Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

altinda aciklamali hadisler

açıklamalı hadis de

Forumlar / Dini Bölüm / Hadis-i Şerif

 
> 1 <

FuRKaN216

grup tuttuğum takım
Albay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 7836 ileti
Yer: lere tükürmeyin tükürülcek o kadar surat varken:D
İş: de bu benim profilim:)
Kayıt: 13-12-2006 18:56

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #163664 03-02-2007 12:48 GMT-1 saat    
Bir kimseyi camide cemaatle namaza devam eder halde görürseniz, onun mü'min olduğuna şahitlik yapınız. Çünkü, yüce Allah 'Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe inananlar şenlendirirler'buyurmuştur.
(Tirmizi)

Kişinin müslüman olduğunu gösteren bazı İslami alametler vardır ki, biz buna şeair deriz. Kişinin diliyle şehadet kelimesi getirmesi, tevhid kelimesi söylemesi nasıl bir İslam işareti ise, camide namaz kılarken görülmesi de yine onun müslüman olduğunun tescili hükmündedir.



Hz. Enes'den: “İki kişi Peygamberimizin yanında aksırdı. Allah Resûlü, bunlardan birine 'Yerhamukallah: Allah sana rahmet etsin.' dedi; diğerine ise demedi. Efendimizin kendisine rahmet dilemediği adam: – Filanca aksırdı ona yerhamukellah dedin. Ben aksırdım, bana ise (niye) demedin? diye sordu. AllahResûlü ona şöyle buyurdu: – O aksırınca Allah'a hamdetti, sen ise hamd etmedin.”
(Buhari/Edeb 127; Müslim/Zühd 53; Ebu Davud/Edeb 102; Tirmizi/Edeb 4)

Aksıran, ancak Allah'a hamdederse, rahmet duasına hak kazanır. Aksi halde, kendisine rahmet duası söylenmemelidir.



“Bereket yemeğin ortasına iner. O halde yemeğin kenarından yeyin, ortasından değil.”
(Ebu Davud, Tirmizi)

Hadislerde bilhassa toplu yemek adabıyla ilgili çok sık vurgulanan bir kural vardır: Yemeği kişinin önünden yemesi, önüne denk geleni yemesi, başkasının önüne kaşık sallamaması, tabak içinde kaşığıyla dolaşıp durmaması... Aynı tabaktan yemelerde bu görgü kuralı geçerli olduğu gibi, özel tabaklarda tek kişilik yemelerde de önünden yeme kuralı geçerlidir. Bu kuralın sebeplerinden biri yemekte hoş olmayan görüntüleri önlemektir. Diğer bir sebebi de yemeğin bereketinin kaçmasına engel olmaktır.



Ebu Hureyre'den: “Allah Resûlü, (önüne konulan) hiçbir yemeğe ayıp ve kusur bulmamıştır. Canı çekip arzu duyarsa yer; hoşuna gitmezse, hiçbir şey demez, yemeği bırakırdı.”
(Buhari, Müslim)

Allah'ın yarattığı nimet çeşitlerine bir kusur ve hata bulmak hiçbir insanın ne haddidir, ne de hakkıdır. Çünkü herbir yiyecek maddesinin insan vücuduna yararlı öğeler içerdiği bugün ilmî araştırmalarla da tesbit edilmiştir. Ancak, Allah'ın kusursuz nimetlerini mutfakta beceriksiz ellerin kusurlu hale getirmesi, yenilmeyecek tatsız, tuzsuz bir yemek ortaya çıkarması her zaman söz konusudur. Allah Resûlü bu konuda yemek yapanın emeğine hep saygı göstermiştir. İştah çekici bulmasa bile yemeğe ayıp ve kusur bulmamıştır. Canı çektiğini yemiş, çekmediğinden de hiçbir şey demeden yemeği terketmiştir.



Ebu Musa el-Eş'arî'den: “İzin istemek 3 keredir. Eğer sana izin verilirse gir. Yoksa dön.”
(Buhari - 6245; Müslim - 2153)

“İzin istemek, ancak göz görmemesi içindir.” (Buhari - 6241; Müslim - 2150) İslam görgüsünde, bir eve ve kapalı alana girmek istiyen, kapıyı en çok 3 kere çalıp izin isteme hakkına sahiptir. Ve bu kapı çalma işlemi de arka arkaya olmamalı, az aralıklarla yapılmalı; böylece hane sahiplerine eğer izin vereceklerse, kendilerine çeki düzen verme fırsatı tanınmalıdır. 3 sefer kapı çalındığı halde izin verilmemişse, yapılacak şey, durumun uygun olmadığı düşünülerek geri dönülmesidir. İzin istemenin, kapıyı aniden açıp içeri girmemenin sebeplerinden biri de, gözün uygunsuz görüntülerle karşılaşmaması, günaha girmesine veya muhatabı rahatsız etmesine engel olunmasıdır.




Kim kardeşine (arkadaşına): – Gel kumar oynayalım, derse (bu günah isteğine keffaret olarak) sadaka versin.”
(Buhari, Müslim)

İnsan zaaf sahibi bir varlıktır. Nefsi kötülüğe, günaha meyillidir. İnsan zaman zaman nefsinin ve şeytanının etkisi altına girebilir. Bazı günahları, kötü işleri yapmak arzu ve isteğinde olabilir. Hatta o günaha arkadaşını, dostunu da iştirak ettirmeye kalkışabilir. Ancak, mü'minin imanı ve vicdanı, nefsin bu yasak isteklerine dur demesini bilmeli; onun gayr-i meşru tekliflerine boyun eğmemelidir. Peygamberimiz, nefisle mücadelede insanın galip gelmesi için önemli bir kural ortaya koymaktadır. Nefsin her günaha teşebbüsü karşısında, insan kendini cezalandırmalı; her bir günah isteğine sadaka vererek bir nevi keffaret ödemelidir




“Allah Teala bir topluluğa umumi bir azap indirdiği zaman, o topluluğun içinde bulunan iyi-kötü herkese bu azaptan pay düşer. Sonra herkes amellerine (niyetlerine) göre diriltilirler.”
(Buhari, Müslim)

Hadiste, umumi gelen musibetlerde, günahlı ve günahsız ayrımı yapılmadan herkesin gelen musibetten etkileneceğine işaret vardır. Herkes gelen beladan bir pay alır. Can veya mal kaybına uğrayabilir. Ancak âhirette herkes niyetlerine ve amellerine göre diriltilecektir. Musibet anındaki eşitlik bozulacak; azaba layık olanla olmayan, masum ile zalim birbirinden ayrılacaktır. Zalimler, hakettikleri cezaya çarptırılırken, masumlar da yaşadığı musibetin mükafatını kat kat alacak; zararları fazlasıyla telafi edilecektir.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


kdgd_yakup
Ses Etme Sükunet !

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1789 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 10-12-2006 11:40

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#173838 15-03-2007 06:17 GMT-1 saat    
emeğine sağlık abi çoook güzel pyl olmuş +

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <