeniden başkan. Ama büyük bir fark artık: Adnan Polat
Takımımızın yeni yönetime hediyesi üst üste beş galibiyet almak oldu... Artık üç puan farkla liderdik. Şampiyonluğa koşuyorduk...
Kadıköy'de F.Bahçe'yi yenseydik şampiyonluğumuzu ilan edebilirdik de... Ama planlarımız tutmadı...
Saracoğlu'nda maç sonunda yaşanan rezillikler de cabası... Buna en iyi yanıtı ilerleyen haftalarda verecektik...
Elbette ki umudumuzu kaybetmedik... Çünkü biz G.Saray'dık. Önce Ankaraspor'u yendik...
Ama Beşiktaş maçı unutulur mu... Hasan Kabze'nin son saniyedeki mucizevi golüyle kazandığımız maçı...
Bu gol şampiyonluğun habercisiydi... Sezonun son haftasına girerken F.Bahçe ile puanlar eşitti. Gerets de umutluydu...
Yönetim de şampiyonluktan emindi. İşte Adnan Polat'ın tarihi açıklaması: "Pazar günü 20:45'te şampiyonuz".
Kayserispor maçında Ali Sami Yen Stadı'nı dolduran on binler de bundan emindi zaten...
Futbolcularımız da... Attıkları gollerle şampiyonluk adımını attılar...
Artık maç bitmiş, Denizli'den gelecek mutlu haberi bekliyorduk. Nitekim geldi de... Ali Sami Yen yıkılıyordu..
Bir yanda mutluluğun gözyaşları...
Bir yanda coşku...
Sahi saat kaçtı?