ilm-i siyaset

eskizamanlarda talebenin birinin eğitimi bitmek üzere hocası onu yanına çağırıyor
-evladım eğitimin kısmen bitti bi siyaset dersi kaldı onuda aldıktan sonra artık irşad işine başlayacaksın talebe:
-hocam ben alim olaca benim siyasetle işim olmaz
hoca ne kadar ısrar ettiysede talebe anlamıyor hoca peki diyor git falan yere irşada başla deyip ilm-i icazetini (diplomasını) veriyor
adam o tepe senin bu tepe benim deyip o köye varıyor günlerden cuma sakallı bir hoca hutbe veriyor ama adam attıkça atıyor
bizim yeni hocada dayanamıyor
-ey cemmaat bu hoca yalan söylüyor diye ikaz ediyor
tabi cemaat şaşkın bir hocaya bir yabancı adama bakıyor hoca cemaate dönüp
-ey cemaat ben size günün birinde bir zındık çıkıp sizin bu hocanız yalan söylüyor diyecek dememişmiydim işte kerametim çıktı
camaat bunu duyar duymaz yabancıya saldırıyor bizim yeni hoca canını zor kurtarıyor
geri gelip hocasına durumu anlatıyor hocası evladım ben sana dememişmiydim alime ilm-i siyasette gerekli
talebe bi kaç ay da siyaset dersi görüyor
tekrar o köye geliyor günlerden yine cuma bizim sahtekar yina hutbede attıkça atıyor bizim yeni hoca ayağa kalkıp
-ey cemmat sizin bu hocanız çok mübarek bir adamdır kim onun saçından sakalından bir tel koparırsa cennete girer...derdemez
cemaat hurra eski hocanın üstüne saldırıyor tabi hoca mevta