Bu diyaloglara gülmeyinde görelim

askeri darbenin olduğu dönemlerde,antalya'da doktor olarak zorunlu görevini yapan babamın servisinde yaşanan diyalog:
-bak doktor,hapisten yeni çıktım,5 kişi öldürdüm,ona göre.ablamın beli ağrıyo,bi bakıver...iyileştir.
-sen ne diyosun,ben her gün 5 kişi öldürüyorum,üstüne bi de devletten para alıyorum.çık dışarı.
-...
-----------------------------
evin tek oğlu bilgisayarında internetten p.... film indirmektedir.. o sırada baba odaya girer, ve download penceresi kapatılıp mynet penceresi açılır...
babayla konuşulurken baba birden başını geri çeker olayın kahramanı bilgisayara göndüğünde film dowload edilmiş vede oynatılmaya başlamıştır.. içerideki pişmanlıktan sonra..
çocuk: -anne ben banyo yapıcam..
anne: -daha dün yıkandın, yıkanma şimdi ne gerek gece gece...
baba: -bırak bırak yıkansın..
------------------------------------------

mahkeme tutanaklarindanmis:
a : vücudu incelediginiz zamani hatirliyor musunuz?
s : otopsi 18.30 da basladi.
a : adam ölüydü degil mi?
s : yok, masada oturmus, neden üzerinde otopsi yaptigimi merak ediyordu!
----------------------------
(halı saha, kaleciyle karşı karşıya bomboş pozisyonu muhteşem bir auta çeviririm)

- ulan yuvarlasan gol olacaktı be!
* e onu vurmadan önce söyleseydin ya?
- olaylar çok hızlı gelişti fırsat bulamadım
----------------------------------------
seneler önce yaşanmış bir olaydır (kadıköy kartal e5 minibüs fiyatlarının 15000 tl olduğu zamanlardan).

o zamanlar minibüsler otomatik kapılı değildir tabii. teyzem karayolları durağında inmek ister, şoför durağa yanaşır teyzem açar kapıyı iner, kapıyı kapatmak ister ama kapı kapanmaz, bir kere daha dener kapanmaz, sonra biraz şiddetli kapamayı dener yine kapanmaz, en son allah ne verdiyse var gücüyle kapıyı bir çarpar...
bunun üzerine minibüs şoförü amcam: "bıraaaak bıraaaak 15000 lira için kapının ....... bıraaaaak"
----------------------------
kızlı erkekli arkadaş grubu pastaneye ait açık alanda oturmaktadırlar. yan masalardan birinde bir kız (güya) bizim arkadaşı kesmektedir. arkadaş artık kesildiğine emin olmuş olcak kıza doğru bakarak ama arkadaşlarına seslenerek "kendimi tren gibi hissettim" der. yan masadaki kızdan cevap :" benim de üzerime o kadar kişi binse ben de öyle hissederdim".

sonuç: resil olmuş bir adam, yarılmış insanlar topluluğu.
----------------------------------
saat dokuz olmasına rağmen hala akşam yemeği yemediğimiz için mutfaktaki anneme)

ben: ali nin karnı acıktı !!!

annem: efendiiimmm..???

kardeşim: ayının karnı acıktıııı...!!!

-------------------------------
aliskanlik uzerine anneyle sinemaya gidilir.

film baslarken

anne- bu filmin adi ne?
esick- crash

film bittikten sonra

esick- nasil begendin mi?
anne- guzeldi de, sen bana kreş demiştin, ne alakasi var anlamadim, hic kreş yoktu!
-------------------------------
okulun ilk haftası salı günü sabahın dokuzu, taksim dolmuşu yapan bir takside dört kişi gidilmektedir. kızıltoprak'da trafik tuhaf şekilde yoğundur. trafik niye böyle, okul servisleri ilk bugün çıktı, salı pazarı da tıkıyordur filan diye konuşulmaktadır.

şoför: bugün maç var, o da etkiliyordur. (sabahın dokuzu daha be!) (bkz: 13 eylul 2005 ac milan fenerbahce maci)
anne: maç italya'da değil mi?
şoför: olsun, burayı da etkiler.
--------------------------------
üniversite sınavı öncesi iki arkadas kendi aralarında konusuyorlar:
- ya sınava da az kaldı, dilbilgisi dersi mi alsam acaba?
- kızım deli misin ya sen? dilbilgisi için özel ders mi alınır? aç kitabı çalış kendin...
- ama öyle deme güzelim yaa...benim dilbilgisim çok kötü!!!
- eheuehu!?! bence sen hemen yarın derslere başla!
------------------------------
karadenizli bir amca komsusundan bir inek satın almıs. soyle diyor:
-ha eskiden komsi iduk simdu sıgır hısımu olduk
----------------------------------
üstünde fener formasıyla çarşı'ya maç izlemeye giden bendenize, maç izlediğimiz cafede ki garson:

- sağlık sigortan var mı?
------------------------------
(aynen yaşanmıştır)
kadıköy-maltepe minibüsü
yolcu: şöför bey müsait bir yerde inebilir miyim?
şöför: inemezsin kardeşim, tek durak maltepe kır kıçını otur adamın asabını bozma!
bütün yolcular: tıssssss......
--------------------------------
izmir kar$ıyaka anadolu lisesi 00-01 öğretim yılı ikinci dönem biyoloji dersinde aynen yaşanmıştır...
öğretmen: dipnosti nedir?
memo: (az saf olur kendileri, arkadan bir iki ki$inin yardımıyla) balıktır hocam
öğretmen: nerede yaşar bu balık?
memo: suda hocam...
bütün sınıf kopar...
-----------------------------
e bos bir kagida palmiye agaci cizmektedir
d: ne yapiyorsun yahu?!?
e: palmiye agaci ciziyorum gormuyormusun ?
d: aa evet de niye ciziyorsun ki?
e: ya bu palmiyeler hani sicak yerlerde yetisir burasida sicak oldu ya onun icin
d: aa evet evet anladim!!!
-----------------------------------------
k: ayakta yiyemezsin sen ama..
v: niye ayaklarım mı büyür?
k: hayır şeytanın midesine gider.
v: ha tamam o zaman
------------------------------------
evde uzgunum leyla izlenmektedir.
dizideki zabita memuru: esnafff, bu ortakoyde son tezgah acisiniz ona goreee...haftaya hepiniz gidiyosunuzzz...
tolun: aaaaaa ortakoyu bosaltiyorlarmiisss....
bigidi: dizi bu tolun!!
tolun: ..............
tolun: ama niye...???? gercek hayattan kesit sunmus olamazlar mi?
bigidi: peki senin salak bi anina denkgelmis olabilir mi?
tolun: ...............
----------------------------------------
deli adam-teyze hava soğuk dimi?
babannem- .....
deli adam-hava soğuk dimi?
babannem-...
deli adam- hava soğuk ya,dimi?
babannem- evet evladım,öle
deli adam-soğuk senin götüne girsin..
(bu olay da yaşanmıştır)
----------------------------------------
izmir, kordon civarı, saat 22:00 suları, bir fransız ve bir türk aşırı rakı tüketimi sonrası tartışmaktadır:
(bütün konuşmalar ingilizce olup, tarafımca (bkz: ben ingilizce biliyorum)* türkçe olarak sunulmuştur..kimi sarhoş sapıtmaları metne dahil edilmemiştir...)

ha**: abi kalkalım istersen geç oldu, hadi...
tr: ya birazdan kalkarız,

fransıza dönerek;
tr: şu gördüğün parlak şey var ya?
fr: şurdaki yıldız mı?
tr: o yıldız değil bir kerem...
fr: gezegendir o zaman...
tr: değil,
fr: göktaşı?
tr: değil, değil...
fr: başka ne olcak ki bu saatte gökyüzünde?
tr: o türksat 1-c
fr: ha??
tr: işte o bizim uydumuz, uzaydaki meda-ı iftaharımız...canımız, kanımız o bizim..
fr: dalga mı geçiyorsun sen? nasıl görcen uyduyu burdan?
tr: biz görürüz, o bizim uydumuz...biz görmicez de kim görcek lan onu?
fr: saçmalama allasen,
tr: ne saçmalıcam ya, biz sizin gibi dünya üzerinde sömürgecilik yapmıyoruz?
fr: nasıl yani?
tr: biz uzayı sömürgemiz yapcaz...ardiyatikten çin seddine kadar...

"türkçe olarak"
ha: abi bak rezil olduk elin adamına, kalk gidelim otele ya..
tr: bekle daha neler dicem dallamaya, bak bak nasıl bakıyo lavuk...olm siz var ya siz...hepiniz dallamasınız, bizim kompleksli olduğumuzu sanıyorsunuz ama değiliz işte değiliz...
------------------------------------------------
yer: mecidiyeköy/ 7 eleven
tarih: 02-05

malum galatasaray ın şampiyoınluk maçı için 7 eleven ın biletix gişesi önünde 500 kişilik bir kuyruk var. bende konuyla hiç alakam olmamasına rağmen açma almak için girdim 7 eleven a..

dialoglar aynen şöyle..

kasiyer çocuk: olmaz abi.. herkese 3 tane veriyorum. 3 taneden fazla yok..
herifin teki: lan versene 10 tane..
kç: memur bey(izdiham olunca pek tabi poliste var) şu arkadaşı dışarı alır mısınız. bilet aldı.. tekrar istiyo..
ht: lan lan lan.. versene lan..
kç: hadi hadi..
memur bey: huleaann dağılın(cop çıkartır).. dağılın lan. alan çıksın. sinirlendirmeyin beni..
kç: oh be..
mb(kç'ye yaklaşarak): yiğenim bana ordan 10 tane bilet versene bizim komiser için..
kç: olmaz abi.. 3 taneden fazla veremiyorum..
mb: ulan o zaman 3'er 3'er ver.. kızdırma adamın kafasını..

ben: phuahuahuauhuhahuauhauhaahuauahauhaua..
----------------------------------------------------
x: dolunay da var . karsimiza bir kurt kadin ciksa da yese bizi.
y: ?????!!!!.....

komikmişşş

dialogların birinde küfür var :|

düzelltiim