Dilimin ve kalemimin ucundasın,
Fakat kalbimin içinde,
Şu tükenen yıllara sor, gecelere
Gündüzlere sor: kiminleyim ben?
Hiç sizin semtinizde vefa rüzgarı esmez mi?
Dağlara seslendim, onlar bile ses verdi de
Sen neden susuyorsun...
Sen ses ver de senin semtinden esecek vefa
ve aşk rüzgarlarına bağrımı açayım.
Ciğerlerime çekeyim...
'Beni ne yapacaksın' deme
'Benim yüzümden ne hale gelmişsin' de!
Yollarda ayak izlerini gördüm,
Bu izlere yüzlerimi sürdüm.
Evet, buralardan geçen sensin!..
Yollardan geçtiğin gibi benden de mi geçeceksin?..
Yollardaki izlerini başka izler bozar siler...
Fakat kalbimde bıraktığın izler ebedidir, bozulmaz, silinmez...
Seni düşüne düşüne düşüme giriyorsun
Onun için ben, gündüzlerden çok geceleri sever oldum
Senin olmadığın yerde güneş yok bana
Ateş yok bana...Hayat yok bana...
Muhacir kuşlar sıcak iklimlere göçtüler
Demek ki göç zamanı benim kuşumsa
'Aşk' denilen kafeste çırpınıp durdu.
Seninle olduktan sonra her şey sıcaktır bana
Son bahar bile ilk bahar gibidir.
Bir baktın canımı yaktın
Bir daha bak ki , kül olayım, savrulayım...
Bu bayram da sensiz geçti.
Seninle her gün bayram bana
Sen olmayınca bayramdan ne haber?
İş bildiğin gibi değil, bilmediğin gibi...
Sen kendine bakma, bana bak;
Neler oluyor o zaman anlarsın
Öldüğüm zaman mezarıma gel
De ki ' bu adam benden neler çekti
Ey toprak, böyle bir dertliyi sen nasıl çekiyorsun...'