Sonunu bildiğim hayat oyunlarına tutanak yazdım yine
.
Payıma düşen ihanetleri aklamak,yazgımı teselli etmek düştü yine bana..
Ben gittim,ben çizdim isminin üstünü
.
Yalnızlık durağının istasyon şefi,kalbime,
Ben verdim emiri,ben istedim sonu görmeyi
Bitecek bir şeydi biliyorduk,,,,,
Korkuyorduk biçilmiş sonları giyinmeyi,
Umursamıyorduk,mutluyduk
.
Güçlüydük,sözüm ona cesurduk her ikimizde
Ne çok sözler veriyorduk,gideceğimizi hesaba katmadan günün birinde
Yalanlar söylüyorduk,pembe yalanlar
.
Düşler kuruyorduk,gelecek adına
Kucağımıza alacaktık kızımızı dört yıl sonra
.
Sen öyle çok kaptırmıştın ki kendini
.
İnanıyordun anlattığın masallara,benim gibi
Bir gün gideceksin dedim,
Asla,gidecek biri varsa o ben değil sen olacaksın dedin,
diğerleri gibi
Her güzel şey bitmeye mahkumdu aslında,
Kavuşamayacaktık,yazdığımız mutlu masalda
.
Gerçek günün birinde dikilince karşımıza,
Sert bir yumrukla,dağıldık
Anladık ki,
Bitmeye Mahkum bir aşkın can damarının kesilme vakti
Sen suçu bana yıkmaya,kendini haklı çıkarmaya çalıştıkça
Anladım ki,
Hayatımda ki tüm hikayelerin sonu aynı bitiyor..
Biten bir aşkın can damarını kestim ben...
Sense, susarak uğurladın beni senden...