> 1 <
Kırık Link Bildir! #154250 14-01-2007 13:23 GMT-1 saat
Bu noktayı iyi kavramak gerekiyor.
Bediüzzaman’a göre duanın biricik gayesi ihtiyacın ve derdin açtığı dua musluğundan istifade ederek Allah’ın rızasını kazanmaktır. Her dua da bunu sağlıyor. Mesela Bediüzzaman’a göre yağmur namazı ve duası bir ibadettir. Bu duanın ve ibadetin vakti yağmursuzluk vaktidir. Yağmur namazı ve yağmur duası, vakti girdiği için yapılır; yağmuru getirmek için yapılmaz. Eğer sırf yağmuru getirmek için yapılsa, böyle dua halis olmadığından kabule layık olmaz.
Nasıl ki güneşin batması akşam namazının vaktidir. Keza güneşin tutulması küsuf namazının, ayın tutulması hüsuf namazının vaktidir. Yani gece ve gündüzün nurani ayetlerinin perdelenmesi Allah’ın azametinin ilanı demek olduğundan, Allah kullarını o vakitlerde ibadete davet ediyor. Yoksa güneş tutulması namazı güneşin açılması için kılınmadığı gibi, ay tutulması namazı ayın tekrar aydınlatması için kılınmaz, akşam namazı da güneşin tekrar dönmesi için kılınmaz. Nitekim zaten güneşin ve ayın kısa bir süre sonra açılacağı, güneşin bir kaç saat sonra doğacağı gerek fenni hesaplarla, gerekse tecrübelerle bilinmektedir. Eğer sırf bu niyetlerle kılınsa, kılınan namaz halis olmaz ve kabule layık olmaz.
İşte yağmursuzluk da yağmur namazının ve yağmur duasının vaktidir. Keza belaların sel gibi gelmesi, zarar verici şeylerin gelip ıstırap vermesi, dertler, musibetler ve hastalıklar, konuyla ilgili duaların hususi vakitleridirler ki, kul o vakitlerde acizliğini anlar ve dua ile, niyaz ileAllah’a sığınır.
Bediüzzaman’a göre eğer dua çok yapıldığı halde belalar kalkmazsa, hastalıklar şifa bulmazsa yine de „duam kabul olmadı“ denilmez; „duanın vakti bitmedi“ denilir. Ve duaya devam edilir. Eğer Allah fazlıyla ve keremiyle belayı kaldırırsa ne ala. O vakit o nevi duanın vakti de bitmiş olur.
Demek dua ibadetten ibarettir. İbadet ise sırf Allah için yapılır. Dua eden kul, aczini anlamalı, dua ile Allah’a sığınmalı. Allah’ın hikmetine karışmamalı. Allah’ın hikmetinin kendisi için en iyisine hükmedeceğinden emin olmalı. Hikmetine itimat etmeli, rahmetini ittiham etmemeli.1
Fakat Bediüzzaman’a göre, birinci gaye olmamak ve kasten istenilmemek şartıyla, dünyaya ait faydalar, kendi kendine meydana gelen ve istenilmeden verilen lütuflar duaya ve ibadete zıtlık oluşturmaz. Bilakis bir teşvik edici ve tercih edici hükmüne geçerler. Bununla beraber çok dikkat etmek lazım: Eğer dünyaya ait faydalar ve yararlar o duaya, o virde, o zikre, o niyaza, o yakarışa birinci derecede gaye olsa, o duayı iptal eder. Çok tesirli bir dua da olsa, böyle gaye ve niyet için okunduğunda tesirsiz kalır, olumlu sonuç vermez.
Bu sırrı anlamayıp sırf dünyevi meyvelerini kasteden birisi çok tesirli dua bile okusa yine fayda görmez. Göremez. Fayda görmeye hakkı da olmaz. Çünkü dünyevi meyveye niyet ederek dua edilmez. Çünkü o dünyevi meyve, Allah’ın fazlından verdiği bir lütuftan ibarettir. Bu lütfa ermeye niyet edilse ihlas bozulur.
Fakat dünyevi meyvelerini düşünüp, şevke gelip, o duayı sırf Allah rızası için yapsa, bu niyet sahih sayılır; bu niyet duanın kabulüne zarar vermez. Veya, dünyevi ihtiyacını göz önünde bulundurarak bir kul üslubu içinde Allah için Allah’tan istese, veya dünyevi bir sıkıntıdan kurtulmak için, Allah için Allah’a sığınsa yine duası zarar görmez; makbule şayan olur.
Bu hikmet anlaşılmadığından çok tesirli dualardan netice alınmayabiliyor. Böyle çok tesirli dua okuyup netice almayanlar, bu hikmeti bilmediğinden, şüpheye düşüp inkâra bile sapabiliyor. Bu açıdan duada bu hikmetin iyi anlaşılması gerekir. Dua yapan duasına niyet olarak sırf Allah’ın rızasını kazanmayı ve Allah’a sığınmayı almalıdır.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#155692 19-01-2007 16:44 GMT-1 saat
emeğine sağlık.duanın inceliklerini ii anlamak gerekiyor gerçekten.Allah isyan ettirmesin.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
bende bir kaç şey söyleyeyim
edilen dular bazı kazaları defedermiş. biz başımıza gelecek olanları bilmediğimiz için atlattığımız tehlikeleride bilemiyoruz doğal olarak.. belki edilen duaların bir zırhıdır bu.
şimdi gelelim duanın içeriğine.
duayı kabul etmek başkadır duaya cevap vermek başka... her dua kabul olmayabilir ama her duaya cevap verilir.. dua ibadettir ve dünyada kabul görmeyen (ki biz öyle zannediyoruz) dualar ya bir kazayı önler ya kabul olur mükafatı dünyada kalır yada kabul olmaz karşılığı ahirette verilir. yani her halukarda dua eden kişi kardadır
edilen dular bazı kazaları defedermiş. biz başımıza gelecek olanları bilmediğimiz için atlattığımız tehlikeleride bilemiyoruz doğal olarak.. belki edilen duaların bir zırhıdır bu.
şimdi gelelim duanın içeriğine.
duayı kabul etmek başkadır duaya cevap vermek başka... her dua kabul olmayabilir ama her duaya cevap verilir.. dua ibadettir ve dünyada kabul görmeyen (ki biz öyle zannediyoruz) dualar ya bir kazayı önler ya kabul olur mükafatı dünyada kalır yada kabul olmaz karşılığı ahirette verilir. yani her halukarda dua eden kişi kardadır
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu