> 1 <
Kırık Link Bildir! #170705 28-02-2007 04:42 GMT-1 saat
Ayhan Demir
28.02.2007
İster küçük bir mahalle bakkalı, isterse holding olsun, bir işletmeyi idare edecek yönetici arıyorsanız, ince eler sık dokur, gözünüzü arkada bırakmayacak birisini bulmaya çalışırsınız. Yönetici adaylarında arayacağınız niteliklerin başında da dürüstlük ve işinin ehli olup olmadığı yer alacaktır. Böyle bir yönetici bulduğunuzda gönül rahatlığı içerisinde akşam başınızı yastığınıza koyar ve rahat bir uyku çekersiniz. Bir de öyle isimler vardır ki, daha ismi geçtiğinde, gözü kapalı her şeyinizi teslim edip gitmeye razı olursunuz. Bilirsiniz ki, o işinin hakkını fazlasıyla verir, çalmaz çırpmaz, dürüst ve ahlâklı bir insandır. Bir mahalle bakkalı ya da holding için durum bu iken, konu devletin idaresi gibi çok daha mühim bir emanetin teslimi olduğunda, elbette aynı oranda liyakat arayışındaki hassasiyetimizde artmalıdır.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan, sağcı ya da solcu, Müslüman ya da gayrimüslim, liberal ya da komünist ama akıl, insaf ve izan, hiçbiri yoksa biraz matematik bilgisine sahip her insanın üzerinde ittifak ettiği eşine çok az rastlanabilen isimlerdendir. Özellikle 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti döneminde, bir yıl gibi kısa bir zaman dilimi içerisinde, altına imza attığı icraatlar ile de bunu fazlasıyla ispatlamıştır.
Erbakan'ın Başbakanlık görevini devralır almaz ilk yaptığı icraatlardan birisi, halk arasında Fak-Fuk-Fon olarak bilinen, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonunun amaçları dışında kullanılmasını engellemek olmuştur. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan yaralanacak 800.000 yoksul, dul, yetim, kimsesiz ve öksüz tespit edilerek yardım edilmiştir. Erbakan'ın, düzenlediği ilk basın toplantısında, Güneydoğuda bir çocuğun yardım dağıtan arabanın ardından soğuk asfaltta yalın ayak koşmasını, ancak gözyaşları içerisinde anlatabilmişti. İşte bu gözyaşları ve fakir fukaranın yardımına el uzatması ona, fazlasıyla hak ettiği, Şefkatin Başbakanı unvanını kazandırmıştır.
54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, 1996 yılının 6 ayında devlete kaynak paketlerinden 13 milyar dolar, Faizden kurtardığı 10 milyar dolar, KİT'leri kara geçirerek 7 milyar dolar olmak üzere toplam 30 milyar dolar gelir sağlamıştır. 54. Hükümet bu kadar kısa zamanda 30 milyar dolarlık ilave kaynağı; yeni vergi koymadan, iç ve dış borç almadan, tatlı reçetelerle temin etmiştir. Kaynak paketleri ile Nisan 1997'ye kadar temin edilen 13 milyar dolarlık kaynak %150 faizle borçlanmak suretiyle temin edilmiş olsaydı, takriben 20 milyar dolarlık faiz ödemesini gerektirecek ve hazinenin iç borçlarının 33 milyar artmasına sebep olacaktı! Bu sebeple 54. Hükümetin 6 ayda yeni vergi koymadan, iç ve dış borç almadan, tatlı reçetelerle devlete 30 milyar dolarlık ilave kaynak temin etmiş olması sadece Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri için değil, bütün dünya ülkeleri için emsalsiz bir örnek teşkil etmektedir. 54. Hükümet temin ettiği bu gelirleri daha önceki hükümetlerde olduğu gibi rantiyeye, bir avuç mutlu azınlığa değil, emanetçisi oldukları bu vatanın evlatlarına aktarmıştır. Enflasyon % 80 iken, memur maaş katsayısı 6 ayda % 195 ve asgari ücret % 101 oranında artırıldı.
Sayın Erbakan, sadece ülkenin memurlarını değil, birliklerden yaptığı ödemelerle üreticinin cebinin de para görmesini sağlamıştır. Bir önceki döneme göre; Toprak Mahsulleri Ofisi alımları için 15 kat, Güneydoğu Birlik alımları için 9,5 kat, zeytin alımları için 6 kat, pancar alımları için 2,5 kat fazla ödeme yapmıştır. Köylüden alınan ürün fiyatları %165 ila %467 oranında artırılmıştır. Mesela; 100 lira olan buğday 282 lira, 100 lira olan tütün 207 lira, 100 lira olan kabuklu fındık 467 lira, 100 lira olan kuru kayısı 250 lira, 100 lira olan üzüm 206 lira olarak alınmaya başlandı. Emekli de bu iyileştirmede unutulmamıştı elbette. Bağ-Kur emeklilerinin maaşları %300'e kadar artırıldı. Bağ-Kur emekli maaşlarındaki artışın primlere yansıtılmamasına özen gösterildi. Bugün bitme noktasına getirilmiş olan bavul ticaretinin teşviki ve kolaylaştırılması, sınır ticaretinin geliştirilmesi ve bilhassa Irak-Türkiye petrol boru hattının açılması, kamyon ve tırlarla mazot ithalatına imkân sağlanması ile bölge esnafına canlılık getirilmiştir..
Sayın Erbakan tüm bu maaş artışı ve ödemeleri tek kuruş ek vergi ya da ek zam yapmadan yaptı. Peki, tüm bu ödemelerin gelirleri nasıl sağlanacaktı? Bunun cevabı da Prof. Dr. Erbakan için çok basitti. Bunun için o güne kadar uygulanan Rant Ekonomisi yerine, Güçlü Ekonomiye Geçişi sağlayacak Millî Ekonomiyi uygulamaya başladı. O güne kadar devletin sırtına geçirdikleri hortumlarla bu millettin parasını hortumlayanların gelirlerini kesmek yeterli olacaktı. Bunun için, Kamu Tek Hesabı, yani Havuz Sistemini kurdu. Bankaların, Merkez Bankasından, %110 faizle aldıkları parayı, %194 faizle bonosuna çevirmelerinin önüne geçildi. Kamu Finansman açığı, iç ve dış borç açığı azaltıldı.
Sonuç olarak görülüyor ki, Prof. Dr. Necmettin Erbakan iş başına geldiği her dönemde olduğu 54. hükümet döneminde de çiftçiyi, memuru, esnafı, emekliyi, dulu ve yetimi en geniş imkânlarla korumuş ve kollamıştır. Tüyü bitmedik yetimin hakkına dokundurmamıştır. Milletin kendisine teslim ettiği emaneti en iyi şekilde muhafaza etmiştir. Bizler millet olarak senden razıyız Sayın Erbakan, Allah'ta sizden razı olsun.
alıntıdır.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu