#175262 18-03-2007 16:46 GMT-1 saat
yalnız değiştireceğiz demiş kaldıracağız dememiş.
yani madde Türkiye'ye yapılan her türlü hakaret serbesttir buna bir kısıtlama olamaz gibi bir şekilde değiştirilmeside söz konusu değil işte yine Medyanın adi Aldatmalarıdır bunlar.
AB'de yavaş yavaş müslüman nüfusu artıyor çünkü gerçekleri anlıyan bir kişi Müslüman oluyor zaten ,bir kişi medyanın bu Türlü aldatmasından sonra müslümanların aslında böyle olmadığını görünce ister istemez bir arayış araştırma isteğinde bulunuyor ,neden AB'ye girerek AB'yi Feth etmeyelimki.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) 'ın Hadis-i Şerif'leri değilmidir Roma'nında Feth edileceği.. Alttaki yazıyı okuyun isterseniz gerçekten çok güzel..
a. Roma da Fethedilecek!
Peygamber SAS Efendimiz Hazretleri, Amr ibn-i Avf'ın rivayet ettiğine göre, Deylemî'nin Müsnedül-Firdevs'inde yazılmış. Buyruluyor ki:
RE. 478/5 (Lâ tek müs-sâah, hattâ yeftehallàhu alel-mü'minînel-kostantîniyyetir-rûmiyyete bit-tesbîhi vet-tekbîr.) Sadaka rasûlüllàh, fî mâ kàl, ev kemâ kàl.
Bu hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz bir şeyi daha müjdeliyor bize, İstanbul'un fethini müjdelediği gibi:
(Lâ tek müs-sâah) "Saat kopmaz, kalkmaz, ortaya dikilmez..." Yani kıyametin gelmesi böyle ifade ediliyor. Kıyametin gelmesi çok önemli bir vakit, saat olduğu için elif lâm ile, (es-sâah) o belirli saat diye söylendiği zaman kıyamet anlaşılıyor.
Kıyâmet, (kàme-yek mü) dikilmek demek. "Kıyamet insanın karşısına dikilmez, yâni kopmaz; (hattâ yeftehallàhu alel-mü'minînel-kostantîniyyetir-rûmiyyeh) Allah-u Teàlâ Hazretleri mü'min kullarına el-Kostantîniyyetir-Rûmiyye'yi açmadıkça, vermedikçe, fethini nasib etmedikçe kıyamet kopmaz." Neyle olacak bu?.. (Bit-tesbîhi vet-tekbîr) "Sübhànallah diyerek, tesbih ederek; tekbir getirerek, Lâ ilâhe illallah, Allahu ekber diyerek olacak." diye bildiriyor Peygamber Efendimiz.
Demek ki kıyametten önce oranın da fetholunacağını, İstanbul'un fetholunması gibi medheylemiş.
Şimdi el-Kostantîniyyetir-Rûmiyye diye geçiyor, bu Râmuz'daki 478. sayfanın 5. hadis-i şerifinde... Roma Kostantîniyyesi, yâni Roma şehri demek. Araplar bu şehri anlatmak istedikleri zaman, el-Kostantîniyye el-Kübrâ veya er-Rûmiyye el-Kübrâ derlerdi; İstanbul için de er-Rûmiyye es-Suğrâ derlerdi. Yâni küçük Roma, büyük Roma; küçük Kostantîniyye, büyük Kostantîniyye tabirleri Arapların arasında kullanılmış.
Burda, "Roma Kostantîniyyesi de müslümanlara Allah tarafından fetholunmadıkça kıyamet kopmaz." diye bildiriliyor. Ama nasıl fetholacak?.. Tesbihle, tekbirle; Sübhànallàh diyerek, Allàhu ekber diyerek fetholacak.
Başka hadis-i şeriflerde de belirtiliyor; "Roma'nın etrafına çevrelenirler, tesbih çekerler, tekbir getirirler ve Roma fetholur." diye bildiriliyor.
Tabii meşhur İstabul'un fethi hadis-i şerifinde oranın savaşla alınacağını da Peygamber Efendimiz belirtmiş. Bu ikisi arasındaki fark, çok açık olarak ifadelerden ortaya çıkıyor. Orda:
"--Kostantîniyye mutlaka fetholunacaktır; onu fetheden komutan ne mübarek bir komutandır, o ordu ne mübarek bir ordudur." buyruluyordu.
Yâni bir orduyla, bir komutanla, bir savaşla, mutlaka İstanbul'un fetholunacağını belirtmiş ve fetholundu; bu tamam... Bir de burada Kontantîniyyetir-Rûmiyye, yâni Roma'nın da fetholunacağı bildiriliyor.
b. Tesbih ve Tekbirin Anlamı
Nasıl fetholunacak?.. Sübhànallàh diyerek, Allàhu ekber diyerek fetholunacak.
Sübhànallàh, Cenâb-ı Hakk'ı kâfirlerin, müşriklerin, yanlış, bozuk inanç sahiplerinin düşündükleri her çeşit yanlış sıfattan pâk ve münezzeh olduğunu söylemeye derler. "Yâ Rabbi, bu zalimlerin, bu müşriklerin, bu putperestlerin, bu zavallıların söylediğinden sen çok pâksın, çok yücesin! Bunların bu söyledikleri ile senin hiç ilişkin yok... Onlar seni hakkıyla bilemiyorlar, çok cahiller, çok gàfiller. Sen münezzehsin, pâksın; her sıfatın en güzeldir." mânâsına geliyor.
Yâni bir zaman gelecek ki, müslümanlar buna bastıra bastıra, söyleye, söyleye; yanlış inanç sahipleri, dağlara tapanlar, birtakım yıldızlara, gök cisimlerine, güneşlere, aya tapanlar; bir takım hayvanlara, bir takım insanlara tapanlar, bu işin yanlış olduğunu anlayacaklar.
Kur'an-ı Kerim Allah'ın kelâmı, çok açık olarak bildiriyor. Peygamber Efendimiz Allah'ın rasûlü, kesin olarak bildiriyor. Müslümanlar bu bildirmeyi ihmâl etmeyecek. Her yerde, her zaman, çok açık bir şekilde, bunun çok önemli bir husus olduğunu; "Allah'ın şânına lâyık olmayan sıfatları ona yakıştırmak, o şöyledir, böyledoir diye nâkıs, yanlış, bozuk akîdeler ileri sürmek çok büyük iftira, çok büyük suç ve çok büyük günahtır." diye müslümanların bu konuya çok önem vermesi lâzım!..
Sonunda Cenâb-ı Hakk'ın münezzehliği, sıfatlarının yüceliği anlaşılacak, varlığı, birliği anlaşılacak demek.
Diğeri Allahu ekber; yâni Allah hiçbir varlıkla mukayese edilemeyecek kadar yüce, büyük, azamet sahibi, kudret sahibi, ululuk sahibidir. Bunu anlayacaklar. Müslümanlar bunları söyleye söyleye, imanın temizliği bastıracak ve bozuk inançları alt edecek.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu