> 1 <
Kırık Link Bildir! #114689 14-08-2006 18:45 GMT-1 saat
Yüz trilyon hücrenizin her biri adeta birbirlerinden haberdarmış gibi büyük bir uyum içindedir. Siz bu yazıyı okurken kalbinizin bir dakikada kaç kez attığı, kemiklerinizde depolanan kalsiyum oranı, kanınızdaki şeker yoğunluğu, böbreklerinizin dakikada süzdüğü kan miktarı ve bunlara benzer binlerce detayda söz konusu uyum görülür.
Bütün bu sistemler göz önüne alındığında, insan vücudu 100 trilyon müzisyenin oluşturduğu dev bir orkestraya benzetilebilir. Bu orkestra 24 saat eşsiz besteleri seslendirir. Müzik kimi zaman hızlanır, kimi zaman yavaşlar. Kimi zaman tempolu, kimi zaman sakin bir melodi seslendirilir. Ancak orkestradaki müzisyenler, aralarındaki kusursuz uyumu hiçbir zaman kaybetmezler. Peki bu eşsiz senfoniyi idare eden kimdir? Nasıl olur da milyonlarca müzisyen aynı anda ortak notaları, farklı müzik aletleriyle çalabilir?
İnsan vücudundaki 100 trilyon hücreyi birbirine hormonlar bağlar. Hormonlar hücreler arasında mesaj taşımakla görevli olan proteinlerdir. Vücudun büyümesi, üremenin düzenlenmesi, vücuttaki iç denge, sinir sistemindeki koordinasyon ve daha birçok işlem hormonların gereken yerlere ulaştırdıkları mesajlar sonucunda gerçekleşir.
Hiç kimsenin vücuttaki bu mükemmel koordinasyona bir müdahalesinin olması söz konusu değildir. Örnek olarak yediğiniz besinlerin sindirimi sırasında salgılanmaya başlayan sekretin hormonunu ele alalım. Belki de böyle bir hormonun varlığından bile haberiniz yokken sizin için bu hormon salgılanmaya başlanır ve bu sayede bağırsaklarınızın asitten zarar görmesi engellenir. Bunu engellemeniz ya da değiştirip başka bir yöntemle kendinizi koruma altına almanız mümkün değildir. Bu, vücuttaki diğer bütün organlar, enzimler, sistemler için geçerli olan bir durumdur.
İnsanın kendi vücudunda olup bitenlerden haberi yokken vücudunda her yönden mükemmel bir sistem kurulmuştur. Vücudunuzdaki maddeler sizin için emirler verip, vücut dengenizi sağlarken, sizi su içmeye ya da yemek yemeye, hızlı hareket etmeye yöneltirken siz bu yönlendirmenin farkına bile varmazsınız. Hayatta kalmanız vücudunuzdaki hormonlar vasıtasıyla kontrol edilen emir-komuta sistemine bağlıdır.
Peki bu sistem nasıl ortaya çıkmıştır? Denetimi nasıl sağlanmaktadır? Hormonlar nerede, ne zaman harekete geçmeleri gerektiğini nasıl bilmektedirler?
Hormonal sistemin tek bir anda bir bütün olarak ortaya çıkması, ilerleyen sayfalarda verilecek örneklerde de görüleceği gibi zorunludur. Bunun aksi bir durumu düşünmek mümkün değildir. Yani hormonlar sahip oldukları özellikleri zaman içinde kazanmış olamazlar. İnsan vücudundaki diğer bütün sistemler gibi hormonal sistem de tek bir anda ortaya çıkmış yani yaratılmıştır. Allah'ın varlığının, gücünün sınırsızlığının delillerinden biri olan bu sistemin detayları insanı bir kere daha Allah'ın yarattıkları üzerinde düşünmeye teşvik etmektedir. Allah ayetlerinde, yarattığı varlıklar üzerinde düşünmeyi ve kendisine yönelip dönmeyi emretmiştir. Allah Kur'an'da şöyle buyurmaktadır:
Sizin için gökten su indiren O'dur; içecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız.
Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır.
Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize verdi; yıldızlar da O'nun emriyle emre hazır kılınmıştır. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilen bir topluluk için ayetler vardır.
Yerde sizin için üretip-türettiği çeşitli renklerdekileri de (faydanıza verdi). Şüphesiz bunda, öğüt alıp düşünen bir topluluk için ayetler vardır.
Denizi de sizin emrinize veren O'dur, ondan taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan süs-eşyaları çıkarmaktasınız. Gemilerin onda (suları) yara yara akıp gittiğini görüyorsun. (Bütün bunlar) O'nun fazlından aramanız ve şükretmeniz içindir.
Sizi sarsıntıya uğratır diye yerde sarsılmaz dağlar bıraktı, ırmaklar ve yollar da (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz.
Ve (başka) işaretler de (yarattı); onlar yıldız(lar)la da doğru yolu bulabilirler.
Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz? (Nahl Suresi, 10-17)
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu