Tarihin bir dönemi, Sultan Murat çağında
Bir yasak dönem vardı Osmanlı bucağında
Hep yasaklar konmuştu bilinen birçok şeye
Hangisini sayayım tütün, şarap, enfiye
Namı Bekri Mustafa derler bir adam vardı
Boğazın kıyısında kayıkçılık yapardı
Bizim Bekri Mustafa zamanın nüktedâsı
Herkeslerce bilinen bir şarap mübtelâsı
Denize açıldıkça gizli gizli içerdi
Beni Sultanım Murat nerden görecek derdi
Bizim Dördüncü Murat bir gün öğrenmiş bunu
Hemen tebdil kıyafet, görmeye gitmiş onu
“Biraz gezdirir misin” demiş Kayıkçı Baba
Demiş, neden olmasın ben bakarım hesaba
Parayı bastırırsan düdüğü de çalarsın
Derdini, kederini denizlere salarsın
Bir kayığa atlayıp bir hayli yol almışlar
Sağdan, soldan konuşup muhabbete dalmışlar
Kayığın zulasından bir an Bekri Mustafa
Bir şişecik çıkarmış, şöyle bakıp etrafa
Padişahı yok sayıp dudağına götürmüş
Neredeyse şişenin yarısını bitirmiş
Murat demiş ey baba, bilmez misin yasağı
Murat’tan korkmaz mısın, devrimiz onun çağı
Murat nerden görecek denizin ortasında
Senin yasak dediğin Murat’ın kafasında
Biliriz kendisi de akşam sabah içiyor
Şişeyi indirince yasak başladı diyor
Öyle ya, ne bilecek, doğru söylersin baba
Uzat da şu şişeyi bir bakayım şaraba
Demiş evladım gençsin, vazgeç bırak bu işi
İçmek de bir sanattır, kaldıramaz her kişi
Merak buyurma baba, içmişliğimiz vardır
Şu üç günlük dünyada yiyip içtiğin kardır
Bana yoldaş olursun, kaldırırsan ne iyi
Ona doğru uzatmış, ona vermiş şişeyi
Birkaç yudum götürmüş bizim şanlı Murat Han
Şişeyi yere vurmuş, beynine sıçramış kan
Demiş kafanı kaldır, gözünü aç ey gâfil
Murat Han benim sersem, anlamadın mı sefil
Her insan kaldıramaz demedim mi ben sana
Bir yudumda Padişah Murat oldun baksana
Bir yudumda sel oldun yıkıyorsun bendini
Biraz daha içseydin ne sanırdın kendini
Biz düşkünüz içeriz, bize günah, sevabı
Bil ki vardır genç adam, her bir şeyin adabı
