Sevgiyi Ararken

New York’lu Wilhelmina “Wil” Pang (Michelle Krusiec) için hayat, kendini adadığı ve başarılı olduğu cerrahlık mesleği ve ailesine olan yükümlülüklerinden ibarettir. Ailesini her hafta ziyarete gitmek için kullandığı 7 No’lu tren gibi, Wil’in hayatı da iki ayrı dünya arası gelgitlerle doludur. Yaşadığı Flushing, Queens’deki cemiyet hayatı ile dul annesi Ma’nın (Joan Chen) temsil ettiği geleneklerine bağlı eski toplum hayatı çelişince, Wil kabuğuna çekilmeye mahkum olur ama diğer yandan da yapmacık da olsa annesinin hayatında yer almaya çalışır. Bu maskeli baloya gönülsüzce de olsa izin veren Wil, haftasonları düzenlenen sosyal toplantılarda annesinin onu Amerikalı-Çinli gençlerle tanıştırma çabalarına iyi niyet çerçevesinde katlanırken, annesinin maskesinin düşüşüne şahit olur.
Bir gece, işten eve döndüğünde annesini merdivenlerde hamile ve Çinliler cemiyetinden dışlanmış, gidecek yeri olmayan biri olarak bulur. Wil’in evine yerleşen Ma, kızının hayatına müdahalede gecikmez ve Wil’in güzel dansçı Vivian (Lynn Chen) ile yeşermeye başlayan ilişkisini gölgeler.

Kurulu düzeninin bozulma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören Wil, annesine bir koca bulmak ve kız arkadaşı ile arasını düzeltmek zorunda olduğunu yoksa yarattığı düzenin yerle bir olduğunu seyretmek zorunda kalacağının farkına varır.

“Sevgiyi Ararken”, bir kızın annesini tanıma serüvenini ve bunu gerçekleştirirken de kendisini keşfetmenin hikayesi üzerine kurulu mizahi bir hikaye. Konuşulamayan aşkların, çağdaş ve kültürel tabuların arasında, iki kadının hayatlarını samimiyetle yaşamak için yaptıkları yolculuktur.