> 1 <
FuRKaN216
Albay
7836 ileti
Yer: lere tükürmeyin tükürülcek o kadar surat varken:D
İş: de bu benim profilim:)
Kayıt: 13-12-2006 18:56
İş: de bu benim profilim:)
Kayıt: 13-12-2006 18:56
Kırık Link Bildir! #159814 26-01-2007 15:58 GMT-1 saat
Bu bakteri aynı zamanda tüm dünyada ülserlerin en yaygın nedenidir. H.pylori infeksiyonu olan altı hastadan birisinde duodenum ya da mide ülseri gelişecektir. İnfekte bireyler, bakteriyi eradike etmek için ilaçlar verilmedikçe, genellikle infeksiyonu yaşam boyunca taşırlar.
Günümüzde, H. pylori antibiyotikler ile proton pompası inhibitörleri gibi mide asidini baskılayan ilaçların bir kombinasyonu kullanılarak başarıyla eradike edilebilmektedir
mide çeperinin direncini azaltarak mide asitlerinden etkilenmesini sağlayan bakteri..ayrıca mide kanserine de yol açmaktadır..midenin ph'ında bile yaşayabilen bir bakteri olduğundan tedavi için güçlü antibiyotikler kullanılmalıdır
"dünya nüfusunun üçte biri ile yarısı arasında bir kesim helicobacter pylori adlı bir bakteriyi taşıyor.son yıllara kadar gözden kaçırılan bu bakteri
hemen hemen tüm gastrit ve ülser ile bazı mide kanseri vakalarının ardında yatan neden.uzun yıllar çektikleri mide rahatsızlığının h.pylori'den kaynaklandığından habersiz sayısız kişi pek de yararını görmedikleri anti-asit ilaçları kullanıyorlardı.bunun önemli nedenlerinden biri,doktorların da içinde bulunduğu bir kitlenin yayınlanan ikibin makaleye rağmen h.pylori'den habersiz oluşuydu.ülser uygun antibiyotik tedavisiyle çoğunlukla bir haftada ortadan kaldırılabilir.ancak yapılan bir araştırma abd'de ülser tedavisi için yazılan reçetelerin sadece %3'ünün antibiyotik içerdiğini ortaya koydu.ülser nedeni ile,1980'li yıllardan beri mide ağrıları çeken ya da anti-asit tablet çiğneyenler için artık harekete geçme zamanı geldi.
helicobacter pylori enfeksiyonu birkaç ay içinde kronik yüzeysel gastrite yol açmaktadır.bu hastalığın tedavi edilmemesi durumunda kronik yüzeysel gastrite ülsere,bazı durumlarda ise kansere yol açmaktadır."
mide mukozasın da bakteri olduğu yolunda yayınlar olmuştur. ancak 1983 de avusturalya' da marshallb, warren jr. isimli araştırmacılar mide mukozasında spiral bir bakteri yi ürettiler. takip eden yıllarda hp ile gastrit ve p.ülser arasında ki ilişki ye yönelik yoğun çalışmalar yapıldı.
h pylori ,unipolar, mültipl falgella lı , yuvarlak uçlu 0,5-1.0 mm(mikron) ve genişliği 2.5-4.0 mm(mikron) uzunlugunda spiral bir organizmadır. bioşimik yapı özelliğine bağlı olarak bakterinin alt grupları ortaya çıkarılmıştır.bu alt grupların bir kısmının daha patogen ve toksik olduğu biliniyor.
bakterinin motilitesi,urease aktivitesi mide mukozasına ulaşması için önemlidir. ürease aktivitesi bakterinin etrafında koruyucu amonyak halkası oluşturarak organizmayı mide asit inden korur,motilite bakterinin mide mukus tabakasını geçip epitel hücresine yapışmasını sağlar.epitele yapışan bakteri mukoza da inflamasyona neden olur. bu infalamayon mide antrum yöresinde bulunan gastrin salgılayan hüçreleri etkileyerek gastrin salgılanmasını sağlar.gastrin de mide de asıd sekrete eden hücreleri uyararak daha fazla asid salgılanmasını sağlar.mide mukozasında bazı immunolojik değişikliklerinde olduğu saptanmıştır.
hp noneroziv ,nonspesifik gastritlerin çoğunlukla sebebidir.mukoza da hafif yüzeyel kronik aktif gastrit olarak ortaya çıkar ve daha çok antrum yöresinde oluşur.atrofik gastrit de daha çok gördüğümüz intestinal metaplazi bölgelerinde bakterinin yerleşemediği biliniyor.
özetle hp nin gastrik inflamasyona sebeb olduğu kesin bir bulgudur.peptik ülserle yakın ilişkisi biliniyor ancak ülserin tek nedeni değildir.nonülser dispepsi de hp nin rolü halen tartışmalıdır.
hp sebeb olduğu kronik mukozal inflamasyon ile uzun dönemde başka faktörlerle beraber mukozanın değişimine katkıda bulunarak mide kanseri gelişmesinde rolü olabilir(özellike class 1). ayrıca son zamanlarda gastroenteroloji dışında şeker hastalığı,koroner damar hatalığı,baş ağrısı,reynaud fenomeni ve safra taşı gibi durumlarda rolü olabileceğine ait yayınlar vardır. kesin korunma geliştirilecek aşı ve aşı uygulaması ile olacaktır.
hp infeksiyonu için çok çalışma yapıldı ve bir çok bilgi saptandı.buna rağmen bilinmesi gereken çok şey olduğunu araştırmacılar vurguluyor.bir infeksiyondan korunmanın yolu onun nasıl bulaştığının bilinmesidir ki bu maalesef net olarak bilinmiyor. bu gün bakterinin mide mukozasında yaşadığı biliniyor ,bulaşma yolları tam olarak bilinmiyor.gelişmiş ülkelerde daha seyrek ,gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerde ise daha sık olduğu saptanmıştır. ülkemizde ise toplum da hp infeksiyon sıklığı (%70 -_80) dir. buradan da tahmin edileceği gibi hijen şartları bozuk kalabalık yakın temas içinde yaşayan topluluklarda daha sıktır. muhtemel bulaşma yolları *fekal- oral(dışkı-ağız) * yakın temas içinde anne den bebeğe (ağızda ve diş plaklarında hp saptanmıştır) * hayvan çalışmaları oral-oral (ağız-ağız) geçiş olabileçeğini gösteren bulgular göstermiştir.
hp infeksiyon tanisi
hp infeksiyonu değişik yöntemlerle araştırılabilir. ancak yöntemin basit,ucuz ,noninvaziv olması tercih edilir.maalesef bu gün böyle ideal bir test yok . kullanılan testler
* endoskopik yöntem ile alınan biyopsi de
-patolojik araştırma
-
- clo test ile araştırma.
* mukozadan kültür olabilir(oldukça zor ve pahalıdır.)
* c13urea breath test (solunum testi)ak.inf.gösterir
* serolojik test (tarama için kullanılır)
* hpsa dışkıda hp antigen araştırılması
hp tedavisi
* peptik ülser ve hp birlikte ise antisekretuvar ve antibakteriyel tedavi uygulanır.
* nonülser dispepsilerde hp pozitif ise tedavi yapılıp yapılmaması tartışmalıdır.
* hp tedavilerinde % 90 sonuç alınır.ancak bir ay sonraki kontrollerde nüksün oldukça fazla olduğu biliniyor.
Helikobakter pilori, onikiparmak bağırsağı ülserlerinin yüzde 90'ında, mide ülserlerinin yüzde 70'inde belirleniyor. Bu nedenle, günümüzde helikobakter pilorinin yok edilmesi ülser tedavisinin önemli bir parçasını oluşturuyor.
Midede veya onikiparmak bağırsağında peptik ülseri bulunanlarda aynı zamanda helikobakter pilori enfeksiyonu da belirlenmişse, bakterinin yok edilmesi amacıyla antibiyotik tedavisinden yararlanılıyor. Acıbadem Hastanesi Kozyatağı Gastroenteroloji Bölüm Şefi Prof. Dr. Nurdan Tözün, Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı tarafından helikobakter pilorinin kanserojen bir bakteri olduğunun kabul edildiğini belirterek şöyle diyor: Yapılan araştırmalarda helikobakter piloriye maruz kalan hastaların mide kanserine yakalanma olasılıkları diğerlerine kıyasla yaklaşık 4 katı fazla. Bu çalışmalar helikobakter pilorinin gastrit kanseri üzerindeki etkilerini ortaya koyuyor.
PEPTİK ÜLSERDE HELİKOBAKTER PİLORİNİN ROLÜ
Ülserin en büyük nedeni Helicobakter pilori. Prof. Dr.Tözün ülser ve helikobakter arasındaki ilişkiyi şöyle açıklıyor: 1990'lı yılların başında yapılan araştırmalar h.pilori ve ülser hastalığı arasındaki bağı ortaya çıkarmıştır. Duodenal ülserlerin yüzde 85 - 100'ünde, gastrit ülserlerin yüzde 70 - 90'ında helikobakter pilori bulunuyor. Özellikle antibiyotik tedavisinin bu hastalığı yenmede etkili olduğunun görülmesi bu ilişkiyi güçlendirmektedir. Bu tedavi uygulanmadan önce sadece asit giderici ilaçlarla yapılan tedavilerle ülserlerin bir yılda tekrarlama olasılıkları % 50-60 iken antibiyotik tedavisi ile bu oran % 1-3 civarına inmiştir. Kuşkusuz ülser oluşumuna yol açan diğer nedenler (romatizma ilaçları ve aspirin kullanımı, alkol, sistemik hastalıklar) da göz önünde bulundurulmalıdır.
Prof.Dr. Nurdan Tözün Son zamanlarda ülkemizde, çeşitli durumlarda kontrolsüz ve gereksiz antibiyotik özellikle de metronidazol ve klaritromisin kullanımının tedaviye dirençli helikobakter türlerinin ortaya çıkmasına yol açtığını ,bu nedenle de 2 hatta 3. basamak tedavilerin gündeme geldiğine dikkati çekiyor.
Başlıca belirtileri
Prof. Dr. Tözün peptik ülserin başlıca belirtilerini sıralayarak, bu belirtileri taşıyanları doktora başvurmaları konusunda uyarıyor:
* Mide bölgesinde ağrı, yanma
* Geceleri uykudan uyandıran mide ağrısı
* Kusma
* İştahsızlık ve kilo kaybı
* Dışkıda siyahlaşma
MİDE KANSERİ VE HELİKOBAKTER PİLORİ
Mide kanseri, tüm dünyadaki kanserler arasında ikinci sırayı işgal ediyor ve her yıl yaklaşık 650.000 kişinin ölümünden sorumlu olduğu biliniyor. Yapılan araştırmalar helikobakter pilorinin mide kanserine yakalanma riskini arttırdığını ortaya koyuyor. Prof. Dr. Tözün helikobakter pilorinin kronik enfeksiyonunun midede kalıcı, hatta ömür boyu süren kronik gastrite bunun da zamanla çok odaklı atrofik gastrit denen özel bir gastrit türüne dönüştüğünü, süregelen bu yangı ve tahrişin de zamanla kansere yol açabileceğini ifade ederek şöyle devam ediyor: 15 yıllık bir süreçte kronik gastrit vakalarının en az yüzde 10'unda kansere ilerleme görülebileceği biliniyor.Birinci derecede akrabalarında mide kanseri olanlarda bu risk daha fazla. Ayrıca sigara, diyet,alınan gıdalardaki nitrojen miktarı ve fazla tuz alımının da bu sürece katkısı oluyor. Bu açıdan bu hastaların dikkatli olması gerekiyor.
HELİKOBAKTER PİLORİ TANISI
Helikobakter piloriyi tespit edecek birçok test var. Bakterinin antikorlarının varlığını kanıtlamak için kan testleri yapmak bu testlerden en çok kullanılmış olanı. Ayrıca mideden alınan doku parçası ile hızlı üreaz testi ya da patolojik inceleme yapmak; kültürde bakteriyi üreterek helikobacter pilori'yi tespit etmek mümkün. Bu sonuncu test araştırma amaçlı kullanılıyor. Günümüzde tedavi sonrası takipte ya da tarama testi olarak en sıklıkla kullanılan testler ise üre-nefes testi ile dışkıda helikobakter antijen testidir
---Alinti---
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu