> 1 <
Kırık Link Bildir! #132377 22-10-2006 10:59 GMT-1 saat
Uykuyla ilgili sorunların en ilginçlerinden biri, gündüz aniden uyuya kalma, uykuya dalmak üzereyken çoğunlukla odadaki nesnelerle bağlantılı halüsinasyonlar görme ve uyku felciyle kendini gösteren 'narkolepsi katapleski' sendromu. İnsanı uyumaktan korkar hale getirebilen bu sendromu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Birimi yöneticisi Prof. Dr. Hakan Kaynak anlattı.
Gündüz aşırı uyuma isteği bir hastalık mıdır?
Evet. Biz bu duruma narkolepsi-katapleksi sendromu diyoruz. Bu hastalıkta gündüz dayanılmaz uyku atakları, heyecanla ortaya çıkan kas gerginliği azalması, uykuya dalarken veya uyanırken halüsinasyon ve uyku felci gibi şikâyetler vardır.
Hangi yaşlarda daha sık görülür?
Hastalık, 20-30 yaş arasında ortaya çıkar. Ancak belirtilerin erken çocukluk döneminde ortaya çıktığı hastalar olduğu gibi, 52 yaşında görüldüğü vakalar da vardır. Bu sorun erkeklerde daha sık görülür.
Nasıl belirtiler verir?
Sendromun gündüz uyku atakları ve heyecanla ortaya çıkan kas gerginliği azalması gibi iki temel belirtisi vardır. Gündüz uyku atakları, otomobil kullanma, dost ziyareti gibi istenmeyen zamanlarda ortaya çıkabilir.
'Utandıran' sendrom
Hangi sıklıkla olur?
Hastadan hastaya farklılık gösterir, ayrıca hastalığın seyri sırasında da değişir. Narkolepsi katapleksi sendromunda uyku atakları, çoğu zaman hastaları gülünç durumlara düşürebilir. Örneğin hastalar, sözlü bir imtihan sırasında, telefonda konuşurken veya bir toplantıda herkesin karşısında uyuyakalabilir. Aradan üç-beş dakika geçip, uyandıklarında bu durumu çevrelerine nasıl açıklayacaklarını bilemezler.
Kas gerginliği azalması denilen durum nasıl yaşanır?
Katapleksi dediğimiz bu durum, ani bir duygulanım sonrasında kas gerginliğinde birdenbire görülen azalma halidir. Uyku atağından bağımsız oluşabilen katapleksi genellikle birkaç dakika sürüp geçer. Kol ve bacaklarda baş ve boyun kaslarında olabilir. Sadece boyun ve çene kaslarıyla da sınırlı kalabilir. Hasta düşecekmiş gibi olduğunu, içinden bir şeylerin boşaldığını hissettiğini söyler
Peki hastalar nasıl halüsinasyonlar görür?
Uykuya dalarken veya uykudan uyanırken görülen bu sanrılar, hastalığın herhangi bir aşamasında ortaya çıkabilir. Sanrılar işitsel veya görsel olabilir. Hastalar tarafından en sık bildirilen sanrılar, odanın içindeki eşyaların şekil değiştirdiği, üstlerine doğru geldiği, kendilerine dokunduğu biçimdedir. Bazen de hastalar yatak odasında evcil hayvanların dolaştığını, onlara dokunduklarını ifade ederler. Sanrıların gerçeğe yakın nesneler içermesi, onların kâbuslardan ve diğer sanrılardan ayırt edilmesine yardımcı olur.
Peki bu hastalık sırasında görülen uyku felci nasıl bir şeydir?
Uyku felci hastaya halüsinasyonlardan daha fazla sıkıntı verir. Çoğu zaman hastanın hekime gitmesini sağlayan neden bu olur. Hasta tam uykuya dalarken veya uyandığı anda kıpırdayamadığını hisseder. O anda solunum yavaşladığından hasta nefes alamadığı hissi yaşar. Aynı anda ses çıkarmak istediğinde ses çıkaramadığını fark eder. Çevreden gelen bir uyaran ki bu genellikle yakınlarından birinin durumu fark edip hastaya dokunması olur, atağı sonlandırır. Eğer çevreden fark edilmezse 10-15 saniye içinde atak kendiliğinden biter. Ancak seyrek de olsa 15-20 dakika süren ataklara da rastlanır. Bu dönem hastalar için olağanüstü rahatsızlık vericidir; eğer çevreden fark edilmezse veya fark edilip de hastaya dokunularak sonlandırılmazsa hasta bir daha bunu yaşamamak için akla gelmeyecek önlemler alır. Uykuya dalmaktan korkan ve sonucunda ciddi bir uykusuzluk sendromunun geliştiği hastalar vardır.
Tedavi edilebilir mi?
Hastalar zamanla uyku düzenlerini hastalığa uydurarak ve gün içinde uyku ataklarının olduğu saatlerde uyuma alışkanlığı edinerek, belirtilerle bir arada yaşamayı öğrenir. İlaç da kullanılır.
Her uykusuzluk çekenin uyku merkezine başvurması gerekir mi?
Hayır. Birçok uykusuzluk problemi, poliklinik muayeneleri, kan testleri, röntgen sonuçlarına göre de teşhis ve tedavi edilebilir. Ancak tedaviye dirençli uykusuzluk çekenler ve iki aydan uzun süreyle, haftada iki-üç geceden daha sık süreyle uykusuz kalanlar mutlaka bir uyku merkezine başvurmalıdır.
Derin ve deliksiz bir uyku için bilmeniz gerekenler...
Sabah uykusuna bel bağlamayın: Uykunuzun geldiği saatleri belirleyin. Buna uygun saatlerde yatın ve kalkın. Öğleden sonra uykularından kaçının. Bazı geceler, daha sık uyanabilir, gece uykuya dalmakta güçlük çekebilirsiniz. Bu durumda organizmanız olumsuzlukları ertesi gece telafi eder. Bir önceki gecenin uykusuzluğunu
telafi etmek için sabah uyku süresini uzatmayın. Çünkü sabah uykusu yüzeyseldir, gece uykusunun yerini tutmaz. Ayrıca sabah geç kalkmak, ertesi gece uykunun gelme saatini geciktirir, bu da ertesi gece uykuya dalma güçlüğüyle kendini belli eder.
Derin uykuya hazırlanın: Doğada geçirilen bir günün ardından, uyku laboratuvarlarında incelenen hastalarda önceki gecelere göre 'derin yavaş uyku'nun arttığı gözlenmiş. 'Derin yavaş uyku' oranı artan bir uyku, daha dinlendirici nitelikte. Haftanın belirli günlerinde yürüyüş, koşma, tenis, yüzme gibi aktivitelerden yararlanın. Ancak özellikle ağır jimnastik gibi sinir sistemini uyaran etkinlikleri uykunun hemen öncesinde veya akşam
geç saatlerde yapmaktan kaçının. Egzersiz sırasında vücut ısısı yükselir ve ısının tekrar düşmeye başlaması yaklaşık sekiz saat alır. Bu da uykuya dalmayı güçleştirir.
Ağır yiyeceklerden kaçının: Akşam saatlerinde aşırı miktarda yemek mideyi rahatsız ederek iyi bir uykuyu engeller. Akşam yemekleri uyku saatinden birkaç saat önce ve hafif olmalıdır.
Sıvı alımını sınırlayın: Aşırı sıvı mideyi rahatsız eder, hem de sık sık idrara çıkma ihtiyacıyla uyanmaya neden olur.
Alkol ve sigara: Çay, kahve ve kolalı içecekleri akşam saatlerinde aşırı miktarda almayın. Yatmadan önce bir bardak ılık süt veya ıhlamurla birkaç bisküvi yenilebilir.
Gerekirse yatakları ayırın: Ortası çukurlaşan, telleri çıkan eskimiş yataklar uyumayı güçleştirir. Yatak odanızda parlak ışıklar yerine loş ışık kullanın. Uyku kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla eşler, birbirlerinin gece içindeki hareketlerinden etkileniyor, birinin dönmesi sırasında eş de uyanıyor. Uykusuzluk çekiyorsanız eşinizle ayrı yatakta yatmak uykuya dalmanızı kolaylaştırabilir.
Yatak odası oturma odası değildir: Yatak odasının uyumak için olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bu odada salondaki gibi kitap okumayı, ders çalışmayı alışkanlık haline getirmeyin. Yatak odasında televizyon izlemeyin, yemek yemeyin.
Rahatlamak için yollar bulun: Uyku öncesinde ılık bir duş almak, içi sıcak suyla doldurulmuş küvete girmek, bir kitap okumak ya da dinlendirici bir müzik dinlemek sizi günün gerginliğinden arındırabilir. Uyku öncesinde çalışmayın, bilgisayar oyunlarından uzak durun. Yetmiyorsa gevşeme egzersizlerini öğrenin ve uygulayın.
Uyku süresini kısıtlayın: Zaman zaman uykusuzluk çekiyorsanız uyku sürenizi kısıtlayın. Dört saat uyumanıza karşın 'dinlenme' ya da 'belki uyurum' düşüncesiyle akşam 22.00'de yatağa girip sabah 08.00'de yataktan çıkıyorsanız, yatakta kalma sürenize kısıtlama getirin. Bunun için önce gece 02.00'de yatıp sabah 06.00'da uyanın ve yataktan çıkın. İlk günlerde kendinizi yorgun hissetmeniz normal. Ancak uyku etkinliğiniz arttıkça yatma süresini 15 dakikalık sürelerle uzatabilirsiniz. Bu yöntem
uyku etkinliğinizi yüzde 40'tan yüzde 100'e çıkarabilir
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu