> 1 <
Kırık Link Bildir! #173180 12-03-2007 18:32 GMT-1 saat
Genç kız bu fetvalar ve aile baskısı karşısında başını açıp taviz veren kervanına katılan kızların gitmesiyle artık iyice yalnız kalmıştı, kendisi gibi direnen birkaç kız kalmıştı yanıbaşında.Onun vicdanı bu fetvayı kabul etmiyordu bir türlü.başörtüsü farzdı nasıl farzı terk edebilirdi.İkna odalarına girmeden cemaat ağabeylerinin başınızı açın iknalarına maruz kalmıştı,nefsi aç diyordu,ama vicdanı rahatsız ediyordu onu açma diyordu.Bazı cemaatler ise haramdır başını açmak diyordu bazıları zaruret haramları helal eder diyordu.genç kız bu fikir ve fetva karmaşası karşısında bocalamaktan bıkmıştı.artık sadece medet umacağı ve güveneceği Allah kalmıştı.ONDAN YARDIM İSTEDİ.Rabbim işin hakikatini göster yardım et rabbim diye yaşlı gözlerle yalvarmıştı.
O gece rüyasında iki hakikat sineması görmüştü. O hakikat sinemasında mason vali Nevzat Tandoğan Bediüzzaman hazretlerine: Hoca şu sarığı çıkarıp şapkayı başına geçireceksin. Kanunlarımıza riayet edeceksin diyordu. Bediüzzaman hiddetlenmişti bana bak Nevzat bu sarık bu baş ile çıkar saçlarım adedince başım olsa hakikati Kuraniyeye hepsini feda ederim diyordu. İkinci hakikat sinemasında şöyle nida ediyordu: Bediüzzaman :Ekmeksiz yaşarım ama hürriyetsiz asla,ve o BAŞÖRSÜNÜ TEFEURAT GÖREN FETVA SAHİBİNİ minberden aşağı atıyordu.ŞÖYE DİYORDU:
sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır diye haykırıyordu. Genç kız kan ter içinde rüyadan uyanmıştı, Rabbine şükür etti kendisine hakikati gösterdiği için. Kendisine kimin kötülük edip başlarını din namına İslam adına açtıranların gerçek yüzlerini anlamıştı artık .
Bediüzzaman sünnet olan sarığı için başını verirken, ben farz olan örtüm için hayatımı versem azdır diyordu niçin okulu bıraktın diyenlere.NOT:Bu hikaye gerçektir.genç kızın gördükleri hakikattir.bir dergiden alıntıdır.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu