> 1 <
Kırık Link Bildir! #102056 29-07-2006 16:44 GMT-1 saat
Coen kardeşlerin gözde oyuncusu, aktör John Turturro, 'boş zamanlarında' yönetmenlik de yapıyor. Cannes 1992'de Altın Kamera alan ilk filmi Mac'tan sonra Illuminata ve en son da bu filmle çabalarını sürdürdü. Sanatçı bu son filmini 'bir emekçi operası' diye tanımlamış. Yanlış değil. NewYork'lu bir inşaat işçisi, terzi karısı, üç yetişkin kızları. Ve adamın hayatına dalan, gönlünü çalan ve aile düzenini altüst eden bir İngiliz dilber. Sonrası, aslında melodrama yakın. Demir leblebi karısı, kızlarıyla birleşerek kocasına savaş açıyor ve onu evden kovuyor. Ancak ondan sonra koca yeniden ailesine kavuşmanın yollarını arıyor. Film, belli ölçüde Coen'lerin etkilerini taşıyor. Onların filmleri gibi belli bir türe yaslanıyor, ama onu tümüyle değiştiriyor. Turturro, sessiz sinemadan beri yönetmenleri pek meşgul etmiş olan 'günaha kapılıp evini ihmal eden koca' temasına özgün açılımlar getirmiş. Oyuncular melodram kalıpları içinde modern, alaycı, nüanslı birer oyun veriyorlar. En önemlisi, bu bir müzikal. Yer yer kelimeler yerini melodiye, konuşmalar şarkıya bırakıyor. Biraz da Alain Resnais veya Woody Allen'in modern müzikal çabalarını hatırlatır biçimde... Bu tam bir John Turturro filmi. Yani dağınık, tutarsız, skeçler halinde gelişen... Ama yine de şaşırtıcı bir iç dinamiği ve müthiş bir enerjisi var. Oyuncular, beyazperdede yerleşmiş karakterlerini sanki yeniden tanımlıyorlar: Susan Sarandon, Steve Buscemi, Christopher Walken ve özellikle de Soprano dizisiyle ün yapan James Gandolfini. Şarkılar akılda kalacak gibi değil, ama arada Allah'tan Tom Jones, Engelbert Humperdinck, James Brown, Bruce Springsteen veya Nick Cave klasikleri yardıma geliyor. Yine de bu film, özellikle Coen kardeşlerin alaycı ve zeki sinemasını sevenler için ilginç bir deneyim olacak...
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu