Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

islamda ırkcılık ayetler ışığında...

> 1 <

adaletinreisi

grup tuttuğum takım
Albay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 2427 ileti
Yer: komuta merkezi
İş: TeşkilatiEsasiye
Kayıt: 25-06-2006 06:09

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #143219 18-11-2006 14:30 GMT-1 saat    
İslam’ın ırkçılığa bakışı nasıldır?



Irkçılığı men eden âyet-i kerime:



“Ey insanlar! Muhakkak ki biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve sizi millet millet, kabile kabile yaptık ki, tanışıp kaynaşasınız. Allah katında en şerefliniz Ondan en çok korkanınızdır.”
(Hucurat suresi, 13)




Aynı surede şöyle buyulur:

“Ancak müminler birbirinin kardeşidirler. Öyle ise, kardeşlerinizin aralarını ıslah edin.”
Allah ne Türkleri, ne Arapları, ne Kürtleri değil, ancak, müminleri birbiriyle kardeş ediyor. İslâm’a göre, mümin olmayan bir insan, mümin babasına varis olamıyor. İman gidince, maddî, uzvî ve ırkî bağlılık bir işe yaramıyor.

“Kendi nefsi için istediğini mümin kardeşi için de istemeyen (kâmil) mümin olamaz.” buyuran Allah Resulü (asm.), bu âyetin amel ve his âlemimize nasıl aksedeceği hususunda bize yol gösteriyor.

Müminler birbirlerini böylesine sevmeleri gerektiği halde şu veya bu sebeple aralarına kin ve husumet girerse, bu takdirde ne yapacaklardır? Âyet-i kerimenin devamı şunu emreder: “Kardeşlerinizin arasını ıslah edin.” Onları sulha, sükûna kavuşturun. Düşmanlıklarını, dostluğa, muhabbete, kardeşliğe çevirin.
Evet, Kuran’ın hükmüne göre müminler kardeş. Hepsi bir tek aile. Tek cephe. Onların arasına ayrılık sokanlar ise bilerek veya bilmeyerek karşı cephe namına çalışmış oluyorlar.

Hud Sûresinden ulvî bir ders: Nuh (as.) tufan hâdisesinde, “Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da benim ailemdendir. (benim ehlimdendir)” dediğinde, İlâhî cevap şöyle gelir: “Ey Nuh o senin ailenden (ehlinden) değildir.” Demek ki; insanın, inanmayan, isyan eden oğlu onun ehli sayılmıyor. Öyle ise inanmayan ırkdaşı da onun dostu, kardeşi olamaz. Bu hakikati hiçbir tevile imkân vermeyecek kadar net biçimde ortaya koyan bir Allah kelâmı:


“Ey iman edenler, babalarınızı ve kardeşlerinizi eğer küfrü imana tercih etmişlerse dost edinmeyin! Sizden kim onları dost edinirse işte onlar, zalimlerin ta kendisidir.”
(Tevbe suresi, 23)




Bu ayet, “Ancak müminler birbirinin kardeşidirler.” âyet-i kerimesinde ders verilen ince ruhun ve derin şuurun bir başka ifadesidir.

İnanmayan babanız sizin dostunuz değil, inanmayan kardeşiniz de sizin dostunuz değil.
Onları dost edinen insan, hakikati çiğnemiş, zulmetmiştir.
Allah’ın ona bir ihsanı olan sevgi hissini yanlış yerde kullanmış, zulmetmiştir…
Yanlış bir tercihle kendisini Cehenneme sokmaya sebep olmuş, nefsine zulmetmiştir.
Onun sevgi hanesinde küffar, mümine ağır basmış ve o adam bu büyük adaletsizliği işlemekle zalim olmuştur.

‘Maliki yevmiddin’ olan Allah haber veriyor:


“O gün ne mal, ne evlât bir fayda vermez. Allah’a kalb-i selim ile gelenler müstesna..”
(Şuara suresi, 88-89)




Irk yakınlığının en birinci basamağı, en ileri seviyesi evlâtla baba arasındaki münasebet değil midir? Bu âyet, bu yakınlığın o meydanda para etmeyeceğini haber veriyor bize. Artık hangi ırkçılıktan bahsediyoruz. O gün kimsenin ne malına, ne mülküne, ne de kazandığı evlât sayısına bakılmayacak.

O gün tek geçer akçe var: Kalb-i selim. Allah’a teslim olmuş, Onun her emrine ram olmuş temiz ve halis bir kalp. Ondan başkasına bağlanmamış bir gönül. Bu gönül kimde bulunursa bulunsun, Arap’ta olsun, Acemde olsun makbuldür. Ve Cennet, kalb-i selim sahiplerinin varacağı mükâfat menzili. Orada her mümine, ihlâsına, ameline, ahlâkına, gayretine, himmetine göre makam verilecek. Ondaki bütün tabakalar bu esaslara göre. Orada her ırkın ayrı bir makamı yok.

TÜRK-KÜRT-ÇERKEZ-LAZ-ZAZA-ALEVİ-SÜNNİ-ŞAFİ-ARAP-BEYAZ- HİÇ FARETMEZ YETERKİ İMAN ETMİŞ OLSUN YETERKİ İNSAN OLSUN İMAN ETTİKTEN SONRA HERKES KARDEŞTİR ...

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Devlet-i Ebed Müddet

> 1 <