Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Riddick Günlükleri

riddick günlükleri kapak sözler

Forumlar / Dizi ve Film / Film Tanıtımları

 
> 1 <

MuHaMMeD

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 3201 ileti
Yer: istanbul
İş: öğrenci
Kayıt: 20-06-2006 06:59

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #108619 03-08-2006 23:43 GMT-1 saat    
Evrenin karanlık zamanlarında gezegenler birbiri ardına Necromonge ordusunun pençesine düşmektedir. Necromonge'nin işgalci ordularının ele geçirdiği dünyalara sunduğu tercih basittir: Ya değişirsin, ya da ölürsün! Bu seçeneği kabul etmeyenlerin tek umudu, birisinin ortaya çıkıp Necromonger ordusunun yayılmasını yavaşlatmasıdır. Ancak bu duruma isyan edenlerin ömrü kısa olmakta, kurtarıcı olarak ortaya çıkanlara da yeterli destek gelmemektedir.
Herşey hızla kötüye giderken hayatta kalmayı başarabilenler rahatlamak için efsanelere sarılırlar. İyinin ortaya çıkıp kötünün hakkından geldiği efsaneler, kehanetler dilden dile dolaşmaya başlar. Ancak bazen efsaneler de yanlış olabilir ve 'kötü'nün panzehirinin 'iyi' olacağı şeklinde bir kural yoktur. Şeytani güçleri durdurabilmenin bazen tek yolu vardır: Kötülüğün üzerine iyi ile değil, bir başka şeytani güç ile gitmek...
Bunun üzerine bu büyük mücadeleye hiç hesapta olmayan bir adam davet edilir. Sürgünden çağırılan Riddick'in (Vin Diesel) kainatı kurtarmak gibi bir derdi yoktur. Herşeyi geride bırakalı çok olmuştur. Beş yıl önce Taurus sistemindeki Tanrı'nın unuttuğu gezegenden kaçtıktan sonra bir daha dönüp arkasına bakmamıştır. Peşindeki paralı askerlerden kurtulmaya çalışarak günlerini geçirmektedir. Riddick'e göre kıyamet kopsun ya da kopmasın hiç fark etmez. Bu tek kişilik ordunun tek derdi, kendi hayatını kurtarmaktır. Yoluna çıkarsanız gözünü kırpmadan canınızı alır.

Ancak beklenmeyen gelişmeler olur ve Riddick kendisini çok şiddetli savaşlar dizisinin içinde bulur. Riddick'in evreni kurtarmak için vermeye başladığı mücadele, kuşatma altındaki çok kültürlü uygarlıktan başlayıp, cehennemi andıran volkanik gezegendeki yeraltı hapishanesine; oradan da Barok tarzındaki Basilica adlı dev uzay gemisine kadar uzanır. Kehanetlerde son savaşta tüm insanlığın kaderinin şovalye ruhlu tek bir insana bağlı olacağı öngörülür. Evrendeki tüm güçler bir araya gelse kaderi değiştiremez.

Kamera Arkası:

David Twohy'nin 2000 yılında gösterime giren 23 milyon dolar bütçeli "Pitch Black-Derin Karanlık" mütevazi prodüksiyon koşullarına rağmen benzerlerinden ayrılan derinliği ve atmosferiyle fanatik hayranlar kazanmıştı. Yönetmen David Twohy, "Pitch Black"i şu sözlerle değerlendiriyor: "O film gerek ürkütücü gezegen dekoruyla , gerek getirdiği söylem açısından izleyicinin pek yabancılık çekmeyeceği bir yapımdı. Getirdiği en önemli yenilik ise, karakter derinliğinin beklenmedik boyutta yüksek olmasıydı. Hatırlanacağı gibi filmin baş karakteri, günahının bedelini ödeyen bir 'kötü adam'dı. Böylelikle beklentilerin tersini yapmayı hedefledim. Ticari amaçlı bir bilimkurgu-korku filminin merkez noktasında sağlam ahlaki değerlerin yer almasını istedim."

"Pitch Black"teki Riddick karakteri oluşturulurken aynı zamanda yepyeni bir anti-kahraman modeli yaratılmıştı. O filmde Riddick rolünde oynayan Vin Diesel, bu karakteri şu sözlerle yorumluyor: "Riddick her ne kadar kötü huylara sahip bir karakter gibi görünse de, filmin sonunda tek umut haline gelir. Tarafsız bölgede yaşar. İtici, sevimsiz, antipatik kahramanların bilimkurgu fanatikleri tarafından kimi zaman kült statüsüne yükseltildiğini görürüz. Bunlar ,her zaman doğruyu yapan sağlam karakterli film kahramanlarının antitezidir. Filmin başlangıcında pek hesaba katılmayan, önemsenmeyen, herşeyden elini eteğini çekip inzivaya çekilen bir karakter olan Riddick, daha sonra değişim geçirerek kainatı ve insanlığı kurtarması konusunda başarılı olması için dua edilen bir kahramana dönüşür."

Prodüksiyon Amiri George Zakk ise, "Pitch Black"in gösterime girişinin ardından Riddick karakterinin izleyici tarafından onaylandığına dair işaretler aldıklarını belirterek izlenimlerini şöyle dile getiriyor: "O günlerde Riddick karakterine yönelik dalga dalga genişleyen bir ilgi oluştuğunu gözlemledik. Filmin tanıtım çalışması için yollara düştüğümüzde bizi beklemekte olan büyük kalabalıklar vardı. Riddick karakteri insanların kolayca yakınlık kurduğu bir anti-kahraman olmuştu. Riddick'i beyazperdede görmüş olanların, 'Bu adam çok soğukkanlı birisi. Oyunu kurallarına göre oynamayan, hiç kimseyi ve hiçbir şeyi umursamayan bir adam bu...' dediğine tanık oluyorduk. Riddick karakterini inceleyince ne yapacağı, nasıl davranacağı önceden tahmin edilemeyen bir kişi olduğunu görürüz. Zaten insanların ilgisini en çok bu belirsiz havası çeker. İlginç bir karakterdir. Kendisinde özel yetenekler olduğunu bilir ama bunun getireceği sorumluluğu almakta çekingen davranır."

Bir Anti-Kahramanın Yaratılışı

Peki, bu anti-kahraman nasıl yaratıldı? Yönetmen David Twohy bu sorunun yanıtını verirken, "Kendi kendine gelişmesine izin verdik" diyor ve şöyle devam ediyor: "Eğer 'Pitch Black'i izlediyseniz, hatırlayacağınız gibi filmin ilk yarım saatinde Riddick hiç konuşmaz. Bu da onun karizmasını artırır. Konuştuğu zaman da sözcükleri seçerek konuşur. Film boyunca evrim geçirerek katilden anti-kahramana dönüşür. Çektiğimiz yeni filmin başlangıcında da anti-kahraman statüsünü yitirmediğini görürüz. Bu yeni filmde onun gerçek kimliğini; evrende küçük bir nokta, küçük bir oyuncu olmadığını daha iyi anlayacağız. Tek başına yaşayan ,"yalnız kurt" statüsü artık sona erdi diyebilirim."

Yeni filmde de Riddick rolünü üstlenen Vin Diesel, bu karakterin daha önce keşfedilmemiş yönleriyle karşılaşmaktan heyecan duyduğunu belirterek şöyle konuşuyor: "Bu filmde Riddick'in gelişim sürecini yakından izleyebilirsiniz. Hayatın anlamını ve değerini anlama yolunda gelişim gösteren Riddick'in evrimini adım adım izleyebileceksiniz. Riddick'in çıktığı bu yolculuk, aslında bir anti-kahramanın yeniden insan ırkının arasına katılma sürecidir."

İkinci bir Riddick filmi yapma konusunun, daha ilkinin post-prodüksiyon aşamasında gündeme geldiğini belirten yönetmen David Twohy, diğer devam filmlerinin düştüğü tuzaklara yakalanmamak için ne gibi bir yaklaşım getirildiğini şu sözlerle açıklıyor: "Devam filmi yaparken karşılaşılabilecek en büyük tuzaklardan birisi, aynı şeyin tekrar tekrar verilmesidir. Ben çözümü beklenenin dışında birşeyler yapmakta buldum. Aynı gezegene gitmemek, benzer yaratıklarla karşılaşmamak, yeni bir yaratık filmi olmasına izin vermemek... Yola çıkarken önceliklerim bunlar oldu. Hatta daha da ileri giderek filmin türünü bile korku filmi olmaktan çıkarıp bilimkurgu aksiyon-maceraya dönüştürdük. Devam filminin ötesinde bir metamorfoz amaçladık."

"Pitch Black"in DVD'lerinin ve video kasetlerinin adeta kapışılması filmin yaratıcısını ve başrol yıldızını günün birinde Riddick'in dünyasına geri dönülebileceği umuduyla doldurdu. Ancak Riddick'in çevresinde bu kez daha geniş ölçekli, mitolojik öğeler taşıyan yepyeni bir aksiyon-macera ortamı yer aldı. Bu ortamı ayrıca birbirinden büyüleyici karakterler doldurdu.

"The Chronicles of Riddick"in öyküsü de birbirinden karmaşık karakterlerle zenginleştirildi. Yaratılan bu karakterler, savaşçı ırkların yaşadığı ve yoğun bir rekabetin hüküm sürdüğü gezegenlere yerleştirildi. Twohy ile Diesel'in bu noktadaki ortak hedefi, Riddick karakterini görkemli bir ortamda gösterişli aksiyon sahneleri eşliğinde yepyeni maceralara sürüklemek şeklinde oldu.
Daha önce "Pitch Black"te beraber çalışmış olan Vin Diesel ile David Twohy, o filmde yaşadıkları deneyim sayesinde aksiyon, fantezi ve bilimkurgu unsurlarını en iyi şekilde nasıl bir araya getireceklerini biliyorlardı. "Below" adlı doğaüstü gerilim filmini yeni tamamlamış olan Twohy, Riddick efsanesine yeniden geri dönmeye hazırdı. Tıpkı Diesel gibi o da "The Chronicles of Riddick"in senaryosunun çok daha büyük boyutlu olması gerektiği düşüncesindeydi.

"The Chronicles of Riddick"in yapımcısı Scott Kroopf, David Twohy'nin yazdığı senaryonun kendisini çok fazla etkilediğini belirterek şunları söylüyor: "David'in senaryosundan etkilenmemek imkansızdı. Elimizde çok özel bir şey olduğunun hepimiz farkındaydık. Sanırım herkes ondan 'Pitch Black'in daha büyük bir versiyonunu bekliyordu ,ama David yepyeni dünyalar ve kainatlar hayal ederek bütün sınırların ötesine geçti. Bu filmde Riddick'in yeni serüvenleri olduğuna kuşku yok. Ancak bundan da önemlisi olağanüstü unsurlarla bezenmiş bir dünya var demek daha doğru olacaktır. Bu açıdan bakınca 'The Chronicles of Riddick'in 'Pitch Black'ten tamamen bağımsız bir film olduğu söylenebilir. İkisinin öyküsünün birbirinden bağımsız olması nedeniyle bunu izlemek için birincisini görmüş olmaya gerek yok."

Oyuncular Belirleniyor

"Pitch Black"in unutulmaz özelliklerinden birisi de, Riddick karakterinin başını çektiği çeşitli karakterlerin dengeli şekilde dağıtıldığı başarılı bir ekip çalışması olmasıydı. Bu geleneği sürdürmek isteyen Twohy ile Diesel, uluslararası oyunculardan oluşan geniş bir kadro oluşturmayı hedeflediler. Bu kadroda klasik tiyatronun emektar isimlerine de yer verildi.

Bunlardan birisi de Aereon rolünü üstlenen OSCAR ÖDÜLLÜ Judi Dench oldu. Vin Diesel bu tercihin sebebini şöyle açıklıyor: "Judi Dench ile çalışmayı her zaman istemişimdir. En sevdiğim kadın oyuncunun ismi sorulduğunda aklıma gelen ilk isim Judi Dench olurdu. Bu yüzden Aereon rolünde oynaması benim için çok önemliydi. Filme güvenilirlik unsuru katmasının yanısıra diğer iyi oyuncuların da projeye katılmasını sağladığını düşünüyorum."

Judi Dench'in varlığı sayesinde projeye katılan ünlü isimlerden birisi de tecrübeli aktör Colm Feore'ydi. Necromonge ırkının en büyük, en kutsal ve en öldürücü lideri Lord Marshal rolünde kamera karşısına geçen Colm Feore, bu rolü neden kabul ettiğini açıklarken "Chronicles of Riddick"ın sunduğu fırsatları vurgulayarak düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor: "Bu projeyi herhangi bir popcorn filmi olarak görmedim. David'in senaryosunun en çok takdir ettiğim yönlerinden birisi, herşeyi sayfa üzerinde oturturken cesur davranmasıydı. Filmde tanımlanan dünya ile günümüz arasında birtakım paralellikler gördüm. Lord Marshal koyu karanlıkta yaşayanlara ordularının uygarlık getirdiğini iddia ediyor. Ancak bunu, 'Ya bize katılırsınız, ya da sizi yok ederiz' şeklinde bir yaklaşımla yaptığını görüyoruz. Günümüzde de bunun benzeri yapılmakta. Bazı ülkeleri işgal ederek oralarda düzeni sağlayabiliriz ama birtakım başkaldırılara da hazırlıklı olmamız gerekir."

Kötü karakterleri oynayan birçok aktör gibi Colm Feore de, portresini çizdiği Lord Marshal'a empatiyle yaklaştığını belirterek bu karakteri şöyle tanımlıyor: "Lord Marshal her ne kadar kainattan insan ırkını temizlemeye kararlı bir ırkın lideri olsa da, onu şeytan ruhlu bir adam olarak görmüyorum. Lord Marshal için savaşçı rahip tanımlamasını yapmak daha doğru olacaktır. Ben onu Roma imparatoru Julius Caesar'a benzetiyorum. O da tıpkı Lord Marshal gibi barbar diye nitelediği ülkeleri işgal etmiş ve kontakt kurduğu yeni dünyaları her ne pahasına olursa olsun kendi imparatorluğuna katmayı hedeflemişti. Lord Marshal için Riddick kendisinin amaç ,arzu ve hedeflerine bir an önce ulaşmasını engelleyen olağanüstü bir potansiyel tehlikedir."

Diğer Karakterler

Filmde şeytani ruhlu Kraliçe Vaako karakterini ise güzel oyuncu Thandie Newton canlandırdı. Her zaman sempati duyduğu karakterleri oynamaya eğilim gösterdiğini belirten Thandie Newton, "iktidar hırsıyla dopdolu bir kadın" dediği Kraliçe Vaako karakterini şu sözlerle tanımlıyor: "Şimdiye kadar oynadığım rollerden son derece farklıydı. Kariyerim boyunca ilk kez kraliçelere layık ayakkabılar giydim. Aslına bakarsanız bu kadar yüksek derecede statü, otorite ve özgüven bana hiçbir zaman doğal gelmemiştir. Buna rağmen rolümün hakkını vermeye gayret gösterdim."

Lord Marshal'a sadakati sınavdan geçen genç Necro komutanı Vaako rolünde Karl Urban oynadı. Peter Jackson'ın yönettiği "The Lord of the Rings" serisinin ikinci ve üçüncü filmlerinde üstlendiği Rohan savaşçısı Eomer rolüyle adını duyuran genç aktör, "The Chronicles of Riddick"teki Vaako rolünü çok istediği için David Twohy'i ikna etmek için çok uğraştığını belirterek şunları söylüyor: "David Twohy'nin Vaako rolü için benden başka oyuncu aramaması konusunda adeta kampanya başlattım. 'Pitch Black'in sıkı bir hayranıyım. Bu yüzden David Twohy'nin 'The Chronicles of Riddick'e hazırlandığını duyar duymaz kapısına dayandım. Özenle koruduğu senaryo taslağını ele geçirmeyi başardım. Çok istediğim bu rolü elde etmeyi zor da olsa başardım."

David Twohy'nin büyük potansiyel gördüğü genç oyunculardan birisi de, Kyra rolünü üstlenen 21 yaşındaki Alexa Davalos oldu. Yönetmen David Twohy, ilk kez bu filmle sinemaya başlayan Alexa Davalos'a bu kadar zor bir rolü neden verdiğini şu sözlerle açıklıyor: "Alexa'nın oynadığı Kyra karakteri gerçekten zor bir roldü. Üstelik izleyiciye tamamen antipatik gelmesi riski vardı. Ancak Alexa'da öylesine doğal bir sempatik yapı bulunuyor ki, kendisine taban tabana zıt bu karaktere bile uyum sağlamayı başardı. Son derece masum görünümlü bir kız olan Kyra, yeri geldiğinde çok iyi dövüşebilen ve Riddick kadar öldürücü olabilen bir kızdı. Rolüne bütün kalbiyle yaklaşmak suretiyle bu karakterin hakkını vererek oynadı."

Alexa Davalos filmde portresini çizdiği Kyra karakterini şöyle tanımlıyor: "Kyra yaralı hayvan gibidir. Kimi zaman çok güçlü bir kadın, kimi zaman yaramaz bir çocuktur. Kyra gibi çok yönlü bir karakterin değişik görünümlerini ortaya koyabileceğim böyle bir rol benim için bulunmaz fırsattı. Kyra'yı diğer karakterlerden ayıran en önemli özellik, Riddick'in ardından birinci filmle bağlantılı karakterlerden en önemlisi olmasıydı. Riddick, o zamanlar ismi Jack olan bu kızı hapishaneden kaçırıyordu. Bu yüzden Jack ile Kyra arasındaki geçiş bağlantısını Riddick rolündeki Vin Diesel'in sağlaması gerekiyordu. Rolüme hazırlanırken Vin Diesel ile çalıştım ve büyük yardımını gördüm. Bana sadece karakter oluşturma boyutunda değil, fiziksel açıdan da önemli yardımı oldu."

"Pitch Black" ile "The Chronicles of Riddick" arasında köprü oluşturan başka bir karakter de, portresini Keith David'in çizdiği Imam adlı karakteridir. Sözkonusu rolde ikinci kez kamera karşısına geçen Keith David, bu karakterin özelliklerini şu sözlerle tanımlıyor: "Karşımızda dini sadece doktrin düzeyinde ele almayıp bizzat yaşayan bir din adamı var. Bence de din olgusunu hissetmenin en iyi yolu, dinin kurallarını günlük hayatta da yerine getirmektir. İkinci filmin çekileceğini duyduğum andan itibaren bu rolde tekrar oynamayı çok istemiştim. Vin Diesel sözünü tuttu ve Imam rolünü tekrar bana verdi. Bu yüzden çok mutluyum."

Yeni Bir Dünya Yaratılıyor

"The Chronicles of Riddick"te devasa , ilk filmin neredeyse altı katı kadar büyük bir bütçeyle çalışma fırsatını elde eden David Twohy'nin önünde hayal gücünü sınırsızca kullanma fırsatı vardı. Filmde sözü edilen dünyaları kurmak için herşeyden önce rüya gibi bir ekip kurması gerekiyordu. Hedefine varmak için ilk olarak prodüksiyon tasarımcısı Holger Gross ile anlaşma yoluna gitti. "The Chronicles of Riddick"in hayal ürünü dünyalarını kurma görevi, geçtiğimiz yıllarda Roland Emmerich'in "Stargate" adlı bilimkurgu filmindeki çalışmasıyla başarısını kanıtlayan Holger Gross'a verildi.

Holger Gross yönetiminde çalışmaya başlayan tasarım ekipleri öncelikle filmde sözü edilen üç farklı öğe üzerinde odaklandılar. Bunlar sırasıyla şöyleydi:

Necromonge'lilerin içinde yaşadığı ortam. Bu ortamın en önemli parçasını Basilica adlı ana kumanda gemisi oluşturuyordu.
Crematoria gezegeni: Gündüz ve gece arasındaki sıcaklık farkı 1000 dereceye ulaşıyordu. Gündüz saatlerinde 700 dereceyi aşan cehennemi sıcakların hüküm sürdüğü bu gezegende gece olduğunda sıcaklık sıfırın altında 300 dereceye iniyor ve kutup soğukları başlıyordu. Bu gezegenin yeraltında ayrıca Slam adı verilen bir yeraltı hapishanesi vardı.
Helion gezegeni: Işık üretip depolayarak uzak dünyalara satan ve bu sayede zenginleşen gelişmiş toplumların yaşadığı sessiz ve sakin dünya.
Bu üç farklı dünyayı kurarken sadece gelecekle bağlantılı olmayıp geçmişten de izler taşımasına özen gösteren prodüksiyon tasarımcısı Holger Gross, nasıl bir yaklaşımla çalıştığını şu sözlerle anlatıyor: "Sıcak tonlarla bezenmiş olan Helion gezegeni kentlerinin her birinde farklı mimari stiller vardır. Bunlar gezegenin çok kültürlü yüzünü yansıtır. Tarihi ve modern unsurların karışımı sözkonusudur ve bunlar, Helion gezegenin göçmen kabul eden gelişmeye açık görünümünü simgeler. Helion gezegeni sakinleri dış görünüm ve giysiler açısından da çeşitlilik gösterir. Tümüne bakıldığında turkuaz ve azur mavisi gibi renklerin ağırlık kazandığı renkler hakimdir. Helion'un ana ihraç malının ışık olması ve insanların rafah ve zenginliğinin bu yolla sağlanması nedeniyle buranın sakinlerinin hepsi pırıl pırıl görünümlüdür. Kısacası bunlar barış dolu çevrede yaşayan mutlu ve varlıklı insanlardır."

Helion için cennet tanımlaması yapılırsa Slam adı verilen hapishane ise kelimenin tam anlamıyla bir cehennemdir. Crematoria gezegenindeki toprak altına yapılmış olan bu hapishanenin yönetimini çeşitli çeteler ve gangsterler üstlenmiştir. Tasarım ekibi bu hapishaneyi yaratırken yeraltına inşa edilmiş özel bir bina şeklinde olmasını doğru bulmadılar. Bunun yerine yeraltındaki doğal yapının hapishane olarak kullanılacak şekilde düzenlenmiş bir alan olmasını öngördüler. Bu yaklaşım sonucunda 65 metre uzunluğunda bir lav mağarasında hücrelerin oluşturulması yoluna gidildi. Bu mağaranın çeşitli yerlerinin volkanik aktiviteler sonucunda harap olması düşünüldü. Ayrıca yüzeyi de volkanik tozla kaplı olacaktı. Tüm bunların sonucunda insanların yaşaması için en rahatsız ortam yaratıldı.

Necromonge'lilerin Dünyası

Helion'daki neşe dolu ortam ile Slam hapishanesinin cehennem atmosferi tam bir kontrast oluştururken Necromonge gezegeni sakinleri ise, şeytani güçlere dayalı seçkinliğin örnekleridir. Askeri cesaretin ve ideolojinin temel olduğu Necro'ların yaşam biçiminin heyecan verici tarzda belirlenmesi kolay bir iş değildi. Holger Gross yönetimindeki tasarım ekipleri, basmakalıp klişelerin tuzağına düşmeden bu zor işi başarmak için grup içinde bir beyin fırtınası yaptılar. Sonuçta aradıkları yanıtı 17. yüzyıl Orta Avrupa'sının ilk dönem Barok mimarisinde buldular.

Koyu renk metallerin ağır bastığı son derece ayrıntılı ve geniş hacimli Necro dünyası için Holger Gross şu yorumu yapıyor: "Necro dünyasındaki yapıların kendi anlayışı doğrultusunda seçkin olmasını istedik. Faşizm ile teokrasinin kesişme noktasındaki bu Barok yapılar, mimari ayrıntılar bakımından dinsel ve estetik özellikler taşır. İlk bakışta soğuk ve şeytani görünümleri vardır, ama güç ve iktidar kavramlarını çağrıştırırlar. Biz bu setleri hazırlarken 'Necro-Barok' şeklinde adlandırdığımız bir stil geliştirdik. Uzay gemisi ve silahların yapısı gibi teknik unsurların nasıl olacağını belirlerken birtakım zorluklarla karşılaştık. Necro'lar uzay gemilerinde yaşarlar. Teknolojik açıdan çok geliştikleri halde Necro-Barok tarzından da uzaklaşmamışlardır."

Prodüksiyon tasarımcısı Holger Gross ve sanat yönetmeni Kevin Ishioka yönetiminde çalışan sanat departmanında yedi illüstratör, 10 set tasarımcısı, iki sanat yönetmeni ve iki konsept sanatçısı vardı. Setler kurulmadan önce küçük çaplı maketleri hazırlandı. Filmin yönetmeni David Twohy'nin bu maketlerle yakından ilgilenerek hepsini teker teker onaylamasından sonra yapımına geçildi.

Daha sonra sıra teorinin pratiğe dönüştürülmesine geldi. Film için kurulacak setlerin hepsinin boyut ve çalışma alanı bakımından dudak uçuklatacak kadar büyük olması isteniyordu. "The Chronicles of Riddick" projesine Kanada'nın Vancouver kentinde kurulu bulunan Mammoth Stüdyolarının ev sahipliği yapması uygun görüldü.

Yönetmen David Twohy, film için gerçek boyutlarda setlerin kurulma kararının gerekçesini şu sözlerle açıklıyor: "Filmin drama ve aksiyon boyutlarına oyuncuların daha çok katkıda bulunması açısından bu gerekliydi. Eğer bir aktöre sadece bir sandalye ve masa vererek onun çevresini yeşil ekranla kaplarsanız masa ve sandalyeye bağlı kalmak isteyecektir. Eğer aktörler set parçalarını kendi gözleriyle görürse, dokunabilirse, kokusunu alabilirse performansının değiştiğini görürsünüz. Set ortamının zengin olması sayesinde onlar da daha büyük ve yaratıcı performans ortaya koydular."

Vin Diesel'in bu konudaki izlenimleri ise şöyle: "Filmdeki gerçekçilik boyutu karşısında 360 derecelik bakış açısı bile solda sıfır kalır. Setlerin gerçek boyutlarda kurulmuş olması sayesinde karaktere odaklanmak daha kolay oldu. Aynı zamanda David Twohy'e de her açıdan çekim yapma olanağını sağladı. Zaten bu tip filmlerde ihtiyaç duyulan özgürlük de budur. Setlere gelip ortamı gördüğünüz zaman yeniden tahmin yapmanıza gerek kalmaz. Size sadece performansınızı ortaya koymak kalır."

Filmin setlerini gören diğer oyuncular da, Vin Diesel'in heyecanını aynen paylaştılar. Bunlardan birisi de Thandie Newton'dı. Güzel oyuncu duyduğu heyecanı, "Böyle bir sette oynamak fantastik duygular verdi. Kendimi tümüyle başka bir gezegene gitmiş gibi hissettim" sözleriyle dile getirdi.
Judi Dench de duygularını şu sözlerle ifade ediyor: "Filmin setine girince soluğum kesildi diyebilirim. Bond filmlerinde Bayan M karakterini canlandırırken genellikle küçücük bir ofise tıkılıp kalırdım. Çalışmanın büyük kısmı küçük setlerde geçerdi. Böylesine dev boyutlu setlerde çalışmak benim gibi bir oyuncu için gerçekten büyük bir armağan oldu."

Sıra Basilica Uzay Gemisinde

Filmin konusunun büyük kısmının geçtiği Basilica uzay gemisinin iç mekan setleri de gözalıcı şekilde hazırlandı. 76 metre uzunluğunda, 32 metre genişliğinde ve 13 metre yüksekliğindeki bu setler, ayrıca kısaca CGI olarak bilinen bilgisayar çıkışlı görüntüler aracılığıyla zenginleştirildi.

Basilica uzay gemisi setinin inşaatına 2003 yılının Ocak ayında başlandı. Haziran'da başlayan çekimlerin sonrasında bile devam etti. İnşaat koordinatörü Jan Kobylka'nın verdiği bilgiye göre, o yılın Mart ayında bir büyüklük rekoru kırıldı ve Vancouver'da kurulan en büyük film seti ünvanını "The Chronicles of Riddick" elde etti. Sözkonusu rekor, o güne kadar "X-Men 2"in setine aitti.

"Chronicles of Riddick" için yaratılan dünyaların istatistik rakamlarının tamamı müthiş boyutlardaydı. Uzay gemisinin yapımı için 3.500 metreküp kereste, 1.000 litre boya kullanıldı. 275 marangoz, 75 boya ustası, 85 heykeltraş ve kalıp ustası görev yaptı. Işıklandırmanın sağlanması için 110 jeneratör devreye girdi. Setlerin her yerine 400 mil uzunluğunda elektrik kablosu döşendi. Standart filmlerde 10 ışık operatörü görev yaparken "The Chronicles of Riddick"in en yoğun çekim günlerinde çalışan ışık operatörü sayısının 42'yi bulduğu görüldü.

Holger Gross sadece filmin dev setlerinin tasarımını yapmakla yetinmeyip aynı zamanda bu setlerde yer alan fiziksel objelerle de yakından ilgilendi. Bunlar arasında silahlar ve teknolojik unsurlar başı çekiyordu. Ayrıca Riddick'in bıçak koleksiyonu, Necro dünyasının yerçekimiyle işleyen silahları, Slam hapishanesindeki gardiyanların kullandığı işkence aletleri, Necro miğferleri, Merc silahları, Helion gazlı tüfekleri, Kyra'nın çizmelerindeki bıçaklar gibi araç-gereçler de Holger Gross'un tasarımını üstlendiği ayrıntılar arasındaydı. Herşey öncelikle sanat departmanı tarafından tasarlandı. Daha sonra Tom Tomlinson ve ekibi tarafından üç boyutlu gerçek şekline dönüştürüldü.

Her Galaksi İçin Ayrı Bir Kıyafet

"The Chronicles of Riddick"in en göze çarpan unsurlarından birisi de geniş oyuncu kadrosunun giyeceği kıyafetlerdi. Bu zor görevin yerine getirilmesini Ellen Mirojnick ile Michael Dennison birlikte üstlendiler. Kıyafetlerin hazırlanması için önlerinde yalnızca 12 haftalık süre vardı. Her ikisi de bu görevin ne kadar zor olduğunun farkındaydı ama çok çeşitli galaksi ırklarının ve kültürlerinin giysilerini hazırlamak da son derece cazip geliyordu. Bu yüzden "The Chronicles of Riddick"in kostüm tasarımlarını hazırlamayı tüm zorlukları bile bile kabul ettiler.

Kostüm tasarımcısı Ellen Mirojnick bu konudaki düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor: "Böylesine baştan çıkarıcı fırsatlar bizim gibi tasarımcıların karşısına çok fazla çıkmaz. Ancak şu da var ki, imzayı atarken neye 'evet' dediğimi dahi bilmiyordum. Los Angeles ve Vancouver'da kurduğumuz giyim departmanlarında 75 kişi görev yaptı. Bunlar her galaksinin giysilerini ayrı ayrı boyayıp dikme görevini üstlendiler. Bunlar arasından 20 kişinin görevi, Necromonge askerlerini giydirmekti. Sadece Lord Marshal'ın giydiği zırhın dikilmesi bir gün sürdü. Necro askerlerinin iç giysilerinin yaratılmasında binlerce metre kumaş kullanıldı ve film için 600 tane Necro kostümü hazırlandı. Filmin özgün stillerinin yaratılması için ekiplerden bazıları günde 24 saat çalışmak zorunda kaldı."

Mirojnick ve Dennison açısından zorlukların en küçüğü hiç kuşkusuz Riddick'in kostümleri oldu. Riddick karakterinin filmin büyük kısmında aynı tip kıyafetle oynaması nedeniyle 60 kadar tişört, 25 çift çizme ve 40 tane pantolon yeterli oldu.

Filmin iki kostüm tasarımcısı Ellen Mirojnick ve Michael Dennison'u bekleyen ikinci zor görev ise, zırhların görünümünü yaratmaktı. Bu görevde onlara, daha önce "Master and Commander", "Batman Forever" ve "Predator" gibi filmlerin kostümlerini hazırlamış olan kostüm süpervizörü James Tyson yardımcı oldu. Zırhların görünümü için İtalyan Rönesans dönemi zırh tasarımcısı Filippo Negroli'nin kreasyonlarından esinlendiler ve Necromonge askerlerinin post-modern teknolojisini yansıtacak şekilde gerekli değişiklikleri yaptılar.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


kosovalı

grup tuttuğum takım
Çavuş Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 103 ileti
Yer: bursa/orhangazi
İş: öğrenci
Kayıt: 12-06-2006 19:44

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#110134 06-08-2006 17:41 GMT-1 saat    
saol

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


whitewolf
Teşkilat-ı Mahsusa

grup tuttuğum takım
Binbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 3678 ileti
Yer: cehennem
İş: Selçuk İnşaat
Kayıt: 08-05-2006 04:36

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#117518 20-08-2006 01:39 GMT-1 saat    
aynen bu filmide izledim ve tam anlamiyla muhtesem bir filimdi herkese oneririm

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Dedem Saltuk Buğra Handan bu yana Türk-İslam ülküsü demişim ona O yüzden ülkücü denilmiş bana Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdam

Biz Bu Vatanı Üç kuruşa Peşkeş Çekecek Bir Neslin Evlatları Değiliz Biz Odasında Kuranı Kerim Var Diye Saygısından Uyuyamayan Osman Gazilerin Mısır Seferinde Çölü Atına Binmeyipte Önümde Muhammed Mustafa (A.S.V.) Yürürken Ben Ata Nasıl Binerim Diyen Yavuz Selimlerin Hocasına Saygısından Önünde Ezilip Büzülen Fatihlerin İhanetle Suçalnıp Sürgün Edilen Fakat Yanında Bir Tek Hazine Malı Götürmeyen Ve Öldüğünde Cenazesine Borçlarından Haciz Konulan Sultan Vahdettinin Evlatlarıyız Yakışmaz Bize Vatan Giderken Bayrak İnerken Ezan Susarken Yaşamak Ey İnsan Titre Ve Kendine Gel!!!

Hedefimiz İLA-Yİ KELİMETULLAH

topraktan gelen gölgeme toprak çekilince
günler bu heyulayıda ergeç silecektir
rahmetle anılmak ebediyet budur ama
sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir


Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;

Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!

Mehmedim,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir


Ey Tenperver Nefsim! Sen Kendini Ne Zannediyorsun Ki; Cennet Tabiki Ucuz Değil Cehennem Dahi Lüzumsuz Değil!

---bizki ustasıyız vatan sevmenin---
---yarın elbet elbet bizimdir gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir---
---türklük bedenimiz islamiyet ruhumuzdur ruhsuz beden cesettir---
---Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada ( ses ) islamın sadası olacaktır---
---Allaha Vatana Bayrağa Kurana Ve Silaha yemin olsun Şehitlerim Gazilerim Ve Başbuğum emin olsun---
---İman hem nurdur hem kuvvettir.Evet hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından kurtulabilir.(bediüzzaman said nursi) ---




bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) hackerim diyenler alın size kapak olsun



bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) hackerim diyenlere buda ikinci kapak olsun

MuHaMMeD

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 3201 ileti
Yer: istanbul
İş: öğrenci
Kayıt: 20-06-2006 06:59

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#117530 20-08-2006 01:48 GMT-1 saat    
whitewolf izlemediğin film kalmamış

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


cemyilmaz

grup tuttuğum takım
Teğmen Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 694 ileti
Yer: Obernai
İş: Mühendis
Kayıt: 14-05-2006 12:50

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#118653 06-09-2006 12:33 GMT-1 saat    
ewet yaa hepsini yazmışş

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


YK

grup tuttuğum takım
Çavuş Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 141 ileti
Yer: Ankara
İş: Herşey
Kayıt: 23-10-2006 15:08

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#133345 24-10-2006 07:19 GMT-1 saat    
Üff bea valla okumadım hepsiniayrıca izlemedimde bu filmi

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


3xPoLiT

grup tuttuğum takım
Çavuş Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 338 ileti
Yer: bilinmezlerde
İş: CoDeR
Kayıt: 13-01-2007 15:20

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#153549 13-01-2007 17:03 GMT-1 saat    
ilk ve ikincisini izledim tam anlamıyla süper bir film :)

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <