Aşağıdaki şiir, edebiyat tarihimizin saygın
>>şahsiyetlerinden Sümbülüzade Vehbi Efendi'nin
>>müstesna bir eseridir. Şiirin hikayesi de şöyle:
>>Bir gün padişah Vehbi Efendi'yi yanına çağırır ve:
>>"Bana öyle bir şiir yaz ki bir mısrasını okuyunca
>>içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca ise
>>ödüllendirmek gelsin" der. Ve işte sonuç aşağıda:
>>
>>
>>
>>Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
>>Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.
>>* * *
>>Lal-u şarap içurem ve ıslatıp geçirem,
>>Parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahsan.
>>* * *
>>Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
>>Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.
>>* * *
>>Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
>>Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
>>* * *
>>Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
>>Ard eteğin beline, olmasın çamur aman.
>>* * *
>>Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
>>Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.
>>* * *
>>
>>Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
>>Düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.
>>* * *
>>Eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
>>Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
>>* * *
>>Herkese vermektesin, bir de bana versene,
>>Avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
>>* * *
>>Sen her zaman gelesin, ben Vehbi'ye veresin,
>>Esselamun aleyküm ve aleykümesselam.
>>
>>Sümbülüzade Vehbi Efendi