> 1 <
Mert_Yilmaz
Seek & Destroy
Binbaşı
2412 ileti
Yer: Isparta
İş: Öğrenci
Kayıt: 21-06-2006 14:55
İş: Öğrenci
Kayıt: 21-06-2006 14:55
Kırık Link Bildir! #150239 03-01-2007 19:31 GMT-1 saat
yıkılmaya yüz tutan bir arz-ı endam.
unutulmaya yüz tutmuş solgun bir umut,
kaçtıkça kovalayan acımasız, sefîl mazi
şimdi körkütük sarhoş, muamma bir yokuş
hangi adrese kıvrılıp gidecektir, meçhul.
gel de gör kör gözlerinle, şafak vakti;
bir yolculuk nasıl da haykırıyor, bak!
yollar; üzerine söylenirken bütün türküler, aşkın birkaç adını sayıklıyor var diye başlarken cümleler bir şafak vakti nasıl da yok’lara karışıyor sefil aynalı bir dolaba sıkıştırılmış birkaç eşyadır o an en az benim kadar yorgun. zaman iyi niyetlerimi kurban ederken vakitli vakitsiz; ben gecenin kör karanlığına kalemimi saplıyorum, sen uyuyorsun
aşk; adını koymadığım bir hüzündür sende.
zamana karşı koyan, bir o kadar yorgun.
bir bakışın için hayatını feda ederken,
geriye döüp bakmayan bir yaşlı göz, benim!
oysa ki ben aşk derken; yüzüme
döüp bakmayan bir yüz senin.
düşlerim kaç hecedir adını yazarken,
bir kez olsun okumayan, istanbul gibisin
terketmek lazım bu şehri; ki yüz vermiyorsa, bütün terkedilmişliklerin sonucuna katlanmak lazım madem ki aşk yok, o zaman yaşamak için belki de ölmek lazım / ya da madem ki aşk var, uğruna ölmek için belki de yaşamak lazım sersefîl bir durumun olması muhtemel en girift / veya yusufun kuyusundaki halet-i rûhiyenin en ayan beyan halidir bu ben sana yusuf diyorum, (oysa ki) sen kuyu nedir bilmiyorsun!
varsaydığım bir yolculuk(-tu) aşk;
sömüş şehir ışıkları arkasında bir silüet.
kaldırımların tak sesine kitlenirken rûh,
can çekişir her zerresinde bin umut
böyle bir akşamdadır hep nedense
çilekeş bir yolculuğun müzmin sevdalısı.
nar içinde yar derken bîzar,
istanbul ağlıyor, sen hiç bilmiyorsun!
umursamıyor belki de istanbul; gece yarısı söen ışıklarının ardına gizlerken bütün insancıklarını, bütün köşebaşlarına silüetlerini salıyor ve yine umursamazdır istanbul, ne yolculukları ne de yolculuklarımı bir de o hiç adını koymadığım, aşklarımı
istanbul kaldırımlarını tak’larken umutlar rûh nasıl da can çekişir bir haldedir; zannediyorum ki her akşam aynı akşam ve her aynı akşamın kör karanlığa karışan saatlerinde; ben ölüyorum, sen hiç doğmuyorsun
Biraz uzun biliyorumBi sakıncası yoktur herhalde.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
Yeniklasor <3