(
arkadaşlar bu yazı bence herşeyde Allah'a sığınmamız gerektiğini bir kez daha gösteriyo
okudum etkilendim wallahi... )
Fatma adında çok fakir giyimli bi kadın yüzünde bi hüzün ve utangaçlıkla manava girer.
Dükkan sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır.Kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü
ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler.
Manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkanını terk etmesini ister.
Fatma ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek, lütfen efendim der,
paramız olur olmaz getirip borcumu ödeyeceğim.Manav kendisine bir kredi açamayacağını,
çünkü onun eski bir müşterisi olmadığını,kendisinde bir hesabının bulunmadığını söyler.O sırada
dükkanın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir.
İçere girerek manava yaklaşır ve ben o kadının almak istediklerine kefilim der.
Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver. Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner
ve bir alışveriş listen var mıydı diye sorar Fatma'ya Evet efendim der.Tamam der manav.
Şimdi onu terazinin şu kefesine koy,onun ağırlığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım.!
Fatma bir an duraksar,sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak üzerine bir şeyler karalanmış
bir kağıt parçasını çıkartır ve manavın kendisine gösterdiği kefeye özenle bırakırken başı hala
öne eğiktir.Manavın ve diğer müsterinin gözleri terazinin kefesine dikilirken hayretle büyümüştür.
Manav müşteriye dönerek, kısık bir sesle,inanamiyorum,der.İnanılacak gibi değildi.
Müşteri manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldurmaya başlamıştır
ama nafile,diğer kefeyi yerinden bile kıpırdatamamıştır.Terazinin kefesi artık üzerindekileri
almayacak kadar doldurduğunda çaresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadına verir.Şaşkınlıkla
üzerinde bir şeyler çiziktirilmiş kağıdı eline alır ve okur.Bir de bakar ki orda bir alışveriş
listesi yoktur. Sadece bir dua yazılıdır."Allah'ım neye ihtiyacım olduğunu sen bilirsin,kendimi
senin ellerine teslim ediyorum." Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür.Fatma kendisine
teşekkür ederek dükkandan ayrılır. Müşteri manavın eline bir miktar para tutuştururken,
her kuruşuna değdi, der.Daha sonra manav terazisinin kefelerinin kırılmış olduğunu görür.
Bu nedenle duanın ne kadar ağır çektiğini sadece
ALLAH bilir.
Dua bizim için hiçbir maliyeti olmayan bedava bir hediyedir.