Kırık Link Bildir! #173074 12-03-2007 09:14 GMT-1 saat
Yolda karşılaştığımızda, ezan okunuyordu.
-Gel seni camiye götüreyim, dedim.Bugün Cuma biliyorsun.
Alaycı bir tavırla:
-Ben camiye gitmem!.. dedi.Boşuna ısrar etme.
-Peki dedim. Neden direniyorsun?
-Ne bileyim, olmuyor işte!.. diye karşılık verdi.Belki çevrenin de tesiri var.Hem pantolonumun ütüsü bozulup, dizleri aşınır diye korkuyorum.
İster istemez gülerek:
-Herhalde şaka yapıyorsun, dedim.Bunun için cami terk edilir mi?
-Ciddi söylüyorum dedi.Giyimime çok düşkün olduğumu bilirsin.Özellikle yeşil giydiğimide...
Gerçekten de öyleydi.En lüks mağazalardan aldığı elbiselerini yeşilin farklı tonlarından seçer ve her zaman jilet gibi ütülü tutardı.
-Hayatında hiç camiye gittin mi? diye sordum.
-Çocukken dedemle birlikte gittim!.. dedi.Fakat artık gitmeye niyetim yok!
Söyledikleri beni çok şaşırtmış ve bu konuyu açtığıma pişman etmişti.Daha sonra el sıkışıp ayrıldık.
Onunla sohbetimden iki ay sonra, kendisinin camide olduğunu söylediler.
-Hemen gittim.
Bahçedeki namaz saflarının en önündeydi ve üzerinde yine yeşiller vardı.
Yavaşca yanına yaklaştım ve kısık bir sesle:
-Hani? dedim.Camiye gelmeyecektin.
Hiç sesini çıkartmadı.Çünkü musalla taşının üzerinde, yeşil örtülü bir tabut içinde yatıyordu...