Deniz Gezmiş, APO, Ogün ve bayrak!!

En çok kullanılan ve sömürülen ilk 3 nesneyi sayın deseler, aklımıza ilk din, bayrak ve vatan kavramları gelir.. Son günlerde ise 'bayrak' yine ilk sırada! Samast'ın 'bayrak' önünde pozlanması ilk değil ki! İşte size, bir kaç 'bayrak'lı operasyon!
Din için varız derler ve dini öyle kullanırlar ki, gözüne kestirdiği güzel bir hatunu elde etmekten tutun, parası olduğu düşünülen her kesimi soymak için din, bire bir iyi bir malzemedir. Hatta adam öldürmek için bile!!

Vatan savunması uğruna sırtından vurarak katlettiği insan ermeni olunca ve bir de türklüğe hakaret etti iddiasıda ayyuka çıkınca, kahraman edası ile lanse ettirilmeye çalışan Ogün'ün eline tutuşturdular bayrağı! Dava sürecini hatırlayın, mahkemelerin önünde Büyük Türkülük müdafileri ellerinde yumurtalarla son Haçlı Seferini bertaraf etmek için cihat yapıyorlardı.Muazzez İlmiye Çığ'ı hatırladınız mı? Hani 'Camilere fahişeler yerleştirilmeli' diyen kadın.. Muazzez hanım heralde Türklüğe hakaret etmemiştir.!!

Çünkü camilerin Türklükle hiçbir alakası yoktur! Bu kadına ödül veren Cumhurbaşkanı da Türklüğe hakaret etmemiş sayılır böylece!

BAYRAK MESELESİ NE ZAMAN BAŞLAMIŞ!

Polisin, jandarmanın vesair emniyet güçlerinin yaptığı operasyonlarda basın açıklaması yapılacağı zaman, arka zeminde Türk bayrağı ya da kurumun amblemini kullanması, terör örgütleri ya da diğer suç örgütleri üzerinde psikolojik! baskı kurmaya yönelik bir uygulamaydı.

12 Eylül 1980 askeri darbesinde yaygınlaşan bayraklı fotoğraf, önce, eski adı Siyasi Şube olan şimdiki Terörle Mücadele Şube Müdürlükleri'nde başladı. Polisteki fotoğraflar, Foto Film Şube Müdürlükleri aracılığı ile çekiliyordu. Askerler tarafından yayınlanan 12 Mart 1971 Muhtırası'nın hemen sonrasında, Deniz Gezmiş'e İçişleri Bakanı Haldun Menteşoğlu'nun odasında poz verdirilmişti.


Çeçenistan'daki Rus soykırımına dikkat çekmek için, 1996'da 8 adamıyla Avrasya feribotunu kaçıran Muhammet Emin Tokcan ve arkadaşları, yakalandıktan sonra Emniyet'te bayrak önünde fotoğraflanmışlardı.


15 Şubat 1998'de Kenya'dan getirilen teröristbaşı Abdullah Öcalan ve ondan 2 ay sonra Kuzey Irak'ta yakalanan örgütün 2 numarası Şemdin Sakık ile kardeşi Arif Sakık'ın da bayraklı fotoğrafları var.


Öcalan'ın fotoğrafları askerler tarafından çekilmiş, MİT tarafından dağıtılmıştı. AB uyum yasalarıyla bu uygulamadan vazgeçildi. 2004'te çıkarılan yeni Basın Kanunu gereğince, yakalanan kişilerin polis merkezlerinde fotoğraflarının çekilmesi yasaklandı. Medyaya zanlıları ya emniyet binasına getirilirken ya da adli makamlara sevkedilirken görüntüleme imkanı kaldı. Şaşıracak ne var?Dink suikastinin tetikçilerinden Ogün Samast'ın kendini bilmez bir kaç Jandarma mensubu tarafından bayrak önünde sergilenmesine millet olarak çok şaşırmışa benziyoruz. Halbuki biz uyuşturucunun önünde dahi bayrak sergilenmesine fazlası ile alışmış bir Milletiz. Bir çok şeye alıştığımız gibi. Gladio ajanını APO'da aynen!

Aşağıda Türk Bayrağı'nın reva görüldüğü bir kaç enstantaneyi dikkatinize sunuyorum

Bodrum polisi bu sefer Türk Bayrağı'nı fonda değil; üzerinde uyuşturucu serptiği masa örtüsü olarak kullanmayı tercih etmiş.

Ve şaşırdığınız o fotoğraf...!

Neden Şaşırıyorsunuz ki? Yalçın Işımer ( emekli general) de büyük Türklerdendir hatırlatalım! Bu büyük Türk, İçlerinde Peygamberimiz ve mübarek sahabelerinin bulunduğu ( Bedir Savaşı), nı kastederek, '250 baldırı çıplak Arap, 500 baldırı çıplak Arapla savaşmış bunu Çanakkale Savaşıyla kıyaslayan Mehmet Akif Arap milliyetçisiydi demişti.' Türklüğün büyük müdafileri, bu hakaretleri neden görmezden geldiler? Hani yumurtalarınız? Niçin davalar açmadınız?
Türklüğe hakaret sadece Ermeniler tarafından mı yapılabilir?Dinimize ve vatanımıza saygılı ermeni asıllı türk vatandaşları, dinimize hakaret eden ve müslümanım diyen türk vatandaşlarından daha fazla kıymet görmelidir!