> 1 <
Kırık Link Bildir! #114840 14-08-2006 22:44 GMT-1 saat
Kleopatra'nın şarap fıçılarının dibinde kalan tortuyu yüzüne masaj yapmak amacı ile kullandığı yöntem günümüz kadınlarının da güzellik iksiri oldu. Tedavi amaçlı kullanımı 1880’li yıllara dayanan kimyasal soymanın geçmişi eski Mısır’a dayanır. Asırlardır kadınların için hala önemli olan kimyasal soyma ile ilgili merak edilen bütün soruları Etiler’de açılan sağlık, plastik cerrahi ve güzellik merkezi Refresh Clinic direktörü Doç. Dr. Haluk Duman’a sorduk:
Son zamanlarda Kleopatra yöntemi diye yeni bir güzellik uygulamasından bahsedilmekte; nedir bu yöntem?
Yeni yeni duyulmaya başlamakla beraber, adından da anlaşılacağı gibi çok eskilere dayanan bir yöntemdir Kleopatra yöntemi. Orta derinlikte yapılan cildi soyma işlemidir. Bunun için TCA (triklorasetik asit), yüzde 35–50 konsantrasyon ile yüzde 70 glikolik asitin birleşimi kullanılır. En güzel sonuçlarını açık beyaz tenlilerden hafif kumral tenlilere kadar olan cilt tiplerinde verir.
Ne için kullanılır bu yöntem?
Kimyasal soyma ile güneş karşısında yıpranmış, kırışmış ve yaşlılık lekeleri oluşmuş cilde yeniden canlılık verilir. En iyi sonuçlar derin soyma ile elde edilmesine karşın, orta derinlik soyma ile de güzel ve kalıcı sonuçlar gözlenebilir.
Peki Kleopatra adı nereden geliyor?
Kleopatra, şarap fıçılarının dibinde kalan tortuyu yüzüne masaj yapmak amacı ile kullanmıştır. Bu tortu kimyasal olarak tartarik asittir. Glikolik asit, en üst tabaka ölü deri ve dökülme meydana getirerek hafif kırışıklıklar, güneşe bağlı deri değişikliklerini tedavi eder. Tedavi amaçlı kullanımı 1880’li yıllara dayanan kimyasal soymanın geçmişi eski Mısır’a dayanır. 1960’lı yıllarda ise kimyasal soyma alanında bir Rönesans gerçekleşmiştir. Hem cerrahlar hem de dermatologlar, cildi soymanın etkilerini bilimsel olarak araştırmaya başlamışlar ve aynı zamanda da yan etkilerini azaltmak için çalışmalar yapmışlardır.
Soyma işleminin çeşitli derinliklerde olabileceğini söylediniz. Bnun anlamı nedir?
Cildi soyma üç derinlikte yapılabilir; yüzeysel soymalar daha çok akne tedavisi için kullanılır. Bu yöntem için değişik konsantrasyonlarda glikolik asit (AHA) tercih edilir. Kleopatra’nın AHA’yı kullanan ilk kadın olduğu söylenir. Glikolik asit, en üst tabaka ölü deri ve dökülme meydana getirerek hafif kırışıklıklar, güneşe bağlı deri değişikliklerini tedavi eder.
Orta derinlikteki soymalarda ise daha derin tabakalara kadar işlem sürdürülür. Burada daha önce söylediğim gibi TCA (triklorasetik asit) kullanılır.
Derin soymada ise kimyasal maddeler yerine deri mekanik olarak bir şekilde zımparalanır.
Kleopatra yönteminde, yani orta derinlikteki soymadan sonra ne olur?
Uygulanan asit karışımının derinin alt tabakasından üst katına kadar olan kısım, 0,45 mm derinliğe ulaşır. Bu bölgede 5–7 gün süren proteinlerin birikimi, yüzeysel hücrelerin ölümü ve ödem oluşur. Bunlara bağlı olarak derinin katmanlarında düzensizlikler ve uyumsuzluklar ortadan kalkar. Alttaki bağ dokusu yeniden düzenli hale gelir ve iyileşme 7–14 gün kadar sürer. Hasta, taze görünümlü, kırışıkları ortadan kalkmış bir cilde sahip olur ve güneşe bağlı yaşlılık belirtilerinden kurtulur.
Herkese, her an uygulanabilir mi?
Sadece seyrek görülen bazı durumlarda uygulamadan kaçınmaktayız. Bunların başında sivilce tedavisi gören hastalar gelir. Bu hastalarda ilacın kesilmesinden 3–6 ay sonra soyma işlemi yapılabilir. Bir de uçuk enfeksiyonu olanlara uygulanmamalıdır.
Her girişimde olduğu gibi burada da bir hazırlık aşaması gerekir. Bunun için uygulamadan bir hafta önce renk açıcı, kıl dökücü ya da cilt tedavilerine son verilmelidir. Kılların tıraşı uygulamadan 24 saat önce kesilmelidir. Makyaj ve kozmetik kullanımı sonlandırılmalıdır. Uygulamaya gelmeden önce hasta evde cildini temizlemeli ve eğer varsa kontak lenslerini çıkarmalıdır. Uygulamaya başlamadan önce deri aseton ile temizlenerek yağlardan arındırılır.
Soyma işlemi acı verir mi?
Hayır, hasta acı duymaz. İşlemden sonra hafif bir yanma hissi olabilir ama bu da kısa sürede kendiliğinden geçer. Soyma işleminden hemen sonra uygulama yapılan bölge antibiyotikli pomat ya da kapayıcı pansuman ile kapatılır. Ertesi günden itibaren ise yüz günde 1–2 kez fazla tahriş etmeden yıkanır ve yine antibiyotikli pomat uygulanır. İyileşmeyi takiben hastaya güneş koruyucu krem verilir.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu