> 1 <
Kırık Link Bildir! #175053 17-03-2007 23:48 GMT-1 saat
Bir goncaya bülbül kesildim Açsın diye bekleyecek kadar sabrımın kalmadığı, kapımı yalancı baharların dahi çalmadığı, şu garip gönülcüğümü kimseciklerin almadığı bir demde Kalp denilen, yumruk büyüklüğündeki yorulmaz et parçasının, bir yükten öteye geçemeyen bir mana taşımaya alıştığı gövdemde, manevi inkılabımın ayak sesleriyle inledi sema Siyah ve beyaz arasına sıkışıp kalan baht fotoğrafım, gökkuşağına şah oldu. Ve geceydi bütün mazi Halde ve istikbalde ansızın sabah oldu!
Bir goncaya bülbül kesildim! Tercümesiz duruşlarımın yüzüne kapanan kapıların inadına, gönül şehrine salınarak girdi can kervanı Kurgulanmamış bir hikayenin esas kişizadelerinden olmak da denebilecek bu hal-i güzin içre ben Duvara astığım ümit kılıncını, cüret sandığına kaldırdığım mecnunluk sadağımı kuşandım! Duyuyor musunuz ey kasvetten akan göz yaşlarım! Ben bu can seherinde Neşenin teşvikiyle o asık suratımdan boşandım. Aynalar dost bana Yollar dost! Ben bana yar artık Kendimle tutuştuğum cengi biz kazandı. Biz Saf ve temiz!
Bir goncaya bülbül kesildim Ömrü ortadan ikiye bölen her şeyin yıkıldığı, yıldızların alnına gam kurşunu sıkıldığı ve yorgun ayaklarımın her dem bir karanlığa takıldığı yerde Şimdi sazımın tellerine hükümdar olan o suskun perde Evet o suskun ama her şeyiyle ben olan o perde Aşk bu işte O yar-i güzin Baktığım her yerde!
Bir goncaya bülbül kesildim Şeydayım nicedir Şakırım pervasızca Öyle ki; bu şakımanın sarhoş ettiği şakayıklar titrer hayallerime şahit olunca Fazla söze ne hacet Şiirlerle söylemeli bu hazzın bahşettiklerini, şairlerin yolunca
Sevgili!..
Hani, umut güvercinleri salmıştık ya, vuslat semalarına. Yıllar geçti, hâlâ dönmediler...
Gözbebeklerinden öptüğümüz kumrular küstü sevdalara, gittiğin günden beri sustu dilleri, nağmeler söylemediler.
Sevgili!..
Güvertesine, sevgi gülleri bıraktığımız sevda gemileri vardı ya, alabora oldular hasret fırtınalarıyla, dibe çöktüler...
Sevgili!..
Binbir heyecanın yeşerdiği gönül bahçemize, yarın fideleri ekmiştik hatırlar mısın? Yokluğunda, yağmayı unuttu kırk ikindiler, kuru bir yaprağa döndüler...
Sevgili!..
Her seher vakti, çiğ damlaları ile ürpererek uyanan kan kırmızısı güller, dönmedin diye, zemherilerde üşüyen kardelenler gibi boyun büktüler....
Ey Sevgili!..
Sensiz kalalı, hep hüzünler döküldü kirpiklerimden, ısınmadı içim, meltemler bile yüreğimi üşüttüler
Seynur İnal
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu