bağlantıyı göster (facebook ile)
bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)
Beni burada bulumayacaksın
Sanma ki 24 şubatı hatırlayacağım
O günü ve seni unutacağım,neden mi?
Beni göremediğin için,
Bense seni tanıyamadığım için
O gün bir facia idi hayatımda
Öyle kalacak
Şu deprem vardı ya onun tarihi olacak
O gün…….. ve ben her yıl o günü
Deprem faciası olarak hatırlayacağım
Aslında ben seni unutmak için sevmemiştim,
Öyle olacak görünen
Neyse sana yolculuğunda
Mutluluklar
“seni düşünen bir yürek var”
deme bana, düşünmediğin ortada
Seni tanımadan önce ağlıyordum
Ağlıyordum ya
Tanıdığım günde
Hala ağlıyorum
Bu sefer sen ağlatıyorsun
Beklememiştim ya senden bunu
Sende öyle çıktın
Hain çıktın
Şimdi anlıyorum,ben seni değil
İçimdeki özlemi
Aşk özlemini sevmişim
Layık değilmişsin sevgime
Kapatmak istiyorum ya seni
Bırakmıyor içimden bir şeyler
Olsun yinede bitireceğim seni
O özlemi de terk edeceğim seninle
HOŞÇA KAL CANIMSIN BENİM
Nurten İnceoğlu
(resimsiz)
Duygularım hallacı pamuğuna dönmüş,
Ellene ellene didik didik olmuş,
Önce alev alıp,
Sonra coss diye sönmüş,
Daha kötüsü,
Ne ölmüş,
Ne onmuş,
Bir daha kullanılmaz olmuş,
Gene de nefes alıyor,
Çorap söküğü gibi değil,
Sıkı dokunmuş,
Tanrım,
Bu duygunun astarı,
Nasıl bir kulmuş;
Ki mutluluğu sevgide bulmuş,
Kendinden esirgenen,
Gene de pes etmeyen…
Ben,
Tut elimden,
Bırakma..
Hatice Arı
bağlantıyı göster (facebook ile)
bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)
Gittin
Gittin...
Ben arkandan sadece baktım.
Oysa söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
’’gidersen, iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen, sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen, karanlığa mahkum edeceksin günlerimi.
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim...’’ diyecektim sana.
Konuşamadım...
Gittin...
gidişini görmemek için gözlerimi kapattım.
Öğlesine acıdı ki içim, tutup koparsalardı kolumu,
bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözümden.
Ağlayamadım...
Gittin...
gidişini önlemek için tutmalıydım ellerinden.
Ellerim değilmiydi her dokunuşunda seni ürperten?!
ürperirdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kes tutsam ellerini,
gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
Tutamadım...
Gittin...
bir yıkım gibiydi gidişin.
Sen adım, adım uzaklaşırken benden çöküp kaldı bedenim olduğu yerde.
Nice terk edişlere dayanan bu yürek bu kes yenilmişti.
Bu kadar zayıf değildim ben, kalkmalıydım.
Kalkamadım...
Gittin...
oysa ben geldiğin gün gideceğini biliyordum.
Hazırdım gidişine.
Kaçak zamanları yaşıyorduk.
Zaman bitecek ve sen gidecektin.
Bense gidişinin ertesi günü hayatıma kaldığım yerden devam edecektim.
Edemedim...
Başlayamadım...
Gittin...
bir şey söyledin mi giderken?
‘KAL’ dememi istedin mi?
Son bir kez ‘ SENİ SEVİYORUM ’ dedin mi?
‘BEKLE BENİ DÖNECEĞİM’ dedin mi?
Beynim öylesine uğulduyordu ki...
Duyamadım...
Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi.
Binlerce kilometre uzaklarda dahi olsan,
iki metre ötemde de fark etmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden,
bu yokluğun duygusundan kurtulmalıydım.
Kurtulamadım...
Gittin...
unutulanların arasına katılmalıydın.
Anıları bir sandığa koyup hayatı
bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı,
bu sevdadan vazgeçmeliydim.
Yapamadım...
Gittin...
bir okyanusun ortasında,
tek küreği kaybolmuş
sandalda dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim artık.
Bil ki; Sevmekten vazgeçmedim seni,
bil ki seninle birlikte sevdanıda taşıyacağım yüreğimde.
Bil ki seni...
unutamadım...
Yazan: Oğulcan Yılmaz