Ben Burası Uygun olur Diye Düşündüm;
CENNET
Âl-i İmran,3/133
Cennet, Yüce Allah’ın mümin kulları için hazırladığı ve çeşitli nimetlerle donattığı ebedî mutluluk yurdudur. Mutlak adalet sahibi olan Cenab-ı Hak, bu imtihan dünyasında başarılı olanları cennetiyle ödüllendirecek, yapılan hiçbir iyiliği karşılıksız bırakmayacaktır. Cennet ve Cehennem bu fani dünyayı anlamlı kılan ebedî mekânlardır.
Yüce Rabbimiz, cennete talip olan mü’minleri şöyle uyarmaktadır: “Rabbinizin mağfiretini, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan ve genişliği gökler ve yerler kadar olan cennetini kazanmada yarışınız.”[1]
“İman edip salih ameller işleyenleri, içlerinden ırmaklar akan, ebedi olarak kalacakları cennetlere koyacağız. Allah’ın va’di gerçektir. Allah’tan daha doğru sözlü kim vardır?”[2]
Ahiret ve cennet hayatına ait bilgiler, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i şeriflerde yer almaktadır. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’in muhtelif âyetlerinde cennetin ve cennetliklerin özelliklerini bize şöyle tasvir etmektedir:
“(Cennette) onların altlarından ırmaklar akar. Kalplerinde (dünyadan kalma) kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız. Ve onlar derler ki: “Hidayetiyle bizi (bu nimete) kavuşturan Allah’a hamdolsun! Allah bizi doğru yola iletmeseydi kendiliğimizden doğru yolu bulacak değildik. Hakikaten Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler.” Onlara: İşte size cennet; yapmış olduğunuz iyi amellere karşılık ona vâris kılındınız diye seslenilir.”[3]
Ra’d suresinde cennetliklerin vasıfları şöyle sıralanıyor:
“Onlar, Allah’a verdikleri sözü yerine getirenler ve sözleşmeyi bozmayanlardır. Onlar, Allah’ın gözetilmesini emrettiği haklara riayet eden, Rablerine saygı besleyen ve kötü hesaptan korkan kimselerdir. Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için, dünya yurdunun (güzel) sonucu vardır. Bu sonuç da Adin cennetleridir. Atalarından, eşlerinden ve çocuklarından salih olanlarla beraber oraya girerler, melekler de her bir kapıdan onların yanlarına varırlar ve ‘sabretmenize karşılık selam sizlere! Dünya yurdunun sonucu (cennet) ne güzeldir!’ (derler)”[4].
Mü’minûn suresinde de cennetlik mü’minler şöyle tanıtılıyor: “Gerçekten mü’minler kurtuluşa ermişlerdir. Onlar namazlarında huşu içindedirler. Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler, zekatı verir, iffetlerini korurlar. Onlar, emanetlerine ve ahidlerine riayet eder ve namazlarına devam ederler. İşte bunlar varis olanların ta kendileridir. Bunlar, firdevs cennetine varis olur ve onlar orada ebedî kalırlar”[5].
Cennete girmek, Yüce Allah’ın cemalini seyretmek, büyük bir nimettir. Kur’an-ı Kerim’de: “O gün bazı yüzler aydındır. Rablerine bakarlar”[6] buyrulmaktadır. Ancak bütün bu nimetlere ermeye vesile olan Allah’ın rızasını kazanmak, daha büyüktür. Nitekim Yüce Rabbimiz (c.c.) şöyle buyuruyor: “Allah’ın rızası ise bunların hepsinden daha büyüktür[7]”.
Mahşer günü hesabını kolay verip yüzü ak çıkmak cennete girmek ve Yüce Rabbinin cemaliyle müşerref olmak ne güzeldir.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Âl-i İmran, 3/133
[2] Nisâ, 4/122
[3] A’raf, 7/43
[4] Ra’d, 13/20,21,22,23,24.
[5] Mü’minûn, 23/1-11.
[6] Kıyamet, 75/22,23.
[7] Tevbe, 9/72.
AdaM Gibi İmza!
BenimLe cenk yapmak adıNa en yürekLinizi yoLLayın!
Dokunursam patLar mayıN.. YüzLerinizi sakLamayın!
Karaya Düşeni akLamayın!MaskeLeri düştü bayım..
Rap'i şaha kaLdırmak adıNa siz ikiniz Şeker yaLayın!