> 1 <
Kırık Link Bildir! #154450 15-01-2007 05:28 GMT-1 saat
Onun başarısını etraftaki bazı arkadaşlarının kıskançlığı sonuçu istenmedik davranışlara yol açıyordu.
Sultan;
-Kötü insana kendi kötülüğü yeter. Başka bir şey yapmaya gerek yok!” derler. Ne güzel söz değil mi? Dedi.
-Evet efendim! Gerçek den öyle, dedi Vezir.
Biraz sonra, Vezir dairesine gitti. Bir çok iş sahibi onu bekliyordu.
Hepsinin işin sıkılmadan güler yüzle halletti.
Vezir akşam evine vardı. Hanımı ve çocuklarıyla yemek yedi. İnsan
Vezir de olsa hanımını ve çocuklarını ihmal etmemeliydi. Yemek ten
Sonra hanımına ve çocuklarına günü nasıl geçirdiklerini sordu.
Onlara sevgi gösterdi. Hep beraber yatsı namazını kıldılar. Cemaat oldular. “Cemaat olursa namazın sevabı daha fazla olur” dedi. İyi kalpli vezir. Sonra Kur’an-ı Kerim okudu. Ardından herkes yatağına çekildi.
Ertesi gün, onu kıskanıp kötülük yapmayı düşünen bir arkadaşı
Ziyaretine geldi. Kendisini sultanla görüştürmesini rica etti.
Kalbinde kötülük olmayan Vezir’de “Hallederiz” dedi.
Biraz sonra arkadaşı, Sultan’ın huzuruna çıkarılmıştı bile. Adam
Söyle konuştu:
-Muhterem Sultanımız. Sizin bu Vezir’iniz benim yakın arkadaşımdır. Fakat maalesef kendisini sizden bile büyük görüyor.
Çok kibirli…
-Ne diyorsun?
-İnanmazsanız dikkat edin. Sizinle konuşurken burnunu tutacak.
Kibir ve gururdan öteki tarafa çevirecektir!...
-Olur mu öyle şey?
-Deneyin, göreceksiniz efendim…
Konuşması bitti, dışarı çıktı. Vezir gülüyordu. Arkadaşı ona dedi ki:
-Beni Sultan’la görüştürdüğün için çok teşekkür ederim. Ben de seni
öğle yemeğine davet ediyorum.
-Canım ne lüzum var?
-Gelmezsen darılırım. Yoksa bizim yemeklere tenezzül etmiyor musun?
Vezir mecburen ziyafete gitti. Ziyafette bol soğanlı, sarımsaklı
Çorbalar, mantılar yendi içildi…
Yemekten sonra Vezir, hızla saraya döndü.
Öğleden sonra bir çok işi vardı. Bir ara Sultan’ın çavuşu geldi.
Sultan’ın kendisini hemen beklediğini haber verdi.
Sultan’ı ayakta gören Vezir;
-Efendim beni emretmişiniz, dedi.
-Yaklaş… Yanıma yaklaş sana bir şey vereceğim.
Vezir yaklaştı. Fakat ağzı soğan sarmışsak kokmasın diye, eliyle
Ağzını kapattı. Sultan ona eğildikçe, Vezir başını çeviriyordu. Sultan
Çok üzüldü. “Demek söylenenler doğruymuş” diye düşündü.
Masanın üzerinde kapalı bir şekilde duran zarfı aldı, ona verdi.
-Bunu kendi elinle baş Vezire teslim eyle!...
sultan böyle emirnameler için sevdiklerini elçi tayin ederdi. Vezir
hayırlı işte acele ederim diyerek derhal yola koyuldu.
Yolda yine arkadaşını gördü. Arkadaşı merak etti. Oda her şeyi anlattı.
-Sultan herhalde çok sevdiği birisine yardım ediyor ki böyle acele etti.
Elden emirname gönderiyor, dedi.
Arkadaşı yine çok rica etti. Sabahleyin bende ondan böyle bir şey istedim.
Belki benim için yazılmış bir emirdir. Ne olur bana ver de kendi elimle götüreyim diye yalvardı. Vezir kabul etti. Nasıl olsa “İyi arkadaşım olduğunu Sultan biliyor kızmaz” diye düşündü.
Biraz sonra “Başvezir” mektubu okudu şunlar yazılırdı. –Bu mektubu sana getireni derhal öldüreceksin, sonra da “kibirli burnunu kesip” saraya yollayacaksın!... Baş Vezir tereddüt etmeden, “emri” yerine getirdi. Akşam üzeri Veziri gören Sultan pek şaşırdı!
-Sen burada ne arıyorsun? diye sordu.
O da yolda arkadaşına rastladığını ve olanları anlattı. Tam konuşurlarken çavuş yanlarına geldi. Elinde kapaklı tabak duruyordu.
-Bunu “Baş Vezir “ yolladı efendim, dedi.
Kapağı açtılar içinde kocaman insan burnu vardı. Yanındaki kağıtta şunlar yazılırdı:
“Kibirli Burnu”
Sultan artık dayanamadı, sordu.
-Sen bugün başını neden uzaklaştırıyordun.
Vezir güldü:
-Ağzımın Kokusu sizi rahatsız etmesin diye efendim. Öğle yemeğine arkadaşım davet etmişti. Fazlaca soğan sarımsak yemiştik.
Sultan hem sevindi hem üzüldü ve şunları mırıldandı:
Kötü insana kendi kötülüğü yetişir.
Mavi bir GuL’ den
Sevgi ve Saygılarımla
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
Kan kaybedîyør hayatım.Can çekîşîyør hayaLLerîm..Gîdîyørum..yanLış hayat Døğru yaşanmaz asLında..öğreniyorum
SEFA NERDESİN
SEFA NERDESİN