SIRA EZANIMIZDA

AB, milli ve manevi değerlerimizi yok etmeye çalışan AB şimdi de dini değerlerimize el atma cüretinde bulundu.

AVRUPA Birliği her gün yeni bir dayatma ile karşımıza çıkıyor. Hükümet ise bu istekleri anında yerine getiriyor. Uyum çerçevesinde önümüzdeki günlerde ''gürültü kirliliği'' bahanesiyle ezan sesleri kısılacak. AB mevzuatında ibadethane içinin seslerine ilişkin herhangi bir düzenleme yok.

CAMİLERDE bununla ilgili çalışmalar başlatılırken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi AB Müdürlüğü de , bu icraatı gürültü kirliliğinde AB standardı olan 80 desibel sınırına göre yapacak. Ramazan ayı ile davulcuların çoğuna izin verilmemesin de AB istekleri çercevesirnde yapıldığı belirtildi.

AVRUPA Birliği'ne (AB) uyum çerçevesinde önümüzdeki günlerde ezan ve kilise çanı sesleri kısılacak. Ancak AB mevzuatında ibadethane seslerine ilişkin herhangi bir düzenleme yok. İstanbul Büyükşehir Belediyesi AB Müdürlüğü, bu icraatı gürültü kirliliğinde AB standardı olan 80 desibel sınırına göre yapacak

Davulculardan başlandı

Ramazan ayı ile davulcular günün erken saatlerinde mesai yapmaya ve insanları sahura kaldırmaya başladı. Bu kimilerine göre son derece nostaljik ve gerekli olsa da artık Avrupa Birliği ile birlikte hayatımızda gürültünün bile bir standardı ve ölçüsü olacak.

Büyükşehir Belediyesi AB Müdürlüğü'nün internet sitesinde bulunan "AB'li Hayat" başlıklı yazıda; taksilerin içinde kullanıllan malzemeden her tür gıdanin ambalajına, kasaplaıin alacağı sertifikadan cami ve kilise seslerinin desibeline kadar birçok konuda bizleri ne gibi yeniliklerin beklediğine değinilmiş. ''etikhaber.com''da yer alan Forum gazetesinin haberinden derlenen bilgilere göre bu değişimlerin birçoğunu uygulayacak ve yönetecek olan birim ise Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı AB İlişkileri Müdürlüğü. İstanbul'un geçireceği değişim için gerekli projeleri ve tanıtımları organize eden birimin başında Tarık Yusuf Uçar bulunuyor. Uçar'dan ilk olarak ezan ve kilise çanı meselesini aydınlatmasını istiyoruz.

80 desibel şartı

İbadethane içi seslerine yönelik özel bir mevzuat olmadığını kaydeden Uçar, gürültü kirliliğinde AB standardı olan 80 desibel sınırına her türlü ses kaynağının tabi olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Ses seviyesinden daha önemli olan şey okunan ezanların makamındaki yanlışlıklar." Konu üzerindeki temel felsefenin desibel sınırlaması olduğuna dikkat çeken Uçar, olaylara bilimsel yaklaşıldığı takdirde konunun başka taraflara çekilemeyeceğini belirtiyor. Ancak söyleşimizin ardından sitedeki "Ezan sesi ve kilisenin çan sesi sınırlandırılacak" ibaresinin kaldırıldığını farkediyoruz. Dolayısıyla kendilerinin de "başka noktalara çekilebilir" endişesi taşıdığı açık.

Sitenizdeki 'AB'li hayat' bölümünde "Ezan ve kilise çanı sınırlandırılacak" demişsiniz. Ancak AB mevzuatında ibadethane yerleri için özel ses düzenlemesi yok. Yalnızca inşaat makineleri ve araçlar için var. Siz bunu neye dayandırarak yazdınız ?

Ses kirliliği imiş

Siz aslında temel felsefeyi ortaya koydunuz. O noktadan hareket edersek kesinlikle başka noktalara takılmak mümkün olmuyor. AB ortalamasında bir insanın alabileceği kirlilik anlamındaki ses düzeyi nedir diye baktığımızda ortalama 80 desibel gibi bir rakam karşımıza çıkıyor. Bunu yükselten faktörleri azaltmak ve minimuma indirmek zorundayız. Şehir hayatında bu pek mümkün değil. AB içinde bunların kategorizasyonu yapılmış. Bu noktalar belli.

Direkt olarak ibadethanelerdeki seslerin ayarlanmasına yönelik bir madde var mı?

Yok ama Avrupalı gündelik hayatta üretilen gürültüyü ibadethane veya fabrika diye ayırmıyor. Ses kirliliği var mı yok mu diye bakıyorlar, ona göre de azaltma yoluna gidiyorlar. Bizdeki hassasiyetler açısından bakarsak bu olay birinci önceliği almaz diyebiliriz.

Peki bu uygulama sırasında "ezan sesi kısılıyor" diye tepki alacağınızı düşünüyor musunuz?

''Bizim memleketimizde çok şükür şimdiye kadar çan sesinden bir şikayet olmamış. Camilerle kiliseler yan yana ibadete çağrı yapıyorlar ve bu kimseyi rahatsız etmedi. Sıkıntı şuradan kaynaklanıyor ki ezanda kullanılan makamlar yanlış ve itinasız olabiliyor. Diyanet İşleri Bakanlığımız çok kereler konu hakkında genelgeler ve izahatlar yayınlamış olmasına ve müezzinleri eğitime almış olmasına rağmen yanlış okumanın önüne geçmekte zorlanıyor. Biz insanları yaratıcıya çağırırken nasıl çağırdığımıza da bakmak zorundayız.''

bi buna karışmamışlardı ezan sesinden müslüman evladı rahatsız olurmu yav !!!