> 1 <
Kırık Link Bildir! #175673 20-03-2007 09:05 GMT-1 saat
8 Temmuz
İşte Turkiye'deyim; bolge sorumlusu Tommy arkadaşla havaalanından
kalacağımız eve giderken hayli uyarıcı bilgiler aldım; "Hemen başlama, biraz
sağını solunu tanımalısın; Turkler acayip bir millettir" filan diye bir
şeyler soyledi, ama aldırış etmedim. Bir dakika bile zayi edilmemeli; gorev
kutsal, gorev ağır.
9 Temmuz
Tommy'nin yanıldığı acık; bugun ilk tebliğimi yaptım bile. Adam parkta
oylece oturuyordu. Soylediğim her şeyi gulumseyip başıyla tasdik ederek
saatlerce dinlerken ruhumun goklere değdiğini hissetmiştim. Bizi seyreden
simitci,sonradan o adamın sağır olduğunu soyleyince biraz moralim bozuldu
ama olur oyle şeyler.
11 Temmuz
Ucuncu gun; Tommy hâlâ "erken henuz" diye ısrar ediyor. Mânâsız bir ısrar
bu; kurtulması gereken o kadar cok ruh var ki burada. Corap almaya inmiştim
semt pazarına. Nasıl oldu anlamadım ama eve donerken artık benim altılı
celik tencere takımım vardı. Onemli değil, tencere gerekli bir arac nasıl
olsa. Tencereci arkadaşa mujdeyi tebliğ ettim. "Ayıpsın abi, Hazreti İsâ' ya
can fedâ." dedi, ben ağladım. Soz verdi, pazar toplantılarına gelecek; hatta
bana bir adres bile verdi. O adrese gidersem bir suru insanı misyona
katabilirmişim.
21 Temmuz
Tommy hâlâ "gitme, bak karışmam" diyor; işte bu aşırı ihtiyatkârlık
yuzunden buralarda İsa'nın mesajı yeterince bilinmiyor zaten. Gittim; şehrin
kenarında kalabalık bir mahallede bir apartmanın altıncı katına cıktım.
İceride bir hayli erkek vardı; beni iceri aldılar, mobilyasız bir salona
gectik. Cay getirdiler; hatır sordular. Tam lâfa başlarken biri parmağıyla
"sus" işareti yaptı. İceriden yaşlıca bir adam cıkıp salona gelince herkes
gibi ben de ayağa kalktım. Sonra adam konuşmaya, bir nevi vaaz vermeye
başladı. Şoyle bir dinledim; eh fena şeyler değil. Toplantıdan sonra herkes
birbirine sarıldı, yeniden cay ikram edildi. Burayı sevdim, yarın da
geleceğim.
2 Ağustos
Yine aynı şeyler oldu; bir ara fırsat bulup salondaki arkadaşları misyona
kazandırayım dedim. Tam "İsa" demiştim ki, ihtiyar vaiz "İsa dedin de aklıma
geldi." deyip cok tatlı bir bahis actı. Oyle guzel anlatıyor ki başladım
ağlamaya. Zor teselli ettiler; sonra ortaya sofra geldi. Yemek yedik.
Kuşbaşılı pilav nefisti; hele cacık!
12 Ağustos
Tommy beni tesbihle oynarken yakaladı. "Nereden buldun" diye
sıkıştırıyor. "Dukkanın birinden aldım." dedim. Tesbih bana iyi geliyor,
meditasyon yerine geciyor. Bir tane de Tommy'e mi alsam?
6 Eylul
Bugun hep birlikte camiye gittik. "Bakayım" dedim burada neler
yapıyorlar, nasıl ibadet ediyorlar. Mecit diye bir temiz yuzlu arkadaşım var
cemaatten. Bana abdest almayı oğretti caminin avlusunda. Tuvaletleri pek
temiz değil ama abdest cok guzel bir olay. Fırsatını kolluyorum; bunların
hepsini Protestan etmezsem bana da Mahmut demesinler!
16 Eylul
"Nereden cıktı bu Mahmut?!" diye cıldırdı Tommy. "Kod adım." dedim.
Anlamadı. Anlamaz tabii. Ben ne yaptığımı biliyorum. şimdilik sesimi
cıkarmıyor, toplantılara muntazaman devam ediyorum; ezan okununca "Hadi
camiye gidelim Mahmut" diyorlar, gidiyorum. "Neler okuyorsunuz fısır fısır?"
diye sordum. Oğrettiler. Fatiha cok guzel bir sûre. Tommy'e de oğretmeliyim.
1 Ekim
Tommy beni evden atmaya kalkıştı dun. "Seni kandırıyorlar,Musluman
yapacaklar enayi." diye cıkıştı. İtiraz ettim, "Ben bunların icyuzunu
oğrenmeye calışıyorum Pastor Tommy." dedim. "Sırlarını oğrendiğim an,
bunları suru halinde onume katıp Sarayburnu' ndan denize sokup cumlesini
birden catır catır vaftiz etmezsem bana da Mahmut demesinler." dedim. "Cık
dışarı aptal." diye kovdu beni. Misyondan gelen aylığımı da kesti. Vermezse
vermesin, cemaatteki arkadaşlar aralarında para toplayıp verdiler. Geceyi
ucuz bir otelde gecirdim. Bugun Mecit'in evine taşınıyorum.
Az kaldı az.. Dayan oğlum Mahmut!
6 Kasım
Mecit benim icin istihareye yatmış; "Yeşil gordum Mahmut." dedi, "Nurlar
icindeydin, hidâyet nasip oldu sana ne mutlu." dedi. Tabii aldırış
etmiyorum, fakat hoşuma gitmedi de değil.
9 Kasım
Bugunlerde cemaate İngilizce dersleri vermeye başladım; sabah namazını
topluca edâ ettikten sonra kuşluk vaktine kadar ders veriyorum. Kuşlukla
oğle arasında tefsir dersleri yapıyoruz. Beni artık iyice kendilerinden
zannediyorlar.
21 Kasım
Yeni damat olduğum icin dort gunden beri gunluk yazamadım. Mecit'in
teyzesinin kızı Sabiha ile nikahlandık dun. Nikâhımızı Saadettin Hoca kıydı
sağ olsun. Sunnet dediğin ise sinek ısırığı gibi bir şey zaten, cabucak
gecti.
Bu sabah yolda Tommy ile karşılaştık. "Kiliseye yazdım, seni defterden
sildiler." dedi. Guldum, hâlâ o bayatlamış misyoner kafası işte. Benim din
değiştirdiğimi sanıyor gerzek.
Halbuki ben...
28 Kasım
Ne kadar uzgunum. Mecit, "Nasip değilmiş, seneye gidersin" diyor. Hac
kayıtları kapanmışmış. İstesem ecnebi pasaportumla Mısır uzerinden vize alır
giderim, ama ben olayı iceriden, herkesle butun mu'minlerle birlikte yaşamak
istiyorum oysaki.
19 Aralık
Sabiha ile teheccutten sonra Yaşar Hoca mevzusu gecti aramızda. Yav bu
Yaşar Nuri Hoca iyi adam hoş adam fakat ne bileyim cok modern bir duruşu var
gibi sanki; hani, "İslâm'ı en iyi ben bilirim" şeklinde bir dayılanma.
Oğleden sonra yayıncımla sozlu anlaşma yaptık; ilk eserim iki ay sonra
cıkıyor: "İslâm'ın selefî boyutlarına dinamik bakışlar".
Yayıncım, "fiyatı iki lira yaparsak uc yuz bin satarız." diyor.
"HAMD OLSUN"
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu